Özdemir İnce

Abdülhamit’in hortlaması

10 Temmuz 2020 Cuma

Hortlama” sözcüğünün birçok yan anlamı var. Ben ilk anlamında kullandım: Ölünün dirilmesi. Günümüzde ölünün dirileceğine inanan var mı? Bilmiyorum ama mutlaka inanan vardır. Ölüyü diriltmek Hz. İsa’nın peygamberlik mucizelerinden biridir. Hz. İsa, dört gündür mezarında yatmakta olan Lazarus’a “Ayağa kalk ve dışarı çık!” der, Lazarus, Hz. İsa’nın dediğini yapar ve dirilir (Yuhanna, 11:41-44).

***

Müstebit padişah 2. Abdülhamit’in İsa’sı İslamcıların üstad-ı azamı Necip Fazıl Kısakürek’tir.

Ona göre “II. Abdülhamit, Türkün özünün ve temel varlığının, hakkı gasp edilmiş, mağdur kurtarıcısıdır. Abdülhamit, Tanzimat sonrasındaki Batı’ya kontrolsüz, körü körüne yönelişin karşısında inatla duran, kök ve cevherin müdafaasını son bir gayretle yapan muazzam bir şahsiyettir. Abdülhamit’i anlamak sayesinde yüzlerdeki maskeler düşecek ve onu bir anahtar gibi kullanarak bizi bu karanlık ve şahsiyetsiz ortama getirenlerin içyüzleri ortaya dökülecektir.

Abdülhamit hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağızdır. Yani bir tür turnusol kâğıdıdır Abdülhamit. Bu yorumların yalanını ayıklayıp onun üzerine bina ettiği yapıyı yeniden ayakları üzerine oturttuğumuzda hakikat ayan beyan ortaya çıkacaktır.

Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.”

***

1965 yılında kitap olarak yayımlanan Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han bir internet satış sitesinde Necip Fazıl’ın sözcükleriyle söyle tanıtılmakta:

“36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü ve tarihi hakkı muazzam bir zat mevzuunda Yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizm ajanlarıyla el ele, İttihat ve Terakki eşkıyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz yalancı tarihe paydos!.. Dünyada her şeyin sahtesi görülmüş, fakat ilim ve tarihin devamlı yalancısına rastlanmamıştır!”

***

Yalan söyleyen kim, tarih mi yoksa Necip Fazıl mı? Kuşkusuz Necip Fazıl, Necip Fazıl’a yakışan ve yaraşan bir palavra. Abdülhamit’in Batı karşıtı olduğu fil büyüklüğünde bir yalan: Öğretim alanında yaptığı reformlar, açtığı yeni okullar, devlet yapısında yaptığı yenilikler onun tam anlamıyla bir Batı sempatizanı olduğunun kanıtıdır. Laik okulların prototipidir bu okullar. (Tam anlamıyla Batılı özel hayatını bu değerlendirmeye katmıyoruz.)

***

“Türkün özünün ve temel varlığının hakkı”nı kim gasp etmiş? Avrupa’nın büyük devletleri mi? Bir gasp varsa bu işin Ulu Hakan’dan önce yapılmış olması gerek: Böyle bir şeyi yapsa yapsa Ulu Hakan’ın “Etrak-ı bi idrak” (İdraksiz Türkler) diyen ataları yapmış olabilir. Şu palavrayı bir kez daha okuyalım: “Abdülhamit hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağızdır. Yani bir tür turnusol kâğıdıdır Abdülhamit. Bu yorumların yalanını ayıklayıp onun üzerine bina ettiği yapıyı yeniden ayakları üzerine oturttuğumuzda hakikat ayan beyan ortaya çıkacaktır.

Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.”

***

Okuduk mu? Okuduk! Necip Fazıl’ın derdi Yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizm ajanlarıyla değil “İttihat ve Terakki eşkıyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz” yalancı tarih (!) ile.

Ne diyor bu yalancı tarih?

Ermeni gailesi; Yunanistan’ın Girit’e el koyması ve adaya özerklik verilmesi; Yemen isyanları; Makedonya’ya özerklik verilmesi; Bulgaristan ve Bosna-Hersek’e özerklik verilmesi; Sırbistan ve Karadağ’ın bağımsızlık kazanması; 93 Harbi (1877 Osmanlı-Rus Savaşı), Balkanlar’ın ve Doğu Anadolu’nun Rus işgaline uğraması; 13 Aralık 1877 günü Meclis-i Mebusan’ın süresiz tatili; Sırbistan, Karadağ ve Romanya’nın bağımsız devlet olmaları; Bulgaristan Prensliği’nin ortaya çıkması; 1878 Ermeni meselesinin ortaya çıkması; İngiltere’nin Kıbrıs’ı ele geçirmesi; Bosna ve Hersek’in Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilmesi; Mısır’ın İngilizler tarafından işgali; Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kurulması; Tunus’un Fransızlar tarafından işgali; Muharrem Kararnamesi’nin yayımlanması; Doğu Rumeli’nin Bulgaristan tarafından ilhakı; Girit Rumlarının adayı Yunanistan’a bağladıklarını ilan etmesi; 31 Mart isyanı ve hükümet darbesi girişimi, yalan mı?

***

33 yıl süren istibdat ve zulüm yalan mı? Bunların tamamı Necip Fazıl’a göre yalan! Git başımdan Necip Fazıl, tarih morfin çekerek kumar masasında yazılmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları