Yazarlar Günün Köşe Yazıları Tüm Yazarlar Spor Yaşam Konuk
ABD Güzellemesi...
Sakın başlığa bakıp da “Sen de mi?” demeyin.
Çünkü bana göre asıl kızması gerekenler ben ve benim gibi düşünenler değil, ABD yalakaları olmalı.
Önce hem yemin töreni öncesi düzenlenen konserden hem de yemin töreninden ekranlara yansıyanlar, onların Türkiye için öngördüklerinin tam tersinin ABD halkınca yaşanmakta olduğunu ortaya koydu.
Ayrıca bu yazı, ABD’nin Irak ve Guantanamo’da uyguladığı acımasızlığı, toplu kırımları, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında aralarında Türkiye’nin de yer aldığı eski-yeni ülkelerin sınırlarını yeniden belirleme zırvasını aklama amacını taşımıyor. ABD hakkında bu köşede daha önce yayımlanmış yazıları da silip atmıyor.
Amacım, Cumhuriyet yazarlarının da yetkinlikle vurguladıkları bir konuyu, tarihe not düşmek için yazmaya çalışmak.
***
Bu yazıyı, gazetelerde yayımlananlardan çok, anında çevirilerde dinlediklerimden aklımda kalan cümleleri irdelemek zorunda kalmanın üzdüğü bir gazeteci olarak yazdığımı da hemen belirtmeliyim.
Önce “ulus” kavramından başlayalım.
Obama’nın “Parçalı mirasımız zayıflık değil güç. Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, Hindu ve inançsızlardan oluşan bir ulusuz. Dünyanın her yanından kültürlerle şekilleniyoruz” cümlesi, etnik farklılıkların dikkate alınmadığı anlamını da gösteriyor.
Bu nedenle olsa gerek, etnik farklılıklarını vurgulamak için “ABD’li, ABD yurttaşı” gibi tanımlar, iki milyona yakın katılımcının “Amerika” sloganlarını yüksek sesle ve ortaklaşa atmalarıyla da yok sayılıyor.
Obama’nın, ABD’nin başarılarını “Ben, biz” gibi sözcüklere önem vermeyerek “Amerika halkına” mal etmesi de bizimkilerle bağdaşmayan bir başka yaklaşımını kanıtlıyor.
Özellikle “ABD’nin kuruluş çabalarını ve bu uğurda hayatlarını verenleri” yüceltmesi ve saygıyla anması da büyük devlet yöneticiliğinin bir başka yanını gündeme getiriyor.
Zorunlu tarihlerdeki, zorunlu anmalar dışında Türkiye’nin miladını kendileriyle başlatma alışkınlığındaki bizim büyüklerin örnek almaları gereken bir yaklaşımı da burada ortaya çıkarıyor.
ABD Başkanı’nın göreve başlarken yarattığı umutlar gerçeğe dönüşür mü?
“Evet” demek gerçekten zor. Herkesin, eski başkanın akıl ve insanlıkla bağdaşmayan kırıp dökmeleri yüzünden yeni başkana umut bağlamaya çalışması da haksız sayılamaz.
Tıpkı bizdeki “şarap fıkrası” gibi.
Bektaşi babasına, iki testi şaraptan hangisinin iyi olduğunu söylemesini istemişler.
O da ilk testiyi denedikten sonra ikinci testideki şarabın daha iyi olduğunu söylemiş.
Denemeden bu kanıya varmış olmasını da “bundan daha kötüsü olamaz” diye açıklamış.
Biz de öyle yapıyoruz galiba. Bush’a kıyasla “Obama daha iyi” demeye çalışıyoruz.
Ama atalarımızın “Gelen gideni aratır” dediklerini de unutmuyoruz.
Obama’nın bizim yalakaları kızdıracak laflar etmesi de umudumuzu kuvvetlendiriyor.
Yazarın Son Yazıları
Video Haberler
-
2.7 milyon liralık silahlı gasp girişimi kuryeye takıldı
-
Kamerun'da katliam gibi kaza: 53 ölü, 21 yaralı
-
Antalya'da dev dalgalarla selfie
-
CHP'li Özel'den Soylu ve Çelik'e çok sert sözler!
-
Fatih Erbakan’dan 'üçüncü ittifak' sinyali
-
D-100’de 3 araç birbirine girdi: 2 ağır yaralı
-
Kütahyalı'nın 32. Gün programındaki görüntüleri
-
Medyadaki vasatlığa ibretlik bir video diye paylaştı
-
TBMM TV, Türkistanlı kadının konuşmasında yayını kesti
-
Erdoğan hakkında MSB'ye 4 soru