Özdemir İnce

Her ‘çalışan’ işçi değildir

28 Eylül 2018 Cuma

Emeği karşılığı başkasının yanında çalışan her insan kuşkusuz işçi değildir. Çünkü işçilik bir varlık ve bilinç durumudur. Örneğin Homeros zamanında efendinin ailesi ile birlikte çalışan aile kölesi beylik (klasik) köle değildi. Günümüzde de ustanın yanında meslek öğrenerek çalışan genç de tam anlamıyla işçi değildir. Bunlar kendilerini gerçek işçi gibi hissetmeyebilirler. Dolayısıyla kendilerini işçi sınıfının üyesi olarak görmeyebilirler. Gerçek işçilerin patronla bir tanışıklığı yoktur. Patron genellikle bir şirkettir. İşçilerin muhatabı da şirketin tüzelkişiliği ve üst düzey yöneticilerdir. İşçi bir sendika üyesi olmalıdır. Kendisinin işçi sınıfına ait olduğunun bilincindedir. Bilinç olmadan onur olmaz; onur olmadan siyasal konum ve tavır ortaya çıkmaz Gerçek işçi dünyanın bütün işçilerinin “kardeş” olduğuna inanır; patronun oy verdiği partiye asla oy ver(e)mez.
Anadolu Kaplanı, Protestan Müslüman (!) patronların yanında çalışan işçiler “işçi” niteliklerini yitirmişler ya da bunları kazanmamışlardı. Çünkü patron ve işçi aynı tarikatın mensubuydular; bir bölümü Fethullahçı’ydı. Cennete birlikte gidecekleri için “sömürü” helaldi.
Sözü Üçüncü Havalimanı inşaatı işçilerine getirmek istiyorum ama daha önce Prof. André Lefevere ve Jean-Paul Sartre’dan her zamanki alıntımı yapacağım:
“Dünyanın nasıl olması gerektiği konusunda ileri sürülen düşünceye ideoloji denir!” (Prof. André Lefevere). Burjuvazinin de işçi sınıfının da kendi ideolojileri vardır. Jean-Paul Sartre daha 1945 yılında bir işçinin kendini bir burjuva gibi hissedemeyeceğini, böyle bir şeye hakkı olmadığını söylüyordu.
Bu kadar gevezeliği, sözü Üçüncü Havalimanı inşaatında çalışan ve işveren tarafından “hayvan” konumunda çalıştırılan insanlara getirmek için yaptım. Bu olayın üç aktörü (çalışanlar, işveren, hükümet) ve iki tarafı (bir yanda çalışanlar, karşı tarafta işveren&hükümet ortaklığı) var. Hakem olması gereken hükümet, yaratıp beslediği işverenin ortağı durumunda. İşçilerin haklarını koruyup iyileştireceğine emrindeki kolluk gücüyle zulme ortak olmakta.
Havalimanında inşaat çalışmaları 7 Haziran 2014’te başlamış; açılışı 29 Ekim 2018 tarihinde yapılacakmış. İnşaat İGA yatırımcılarının oluşturduğu Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubu tarafından yapılmaktaymış. İnşaatın başladığı 2014 yılından bu yana iş kazaları ile gündeme gelen yeni havalimanında, ölümlü iş kazalarının yaşandığı kamuoyu gündemine sıklıkla gelmiş olsa da yaşanan iş kazalarının sayısı, iş kazaları nedeniyle ölen, malul hale gelen ya da geçici ve sürekli iş göremez durumunda olan işçi sayısı kamuoyuna açıklanmamaktaymış. Bu çok doğal: Hakem olması gereken hükümet işverenin yanında ve arkasında olursa böyle olur.
İş bırakanların 15 talebinin tamamı işçi bilincinin eksikliğinden kaynaklanan bir geç kalmışlığı ifade ediyor. Ama birinde işverenin ilkelliği dikkatimi çekti: Maaşlar elden ödeniyormuş, banka hesaplarına yatırılmıyormuş. Daha kolay ve daha temiz olan banka aracılığı neden kullanılmamış? Bu çok önemli, işin içinde mutlaka bir katakulli var. Benim aklıma gelen, elden ödeme yapılırken keyfi kesinti yapılabilmesi.
Üçüncü Havalimanı çalışanları ve sendikaları işçi sınıfı bilincine sahip olsalardı bu insanlık dışı durum ortaya çıkmazdı. Almanya’ya giden köylülerin orada işçi sınıfı bilinci kazanarak Türkiye’de devrim yapacaklarına inanan saf solcular vardı bir zamanlar. Sonunda o gurbetçiler AKP’nin oy deposu oldular. Bu yazı için son söz: 3. Havalimanı çalışanları müteahhitlerin partisine oy vermediği zaman gerçek işçi olur.

***

Düzeltme: Salı yazımda adı geçen Necmettin Topçu, Nurettin Topçu olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları