Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bağlar mı, Bağlamaz mı?
12 Eylül 2010 halkoylamasıyla yürürlüğe giren anayasa değişikliğinde yargıya ilişkin değişikliklerin ve ona dayanılarak gerçekleştirilen düzenlemenin, amaçlanana uygun bir sonuç verdiği anlaşılıyor.
\nÖzellikle laiklik tanımına getirilen yeni anlam, hem 4+4+4 yönteminin reddi konusundaki Anayasa Mahkemesi kararında hem de Fazıl Say’a hapis cezası veren yerel mahkemenin gerekçesinde uygulama alanına sokuluyor.
\n***
\nAnayasada, Anayasa Mahkemesi kararlarının “Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” denilmesine karşın ortaya çıkıyor ki anılan kurallar, özellikle ne Anayasa Mahkemesi’ni ne de yerel mahkemeyi bağlıyor.
\nBu yargıya varış nedenimi kısaca belirteyim.
\n***
\nANAP’ın tek başına iktidar olduğu ve Turgut Özal’ın başbakanlık yaptığı 45’inci hükümet döneminde, 9 Ocak 1986 tarihinde Türk Ceza Yasası’nın kimi maddelerini değiştiren yasa kabul edilmiş.
\nDeğiştirilen maddelerden biri de “dinlere, peygamberlerine ve mezheplerine” hakareti cezalandırmayı amaçlıyor. Din olarak da yalnız “semavi dinler”i söz konusu ediliyor. “Devletçe tanınmış dinler” tanımı kaldırılıyor.
\nYasanın yürürlüğe girmesi üzerine o dönemde ana muhalefet partisi olan SHP (Sosyaldemokrat Halkçı Parti) Grup Başkanvekili Aydın Güven Gürkan, iptal başvurusu yapmış.
\nAnayasa Mahkemesi iptal kararını, hem laiklik ilkesini hem de suç tanımının yalnız semavi dinleri kapsamasını irdeleyerek veriyor.
\nAnayasa Mahkemesi’nin son ret kararında belirttiği gerekçeyle ters düşen bir Anayasa Mahkemesi kararı ile karşılaşıyoruz (Esas Sayısı: 1986/11, Karar Sayısı: 1986/26, Karar Günü: 4.11.1986).
\nO dönemdeki Anayasa Mahkemesi şu saptamayı yapıyor: “Kurtuluş Savaşı sonrası teokratik yapısını terk ederek çeşitli reform hareketleriyle demokratik cumhuriyet düzenini kabul etmiş ve büyük çoğunluğu Müslüman olan toplumumuzda anayasamıza göre laiklik Batı dünyasındaki anlamından kısmen farklı bir biçimde ele alınmıştır.”
\nAnayasa Mahkemesi, maddelerde “semavi olan dinler ve din görevlileri ve mabetleri ile ölülerine” koruma sağlanmasına karşın semavi olmayan dinler için böyle bir koruma olmamasını eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etmiş.
\nŞimdiki Anayasa Mahkemesi ise çoğunluğun Müslüman oluşunu dikkate alarak okutulacak derslerin adlarının da hukuka uygun olduğu görüşüne varmıştır.
\n***
\nFazıl Say’a mahkûmiyet veren yerel mahkeme ise gerekçesinde, hakaret fiilinin üç semavi dine yönelik olduğundan söz etmiştir.
\n***
\nLaik Türkiye Cumhuriyeti’nde(!) varılan nokta şudur:
\nAnayasa Mahkemesi kararları, istenirse bağlayıcıdır; istenmezse bağlayıcı değildir.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti