Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kaçış (03.07.2011)
Bisikleti park ettim, bahçeye girdim, ortalık iyice karanlık, ay ışığından umut yok, solda aşağı doğru sıralanan iki evde ışık aradım, henüz gelen olmamış demek ki. Yer yer merdivenli, aşağı eğimli yolda 100 metre kadar yürüyecektim; bisikletin led ışıklı fenerini yanımda taşımam gerekir. Çantayı omuzuma astım. Eriklerin, asmaların ve sarmaşıkların yer yer yolun üzerini kapatarak oluşturdukları doğal dehlizi basan zifiri karanlığın derinliğine baktım; solda belli belirsiz duran evi kestirdim gözüme…
\nYürümeye başladım ki birden önümde, yanlarımda yanıp sönen uçuşan ışıklar belirdi. Hayır olamaz, dedim önce, ateşböcekleri! Bir değil, üç-beş-on değil, yüzlerce diyebileceğim çoklukta. Çantamı yere koydum, merdivene oturup ışık uçuşmalarını seyre koyuldum. Bazıları iyice gözlerime yakın uçuşuyordu. Hangisinin nereye gittiğini izlemeye çalıştım. Birkaç tane olsalardı kolay olurdu ancak üç beş-ışık çakmasından sonra onlarcanın yolları kesişiyor veya birbirleri arasında kayboluyorlardı.
\n***
\nBu oldukça ritmik yanıp sönmenin anlamı varsa neydi? Erkeğini veya dişisini aramaya yönelik işaret mi, çiftlerin arasında özel/ şifreli haberleşme mi, erkeklerinin dişilerini aramak için yanıp durduklarını söyleyen romantik izah mı, yoksa savunma sistemlerinin bir parçası ve düşmanlarına gözdağı mı?
\nBazı çeşitlerinde sadece erkekler ışık saçarmış, bazılarında ise dişileri ve larvaları da. Bazılarında sadece erkekler kanatlı olurmuş, bazılarında dişileri de kanatlı ve ışıklı… 2000 kadar ateşböceği çeşidinin çoğunda kendine özgü bir sinyal şifresi olduğu kayıtlara düşülmüş. Peki bizim buradakiler?
\nKaranlıkta yanıp sönen deniz fenerleri gibiler. Sanki iki saniyede bir işaretlerini veriyorlardı. Bazı gözlemler ışık saçımlarının 3 saati bulduğunu söylüyor. Peki bu enerjileri bitince?.. Umarım yaşamları da sona ermiyordur! Bazı geceler ışık seli doruğa ulaştığına, bazı geceler çok seyreldiğine ve hiç görünmediklerine bakılacak olursa, sanki kısa süre gerçekleştirdikleri büyük bir törensel hayatın ardından, başka bir yaşam döngüsüne çekiliyor gibiler.
\n***
\nBilimciler, ateşböceğinin ışık vermek için ayırdığı enerjinin yüzde yüzünü kullandığını saptayınca, bu ilginç kimyasal / biyolojik süreci taklit edebilmenin yollarını araştırmaya koyulmuş. Bir ampulün yanması için harcanan enerjinin çok azı ışığa dönüşebildiği ve yüzde 80’den fazla enerjinin boşa gittiği olgusu, ateşböceğindeki gibi daha verimli bir ışık kaynağı yaratılabilir mi arayışlarını başlatmış. Kolay gelsin diyelim, işleri epey zor görünüyor!
\nEtçil böceklermiş ve salyangozları çok severlermiş, onları ısırarak zehirler sonra da yerlermiş. Tam bizim bahçe için gerekli yaratıklar! Ateş böceği beslenir mi salyangozlara karşı?
\nBir dizi efsane yazılıp çiziliyor onlar için. İşte bazıları:
\n• “Bazı kurbağalar o kadar çok ateşböceği yer ki, sonunda kendileri de ışık saçmaya başlar”mış!
\n• “Tayland’da geceleri nehir kıyısındaki Ton Lampoo ağaçlarını saran ateşböcekleri dakikada 120 kez parıldayıp söndüklerinden, ortalık, yarım saniye aralıklarla şimşek çakmış gibi aydınlanır ve ardından zifiri karanlığa boğulur”muş.
\n• “Jamaika’da ateşböcekleri o kadar parlak ve ışıklıdır ki, dallarda toplandıkları zaman beş yüz metre uzaktan ağaçlar alevler içinde yanıyormuş hissini verir”miş.
\n• Öyle ki “1898’de Küba’daki bir savaşta, bir doktorun ameliyatı sırasında ışıklar sönmüş, getirilen bir şişe dolusu ateş böceği sayesinde ameliyat tamamlanmış.”
\n***
\nZihnimde ortalık aydınlanmış ve karanlıkta da evi net görür olmuştum. Kalktım, uçuşan ışıkların arasından geçerek evin kapısına vardım. Aşağı bahçede de uçuşuyorlardı.
\nOnca zamandır adadayım ama bugüne kadar ateşböcekleriyle karşılaşmamıştım. Belleğimi yokladım, gözümün önüne Rumeli Hisarı’nın sırtları geldi. Sahilden yukarı doğru vurmuş, sonra bahçe içinden geçerken yine ateşböcekleriyle çevrelenmiştik. En son ne zaman ateşböcekleriyle karşılaşmıştınız?
\nBunca yıldır buradayım neden onları görmemiştim?
\nBüyükada’da artık geceleri, insanları, böcekleri, ağaçları, bitkileri topyekûn ilaçlamaya son verilmesinin sonucu olarak, doğal hayata geriye mi dönüyorduk.
\nYoksa yeni taşındığımız burada saklı kalmış doğa parçasına özgü bir yaşamla mı karşılaşmıştık.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!