Özdemir İnce

Kılıçdaroğlu’nun demokrasi yoldaşları

04 Şubat 2020 Salı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun birlikte demokrasi mücadelesi yapmak istediği Murat Belge, Metin Gülbay ile Murat Özen’in ortak kitabında (Geleceğin Solu, Solun Geleceği) (*) bakın ne güzel tanımlıyor kendisini:

***

“Ulus devletin paradoksu -hep söylerim ben- hem büyük geliyor hem küçük geliyor. Büyük geliyor, çünkü insanın psikolojik sıcaklık duyabilme kapasitesi vardı. Mesela; ben, Türkiye’nin büyük bir kısmını görmedim. Gördüğüm bazı yerlerini de pek beğendiğimi söyleyemem. Herhalde Yozgat’ta yaşamak istemezdim. Erzurum’da yaşamak istemezdim. Ama Floransa’yı çok seviyorum. Barselona’yı çok seviyorum, buralarda yaşayabilirdim. Bir kere bugünün dünyasında görme imkânım filan var. Eskiden, falan memlekette yaşıyorsan onun dışına pek çıkmazdın, gezmezdin. Tersi pek istisnai bir şeydi. Ama ben İstanbulluyum. İstanbul benim için anlamlı, önemli bir şehir. Bunu çok genişletmeye kalktın mı yani Kars’a kadar benim vatanım falan diye. Bu biraz insanın psikolojisini aşan bir şey. Bir ideolojik şırıngayla insan hisseder bunu. Ve tabii bunu temsil eden Türk bayrağı, İstiklal Marşı vb. şeylerle aslında bir ideoloji olarak insanlara empoze ediliyor. Ve tabii bütün bu ideolojik kompozisyonlar gibi bir tehdit dozu da taşıyor. Yani ‘bayrağa yeterince heyecan göstermezsen, sen iyi bir vatandaş değilsin’ şırıngalaması oldu mu yanında, insanlar bununla götürüyorlar. Ama şimdi, dünya değiştikçe bütün bunlar bir hayli eskidi.” (**)

***

Günlerden 25 Ağustos 1978, şimdilerde biti kanlanmış milletin pek düşkün olduğu Santorini’den başka bir Kiklades adası olan Paros’a giden Ionion adlı gemideyiz. Ülker, sallanan gemide koltuğa kıvrılmış uyumaya çalışıyor. Ben salonun ucundaki bara gidip içki içiyorum. Biraz sonra söylene söylene bir  Amerikalı geliyor bara. Bana dönerek “Vergiden nefret ediyorum, Amerika’dan nefret ediyorum, kahrolsun Amerika!” diyor. Bunun üzerine içkimi alıp Ülker’in yanına gittim. İlhamdır, geldi:

“Durmadan konuşan bir adam dinlemediğim halde, / belki sarhoş ama sıkıntısını anlatan / anlatacağı birini arayan bu tekne üzerinde; / vergilerden, karısından, ülkesinden şikâyetleri.” Şiirin adı “Ionion Gemisinde”.   “(***)

***

Amerikalının ülkesini sevmemesinin birkaç nedeni var: Vergiler, karısı falan. Peki, Murat Belge’nin Türkiye’den nefret etmesinin nedeni ne? Murat Belge, Francis Fukuyama’dan aldığı ilhamla, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ulus devlet olmasından şikâyetçi. Oysa bu Fukuyama maymun iştahlı bir adam, Devlet İnşası (Remzi Kitabevi) adlı kitabında ulus devlet düşmanlığından vazgeçti; “ulus inşası”nı tavsiye etmeye başladı. Ama Murat Bey kendine sadık. (!)

***

Yukarıya alıntıladığım yerde şu cümlenin öncesini de okuyun: “Bu biraz insanın psikolojisini aşan bir şey. Bir ideolojik şırıngayla insan hisseder bunu. Ve tabii bunu temsil eden Türk bayrağı, İstiklal Marşı vb. şeylerle aslında bir ideoloji olarak insanlara empoze ediliyor. Ve tabii bütün bu ideolojik kompozisyonlar gibi bir tehdit dozu da taşıyor. Yani ‘bayrağa yeterince heyecan göstermezsen, sen iyi bir vatandaş değilsin’ şırıngalaması oldu mu yanında, insanlar bununla götürüyorlar. Ama şimdi, dünya değiştikçe bütün bunlar bir hayli eskidi.”

Murat Belge’nin “Bu” dediği şey “Vatan” kavramı (identité). İnsana ideoloji sıvısı damardan verilmezse “Vatan” diye, bayrak ve ulusal marş ile duygulanmazmış... Olabilir! Ama Türkiye’de yapılan şırıngalama Fransa’da, İtalya’da yok mu? Sıkıysa bayraklarını yırtıp ayaklarının altına al, adamın kemiklerini kırarlar. Bizimki hayal görüp zırvalıyor: “Dünya değiştikçe bütün bunlar bir hayli eskiyor” imiş...

Hemen söylemeliyim: Murat Bey’in söyledikleri düşünce ve duygu özgürlüğü kontenjanına girer. Ama bu duygu ve düşünceleri açıklayarak bunları aşağılarsan en enternasyonalistlerle bile külah değiştirmek zorunda kalırsın.

***

İsteyen istediği şekilde intihar edebilir! İnsan dediğin de kimi zaman kurban, kimi zaman tanık, kimi zaman sanık olur. Görüntü de çok önemlidir. Ziyafet sofralarınınki özellikle... Yoldaşın giderken seni de götürür!

 

(*) Yeni Alan Yayıncılık

(**) Işık Kansu, Yurt Kemiricileri, Telgrafhane Yay. S.51

(***) Elmanın Tarihi (1981) adlı kitapta.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları