Türban Neyin Emri

04 Kasım 2013 Pazartesi
Başbakan dedi. Bu söyleminin, “hem
dinen hem toplumsal olarak ne kadar
yanlış olduğunu düşünmüyor”, demek
hakaret olur. O halde sosyal ve politik
olarak eleştireceğiz..
Dinimizin gereği” mi? Yoksa
Başbakan’ın ve benzerlerinin “inancının
gereği” mi? Veya İslami iktidar politikasının
bir gereği mi.. Veya hem inancının hem de
İslami politikasının gereği mi..
Bunların hepsi birbirinden farklı
şeyler... Bu söylem çok önemli, çünkü
Başbakan en tepeden kadınları ikiye
böldü, dinin gereğini yerine getirip başını
örtenler, getirmeyip örtmeyenler! İlki
“temiz”, “Müslüman” kadın.. İkincisi?
***
Başbakan “Kadınların başını örtmesi
dinin emri” diyerek yanlış konuşuyor.
Çünkü İslam ülkelerinde çok farklı
uygulamalar var. Başını açanlar da
örtenler de.. Hem de en yüksek düzeyde!
İş yaptığı Körfez ülkeleri liderlerinin pek
çoğunun eşinin başı açık! Ama Suudi
Arabistan gibi ülkelerde kadınlar kesin
bir dinsel örtünme yorumunun ve
iktidardaki erkek uygulamasının büyük
terörü altındalar..
Hep söylerim: Kadınlara saçlarını
örtmesi emrini verenlerin hepsi erkek.
Fetva kurumları dahil! Dolayısıyla,
kadınların başını türbanlaması, egemen
erkeklerin kadınlar üzerindeki üstüne
üstlük din katmerli kadim baskısının bir
parçasıdır...
Bu bir.. İkincisi, Kuran’da Nisa süresinin
farklı yorumu. Ben yorumlara bakarım
bu önemli konuda, gerisi hiç benim işim
değil.. Sünni erkek egemenler ve bunların
Kuran yorumları / çevirileri “başını ört
biçimindeyken, örneğin ilk Türkçe Kuran
çevirisini 1425 yılında yapan Muhammed
bin Hamza’nın (Şeyhülislam Molla Fenari)
Kültür Bakanlığı tarafından da yayımlanan
Kuran mealinde bu tartışmalı ayeti
şöyle çeviriyor (Nur Suresi 31. Ayet) “Ve
söyle inanan kadınlara gözlerini (harama
bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel
organlarını. Ve göstermesinler ziynetlerini
ve yakaları üzerine bıraksınlar örtülerini.”
Burada ziynetten kasıt göğüsleri..
Arabistan’da göğüsleri çıplak gezen
kadınlara omuzlarından atacakları bir
örtü ile göğüsleri örttürülüyor.. Kadınlar
korunuyor.
Başbakan “Kuran’ın emri” demiyor,
neyse ki, “Dinimizin emri” diyor. Din,
Kuran değildir! Din, Kuran’dan yola
çıkılarak, din ulemalarının yorumları,
fetvaları ve siyasi kararları ve
uygulamalarıyla oluşturulan bir toplumsal
sistemdir..
Dolayısıyla “din emri” burada böyle,
orada şöyle, öbür tarafta başka türlü..
İslam ülkelerinin hepsinde farklı
uygulamalar var.. Dolayısıyla, Başbakan
“dinimizin emri” diyemez. Çünkü
Türkiye’de dinin yaşanma biçimi de
birbirinden farklı.. Başbakan, inancını, bir
din emri olarak topluma dayatıyor! Bunu
yapamaz, bence dini suç da işliyor!
***
İkincisi, bir başbakanın “bu bir din
emridir” söylemi ayrıca toplumsal olarak
da yanlıştır.. .. En tepeden verdiği fetva ile
kadınları ikiye bölüyor: Dinin emri gereği
türban takan kadınlar (makbul), dinin bu
emrine uymayıp türban takmayanlar (onlar
ne oluyorlar, dese de bilsek)... Ama başını
örtmeyenlere nasıl baktığını, örtenleri
kutsayışına bakarak çıkarsayabilirsiniz..
Başbakan için makbul olan, bütün
kadınların başını örtmesidir.. Bu, siyasi
totaliter zihniyeti pek çok konuda
belli olan bir liderin, kadınlara büyük
baskısıdır.. Nitekim devlet katında ve
devletle iş ilişkilerinde makbul olan, başları
bağlı eşleri olan erkeklerdir ve onlar
yükseltilmektedir..
Başbakan, bu söylemiyle, partisinde
başını örtmeyen kadınları da suçluyor
olmakta.. Birbiri ardına hepsinin başlarını
örtmesi, siyasi gelecekleri açısından bir
zorunluluk oluyor sanki! Nitekim “dinin
emrine” bir AKP milletvekili kadın daha
uydu!
***
O halde “saç örtmesi”nin bir Kuran emri
olduğu, en basitinden kesin tartışmalıdır
(bence tartışmalı bile değil). Ayrıca bunun
bir din emri olduğu da doğru değil. Çok
farklı uygulamalar var. Sadece şunu
diyebiliriz: Saç örtme, Başbakan’ın kendi
dini inancı gereğidir..
Tabii, bu saç örtme meselesini siyasal
iktidar söyleminin bir parçası olarak
kullandığı için de, bu konu siyasal bir
iktidar aracıdır...
Kadın evine kapanacak, çocuk
doğuracak ve yetiştirecek.. Uygulaması da
budur..
Nitekim Türkiye’de kadının toplumsal
konumu ve RTE politikaları da bunu
öngörüyor: Doğur, doğur, doğur
(kadınlara); beline kuvvet (bu da
erkeklere)!
***
Başbakan, türban üzerine yorum
yapmasın, türban dinin emridir
yorumunu geri çeksin, toplumu bir de
İslami olan ve İslami olmayan kadınlar diye
ikiye bölmesin..
Din fetvalarıyla ülkeyi yönetmeye
kalkarsa, ülkede bir de bu nedenle büyük
bir iç kargaşa gelişir..
Bunu Başbakan’a söyleyebilen bir yiğit
yok mu!?
Veya zaten istenen, bir de bu mu!


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları