Modern Sultanlık Dönemi

11 Şubat 2013 Pazartesi

Başbakan, Ergin Saygunu (*) ziyaretle başlattığı yeni dönemi nasıl tanımlarsınız?\n

\n

Türkiye sıradan bir politik sürecin sonuna veya başına gelmiş değil. Çok olağanüstü yeni bir döneme girmek istiyor Başbakan.\n

\n

RTE, bugüne kadar Türkiyeyi partisiyle ve cemaatin önemli katkılarıyla biçimlendirdi... Ama ülke kör topal da olsa eski anayasa ile yönetiliyor. Askeri vesayeti bitirdi, devlet ve toplumun önemli güç odaklarını ele geçirdi. Eğitimi yeniden yönlendirmeye çalışıyor. Ama ülke rejimini-toplumu istediği gibi biçimlendirebildiğini ve bunun da sonuçlarını tam görebildiğini söylemek zor.\n

\n

İki noktaya vurgu yapmak isterim: \n

\n

İlki bundan sonraki süreçte tamamen yalnız başına, tek başına, Recep Tayyip Erdoğan olarak devam etmek istiyor. Hazırladığı başkanlık anayasasının ana metinlerine bakacak olursanız, parlamentodan tutun yargıya kadar her şeyin, yani bütünyönetim sisteminin ha varmış ha yokmuş olduğunu görürsünüz. Her şeyin tek kişiye ve onun dudaklarından çıkacak söze bağlı olduğu bir kukla parlamento, kukla yargıçlar ve daha bir dizi kukla kurum ve kişiler... Hepsinin ipleri başkana bağlı. \n

\n

Dünyanın en büyük çoğunlukçu yönetimi isteği duruyor karşımızda. Bu yönetimde, yüzde 49un hiç önemi yoktur ama yüzde 51e dayanarak her şey yapılabilir. Çoğunluktan aldığı yetkiyi neredeyse başka hiçbir kurum, hiçbir kişi, devlet örgütü, başka seçilmişlerle ve tabii ki parlamento vb. ile paylaşmaya yanaşmayan tek adam yönetimidir RTEnin kurmak istediği. \n

\n

Aldığı oyların, kendisine her şeyi yapma yetkisi verdiğine inanan bir anlayış. \n

\n

Bunun için ne bir siyasi programa ihtiyacı vardır ne de benzeri bir şeye. Zaten dikkat ederseniz, RTEnin iktidarı döneminde yaptığı büyük değişikliklerin büyük çoğunluğu, seçim meydanlarında söylenmemiştir. Mesela eğitim yasası vb.\n

\n

Adlandırmak gerekirse: Modern padişahlık - sultanlık... Zaten Kanuni, padişahlar, Osmanlı dönemi aşkları da bunu net yansıtıyor. RTE asla modern, paylaşımcı, evrensel bir demokratik ve hukuk rejiminin insanı değildir ve olamaz. Başkanlık anayasası ve kurmak istediği yeni rejimin özellikleri, bu kanıyı çok net kesinleştiriyor.\n

\n

***\n

\n

Vurgu yapılması gereken ikinci nokta ise şudur:\n

\n

RTE, bugünkü anayasal idare ile, toplumu yeterince dönüştürebildiği kanaatinde değildir. Süreç yavaş işliyor. Tek başına vereceği kararlarla bu süreci çok hızlandıracağını da düşünüyor olabilir. \n

\n

RTE, Üçüncü Cumhuriyetin tek başına kurucusu olmak niyetindedir. Birinci Cumhuriyet Atatürk dönemiyle (19 Kasım 1938) sonlanmıştır. İkinci Cumhuriyet, hemen ondan sonra başlamış ve 2012 Kasımıyla sona ermiştir. Ve Erdoğan dönemiyle birlikte Üçüncü Cumhuriyet başlamıştır. \n

\n

Erdoğan, başbakanlık gibi sıradan bir görevi aşmış, önündeki diğer sıradan devlet başkanlığı işini atlayarak her şeye tek başına karar vereceği yeni bir döneme, Büyük Başkan-Modern Sultanlık dönemine adım atmayı planlamaktadır.\n

\n

Mesele budur.\n

\n

***\n

\n

CHPlilere bakıyorum, olayın farkında bile değiller. Meseledeanayasal, vatandaşlık-yurttaşlıknoktasına takılmış kalmışlar.\n

\n

Oysa Başbakan önümüzdeki 7-8 ay süre içinde her şeyi bitirmeyi programlamıştır.\n

\n

Bu nedenle dünkü yazımda dedim ki, RTE için artık ordu, Silivri, Balyoz, Ergenekon vb. hepsi bitmiş ve aşılmıştır. Bunlar ayak bağına dönüşmüştür artık. Ergin Saygunu ziyaret bunun işaretidir. Bu konudan hızla kurtulmak zorundadır. Belki de herkesin başkanıgibi bir temel sloganı inşa edecektir.\n

\n

Bu sürece paralel, Kürt meselesinde de hızlı adımlar atmak durumundadır... Zaten bunu da görüyoruz.\n

\n

Sultanlık makamının tesisi için, yazdığımız gibi, Apo, PKK ve Kürtler en büyük müttefiki durumundadır.\n

\n

BDP liderleri, bu sultanlığa yeşil ışık yaktı ve referandumda destek veririz dedi... Tabii özerk Kürt bölgesi kartını da hemen masaya sürerek...\n

\n

Yarın: Erdoğan Kürtlerin desteği de olsa referandumu kazanabilir mi?\n

\n

(*) Doğrusu, iktidarı altında, hastane ve hapishane köşelerinde azap çektirilen bir hastaya (ve yüzlerce tutsağa) bu ziyareti herkes yapamaz. Bunun için soğukkanlı ve çok şeyi göze almanız gerekir. Ve bu ziyaret için ödeyeceğiniz siyasi bedeli de hazırlamış olmalısınız. Bu bedelin de adı, Silivrinin en kısa zamanda tamamen boşaltılmasıdır. Yoksa, celladın kurbanını ziyareti olarak siyasi literatüre geçer.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları