Türkiye’de cehaletin doğası*
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Türkiye’de cehaletin doğası*

26.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Neyin cehalet olduğunu yeniden tanımlamadan, cehaletten söz etmenin anlamsız olabileceğini yeni öğrendim. Önce yaşadığımız dünyanın, sözünü ettiğimiz dünyadan farklı olduğunu, sonra bilgimin, ciddi bir çaba gösterdiğim halde, toplumun ve dünyanın içinde yaşadığı değişimi anlayacak kavramsal aydınlığa sahip olmadığını anladım.

Dünyada olan bitenleri yüzeysel olarak anlıyoruz... Biz hâlâ sıradan okumuşlukla cehaleti eşanlamlı kullanıyoruz. Herkesin ilkokula gittiği bir ülkede bu doğru değil. Fakat hâlâ okumamış olanların yaşadığı Türkiye’de “mürekkep yalamışlığı” okumuşluk kabul eden bu toplum, cahil kalmakta devam ediyor.

Günümüzün değişik bir cehalet ölçeği olması gerek. Bilgi artışı ve birikimi o denli yoğun ki bir uzmanın sadece kendi alanında bile yenilikleri izlemesi olanaksız hale geldi. Okumanın evrensel bir zorunluluk olduğu günümüzde sadece cehalet basamakları var. Gerçi hâlâ ortaçağ karanlığında yaşayanlar da var. Müslümanların bir bölümü bunlara dahil...

HÜKÜMETLERİ İKTİDARA GETİREN NE?

Tüketim dünyasında yaşayan insanlar, bilgiyi okulda elde etmemiş olsalar bile yaşamlarını etkileyen her şeyin varlığından haberleri var. Otomobil sahibi olup adam ezmek için fizik okumak gerekmiyor. Oy vermek için de iyi öğretim almış olmak gerekmiyor. Hükümetler, otomobil satanla, oy veren desteği ile iktidara geliyorlar. Bu bağlamda siyasi partileri ayakta tutan, hükümetleri iktidara getiren bilgi değil, eskiden kalma bir politik mekanizma olduğu açık.

İletişim, bilim-teknoloji çağında, dünya, bunlarla ilgisi fazla olmayanların oylarıyla idare ediliyor. Çağdaş toplumlarla onları yönetenler arasındaki uyumsuzluk insanlığın çözemediği bir sorundur. Bugünkü durum kral ve sultanlardan daha iyi olsa da günümüzün gelişmiş ve uygar denen toplumları için sadece yetersiz değil, ilkel bir sistemdir. Gelişmemiş, yeteri kadar aydınlanmamış toplumların yaşadığı ülkelerde ise eskiyi aratacak kadar dejenere olabiliyor.

Dünyanın en insafsız despotları 20. yüzyılda ortaya çıktı. 21. yüzyılda da geleneği sürdürenler oluyor. Hitler’in Avrupa’nın en uygar ülkelerinden birinde ortaya çıkması, bilginin ve uygarlık dediğimiz davranışsal dünya görüşünün, politik iktidarla doğrudan ilişkisi olmadığını bilimsel olarak kanıtlamıştır. Gerçekten bilge insanlar hiçbir zaman iktidara gelmek istememişlerdir. Hükümdarlar, en bilgili insanlar hiç olmadı. Kimi gücünü Tanrı’dan, kimi gelenekten, kimi fiziksel güçten almıştı. Şimdi bilgi yerine oy geldi. Fakat bilgelik gelmedi.

BİLGİ, YÖNLENDİRİLEN CEHALET ARACI

İkinci Dünya Savaşı sonrasında dış borçsuz olan bir Türk devleti varken, bugün insan başına borcu Birleşik Amerika’dan sonra gelen bir devlet var. Bilgi, günümüzde, yönlendirilen bir cehalet aracıdır. Buna bir ölçüde herkes dahil. Yönlendirilen ve yönlendirilemeyen arasında, o toplumun geri kalmışlığı ile orantılı bir fark var. Fakat dünyanın 500 yıldır tartıştığı ve sonuçlandıramadığı temel sorun, dünyanın gerçeklerini anlamadıkları için geleceklerini mahkûm eden cahillerle değil, tümden geleceği tehlikeye girmiş toplumun duyarlı kesimlerine ulaşmanın yöntemini yaratmaktır, bulmaktır.

Çarpık ilişkiler üzerine kurulu bir dünyada yaşıyoruz. Toplumları yönlendirenler, onları sömürenlerin arasından çıkabiliyor ya da onlara hizmet ediyorlar... Yine de doğru düşünen, güzeli yaratan, haksızlık ve yalana baş kaldıran, bilim, felsefe, etik, edebiyat, sanat, musiki, tiyatro, opera üreten, toplumları demokrasi denilen düzeye ulaştıran bir geçmiş aklın, kötülükten çok, iyilikten yana çalıştığını kanıtlıyor.

İnsanın kafasını karıştıran bir durum var: Sömürü ve savaşın devam etmesine karşın, en uygar ve demokrat toplumların en zengin toplumlar olması ve cahil toplumları sömürmeleri. Gelişmiş toplumlar, herkesin bildiği mekanizmalarla kendilerinden daha cahilleri sömürüyor. Ona karşın, despotlar daha çok gelişmemiş ülkelerde türüyor. Bu bağlamda ülkede genel bilgi düzeyinin yükselmesi, bilinçlenmiş bir politik irade ve yoğun bir entelektüel çaba gerekiyor. Toplum bu gerçeği göremediği sürece bu umut gerçekleşmeyecek! Çağdaş yaşam, bilimin olanakları içinde tanımlanabilir. İnsanlık uygarlığa bu sorumluluk bilinciyle ulaştı. Cumhuriyetin yolu da buydu.

SORUNLARIMIZ ÇÖZÜMSÜZ MÜ?

İkinci Dünya Savaşı’ndan kurtulduktan sonra, dünya ile birlikte, Amerika’nın eline düştük. 1950’den sonra dışarıdan kurgulu bir demokrasi bozuntusu ile ordu arasında oynanan ve 1980 darbesine kadar süren bir süreçten geçtik. Kentleşme-kırsallaşma, sanayileşme karışımı bir azgelişmiş toplum sürecine girerek, bugüne ulaştık. ‘Gelişmekte olan ülke’ adını taşıyan Türkiye, dünya sıralamasında Megalopolis yozlaşması aşamasında, azgelişmişlik kategorisinde yer alıyor. Türkiye yirminci yüzyıl dünyasında, 1950’ye kadar, örnek gelişme gösteren bir ülke idi. Şimdi sorunların çözümü yok.

Bilinçlendirmek uygarlık sorumluluğudur. Aklımız, eğitimimiz, bilgimiz oranında çevremizi aydınlatmak zorundayız. Bu küçük aydınlık odakları toplum sinerjisini, toplumun gelecek umutlarını korumaya yardım edecektir. Bu, çağdaş bir insani dayanışma örneğidir. Dayanışma insan sevgisinden kaynaklanırsa amacına daha kolay ulaşabilir. Bu davranışlar, insanlık bilincinizin kişiliğinizi ve varlığınızı zorlayan enerjisinden, insanlık ve sorumluluk duygusundan kaynaklanır. Bunun ölçütleri evrensel ve bilimseldir. Politik değildir.

Öncül teknoloji üretiminde yeterlilik, bunun meyvesidir. Ülke ekonomisine giderek daha çok yük olan büyük kentleri şişirerek değil, ülkeye yayılmış bir ileri sanayileşme çabası ve ona paralel bir teknik öğretimle gerçekleşebilir. Bu düşünceleri üretecek entelektüel ortamın gelişmesi, toplumun zaman içinde, çağdaş uygarlık aşamasına ulaşmasıdır. Uçurum kenarında dolaşan aydınların görevi bu aydınlığın yayılmasıdır. 

* Doğan Kuban (2016)

Yazarın Son Yazıları

Tarihe geçecek diploma iptali davası Dreyfus’u gölgede bırakır

Bir ülke, bir iktidar, bir hukuk, bir yargı düşünün ki topluca hareketle bir kimsenin 31 yıl önce aldığı üniversite bitirme diplomasını geçersiz saysın ve iptal etsin.

Devamını Oku
11.12.2025
‘Bana uy, seni tekrar büyük yapacağım, yoksa yok olacaksın’

Trump yönetiminin hazırladığı Milli Güvenlik Stratejisi (Belgesi) büyük tartışma yarattı, özellikle Avrupa’ya ilişkin bölümleri. Trump karşıtı Amerikan medyası ve entelektüel yazarlar, Trump Avrupa’yı adeta düşman olarak görüyor yorumunu yaptılar.

Devamını Oku
09.12.2025
Ümmet mi millet mi? Av kim, avcı kim?

Bakın ne buldum.

Devamını Oku
07.12.2025
Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025