Özdemir İnce

Milli Eğitim (2)

18 Ağustos 2020 Salı

22 Şubat 2020 tarihli gazetelerden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı işle ilgili olarak söylediklerini muhabirlerin kaleminden aktarıyorum:

***

“Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, liselerde sınıf geçme sistemine ilişkin ‘Velilerimizin ‘Tamam, çok güzel’, öğretmenlerimizin ‘Böyle olursa eğitimde gerçekten büyük bir sıçrama olur’, yöneticilerimizin ‘keşke’ dediği bir yönetmelik geliyor’ dedi.”

“Her bir öğrencinin liseyi bitirdiğinde sahip olması gereken yeterlilikler konusunda standartlar oluşturulmasının önem taşıdığını anlatan Selçuk, bu yeterliliğe ulaşılmaması halinde, 4 işlem bilmeyen, okuduğunu anlama-yazma konusunda sıkıntı yaşayan çocuğun liseden mezun olabildiğini belirtti.”

“Ders geçmeyle ilgili 120 öğretmen, okul müdürü, il, ilçe yöneticileri ile velilerle Ankara’da bir araya geldiklerini ifade eden Selçuk, bu çalışmada, eğitim, ekonomi ve istihdam ilişkisi ile bölgesel durumlar dikkate alınarak bir çerçeve oluşturulduğunu bildirdi.”

“2020-2021 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak.”

***

Ortaöğretim okullarında Fransızca öğretmenliği yapmak üzere Gazi Eğitim Enstitüsü’nde okuyup diploma aldım (1960). Yani öğretmen olmak üzere yetiştirildim. Daha sonra Fransız Hükümeti’nin açtığı sınavı kazanarak Paris Üniversitesi Sorbonne’a bağlı Yabancı Ülkelerde Fransızca Öğretmenleri Enstitüsü’nde (Institut des professeurs de Français à l’Etranger) okudum ve sertifika aldım. Ancak 1969 yılına kadar öğretmenlik yapabildim. Bir ortaokula İngilizce öğretmeni olarak atandığım için mesajı anladım ve meslekten ayrıldım. Ülker’le birlikte başımıza gelenleri anlatsam “36 kısım tekmili birden” film olur.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a gelince: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden mezun olmuş (1989).

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüş. Vakıf üniversitelerinde mütevelli heyeti başkanlığı ve üyeliği yapmış. Şimdi bir okul imparatorluğunun sahibi...

***

Gördüğüm eğitim ve öğretimin bana verdiği yetkiyle, bu insanın eğitim ve öğretimden zerre kadar anlamadığını iddia ediyorum. Milli Eğitim Bakanı eğitim ve öğretim sorununun sınıf geçmeyle ilgili olduğunu sanıyor. Evet, bu alanda büyük bir sorunla karşı karşıyayız ama “sınıf geçme” sorunun yüzde onu bile değil.

Sorun 1950’den itibaren bozulmaya başlayan Cumhuriyetçi ve devrimci öğretim sistemiyle ilgili. İlkokuldan lise diplomasına kadar her evrede sorun var. Sorunun kaynağı çağdışı zihniyet. Merak ediyorum böyle bir yüzeysel reform çalışması yaparken Avrupa Birliği ülkelerinde, Finlandiya, Japonya ve Çin okullarında inceleme ve araştırma yapmışlar mı?

***

Milli Eğitim Bakanı, aritmetikte 4 işlem bilmeyen, okuduğunu anlama-yazma konusunda sıkıntı yaşayan çocuğun liseden mezun olabildiğini söylüyor. Bre Allah’tan korkmaz peygamberden utanmaz insanlar 18 yıldır iktidardasınız, bu rezaleti yeni mi öğrendiniz. Ben (1936) çarpım tablosunu, dört işlem aritmetiğini, fiil çekimini, güzel yazıyla kompozisyon yazmasını, doğru ve güzel konuşmasını 1948 yılında Mersin Kayatepe İlkokulu’ndan diploma aldığım zaman biliyordum. Sadece ben değil, 1929-1940 arasında doğan Coşkun Özdemir, Yılmaz Gruda, Özden Toker, Oktay Ekşi, Muammer Sun, Altan Öymen, Cevat Çapan, Adnan Binyazar, Adnan Özyalçıner, Demir Özlü, Korkut Boratav, Bilsay Kuruç, Ferit Edgü, İoanna Kuçuradi, Yılmaz Büyükerşen, Doğan Hızlan, Nihat Ziyalan, Yalçın Küçük, Ayla Kutlu, Genco Erkal, Ülker İnce, Murat Katoğlu, Hıncal Uluç, Güneşi Civaoğlu, Afşar Timuçin, Çetin Yekin, Eray Canberk, Onur Öymen ve daha başkaları size doğru yolu gösterirler.

***

Sayın Bakan beni boş verin. Adlarını yazdığım insanlar ilkokulu 1940-1950, ortaokul ve liseyi 1946-1956 yılları arasında okudular. Demek ki ilkokulu Demokrat Parti iktidarından önce tam anlamıyla çağının çağdaşı bir okulda okudular. Ortaokul ve lisede çağdaş eğitim ve öğretimi karşıdevrimci Demokrat Parti döneminde okudular. Bakalorya (Olgunluk) sınavının kaldırılmasına, Türkçeden ikmale (bütünlemeye) kalamamanın iptal edilmesine (Türkçeden zayıf alan doğrudan sınıfta kalırdı), borçlu sınıf geçmenin icadına tanık oldular ve okullarda sürü muamelesi görmediler.

Sözüm bitmedi. Bir yazı daha yazmak zorundayım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları