AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, Sosyalist Enternasyonel üyesi siyasetçilere ve yabancı medya üyelerine Türkiye’deki durum hakkında bilgi verdiği için “mandacı” ilan etti!
Oysa Türkiye’yi ABD’nin, Britanya’nın, Avrupa Birliği’nin mandasına çeviren AKP’dir.
Irak’ın işgal edilmesi amacıyla Türkiye’ye yaklaşık 60 bin ABD askerinin konuşlanması için TBMM’ye teklif veren AKP iktidarıdır; bu teklifin reddedilmesinin mimarı CHP’dir.
AKP hükümetinin ABD’nin “Büyük Orta Doğu Projesi”nin eşbaşkanı olduğunu kamuoyuna defalarca açıklayan Erdoğan’dır.
Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın din, mezhep, etnik kimlik üzerinden bölünmesi ve parçalanması sürecinde ABD’nin ve İsrail’in taşeronluğunu yapan AKP iktidarıdır.
Türkiye’yi AB’nin göçmen deposuna çeviren, ABD’nin, AB’nin, Britanya’nın talepleri doğrultusunda Türkiye’nin sınır güvenliğini ortadan kaldıran ve göçmen istilasına neden olan AKP iktidarıdır.
ABD’nin, Britanya’nın, AB’nin beklentileri doğrultusunda terör örgütü PKK ile iki defa müzakere süreci başlatan AKP iktidarıdır.
Kamu kurumlarını ve doğal kaynakları özelleştirip emperyalist ülkelere peşkeş çeken AKP iktidarıdır.
Ekonomik krizin ortasında ABD’den yüksek maliyetlere yeni savunma sanayi ürünleri satın almaya hazırlanan AKP iktidarıdır.
Ukrayna’da savaşın bitmesi durumunda, ABD’nin, Britanya’nın, AB’nin beklentileri doğrultusunda, Ukrayna’ya asker gönderme hazırlığı yapan AKP iktidarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ABD’ye en fazla ziyarette bulunan ülke yöneticisi Erdoğan’dır.
***
Hem Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, hem de CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmaları ve 18- 19 Mart darbesi karşısında ABD’nin, Britanya’nın, AB’nin cılız tepkiler vermeleri tesadüf değildir.
Aynı emperyalist odaklar, “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi kumpas davalarında da tepkisiz kalmışlardı.
Özel’in bu emperyalist kuşatmayı kırmak için yurtdışında da girişimlerde bulunması doğaldır ve gereklidir.
Emperyalizmin amacı Mustafa Kemal Atatürk’ü Türkiye’den silmek, Türkiye’nin laik ve üniter yapısını ortadan kaldırmaktır.
AKP iktidarının düşmesi ve CHP’nin iktidara gelmesi durumunda bu amaca ulaşılamayacağı açıktır.
CHP’de hâlâ, Atatürk dönemi CHP’si ile AKP’yi özdeşleştiren, 1920’lerin, 1930’ların CHP’sini eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olsaydı, CHP emperyalizmin hedefi olmayacaktı!
Hem Özel’in hem de İmamoğlu’nun, en azından Kılıçdaroğlu ile karşılaştırıldığında, Atatürk’e ve CHP’nin temel ilkeleri olan altı oka daha fazla vurgu yapmaları, CHP’nin hedef olmasının nedenlerinden birisidir!
Erdoğan defalarca, Kılıçdaroğlu’nun Özel’e “sarı kart” çıkartmakta olduğunu ve İmamoğlu “davasındaki” gizli “tanıkların” CHP’li olduklarını açıkladı. Bu gizli “tanıkların” bazılarının Kılıçdaroğlu’na yakın kişiler olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.
***
Özel geçtiğimiz hafta sonu Maltepe mitinginde yaptığı konuşmada, “19 Mart günü, yurtdışındaki belli odaklardan icazetli bir darbe planı hayata geçirildi” diyerek, ilk defa bu darbenin yurtdışı uzantısını açıkladı.
Özel aynı konuşmada, AKP’nin, Damat Ferit’in, Sevr’i imzalayanların, Vahdettin’in, İskilipli Atıf’ın, “fesli” Kadir’in, 6. Filo’ya secde duranların uzantısı olduğunu, CHP’nin ise Atatürk’ün, Rifat Börekçi’nin, Lozan’ın, Deniz Gezmiş’in ve ordudan atılan teğmenlerin yolunda ve yanında olduğunu vurguladı ve “Biz o teğmenler gibi, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen, kahraman Türk evlatlarıyız” dedi.
Bu aşamada, kendi sınırları dışındaki demokrasiyi ve laikliği umursamayan emperyalist ülkeleri, AKP’den desteklerini çekmeleri için ikna etmenin tek yolu, AKP yüzünden Türkiye’nin üniter ve laik yapısının çökmesi ve/veya din, mezhep, etnik kimlik üzerinden bir iç savaşa sürüklenmesi durumunda, AB’nin, Britanya’nın, ABD’nin, Türkiye’den ve Türk vatandaşlarından oluşan onlarca milyonluk kitlesel bir göçmen ve sığınmacı dalgasıyla karşılaşacaklarını hatırlatmaktır.