Özdemir İnce

Ortak akıl üzerine

06 Şubat 2022 Pazar

“Ortak akıl” takıntım, sonunda, yirmi yıl sonra aramızdan birinin, Suha Bulut’un dikkatini çekmiş. Suha Bulut kardeşimiz, Berfin Bahar dergisinin Ocak 2022 sayısında “KANT ŞEMSİYESİ, Thomas Aquinas’taki özgür ayrışık akıl ve Kant’taki intelligible/akılsal bilinmez dünyanın Özdemir İnce’deki yansısı” başlıklı ve en azından 30 kitap sayfası tutacak uzunlukta bir yazı yayımladı. Ancak “ortak akıl” üzerine yazılarımın Kant (1724-1804) ve Aquinolu Thomas (Tomasso d’Aquino, 1225-1274) ile ilişkilendirilmesi beni hem gururlandırdı hem de saşırttı. Biri büyüklerin büyüğü bir filozof, öteki hem filozof hem çok büyük, “Aziz” mertebesine sahip bir teolog. Ancak, yazarın “Saygın yazar Özdemir İnce’nin bu konuyu tarihsel felsefi bağlama oturtacak bir şeyler yazdığını görmedim” satırlarını okuyunca uyandım. Meğer yazar kardeşimiz benim bu yazılarla neyi hedeflediğimi hiç mi hiç anlamamış: Ben bir yönetim tarzını eleştirdim; siyasal bağlamda siyasal söylem (diskur) içinde yazdım. Kant’tan yapığım alıntı aydın tanımıyla ilgili: Aydın aklını kullanmaktan korkmaz! Bir de François Rabelais baba ve onun Panurge’ün Koyunları var tabii.

Bu konuda yazdıklarıma büyük önem veriyorum çünkü “ortak akıl” sayesinde AKP liderliği sözünden asla çıkılmaz, yaptıklarında sorumsuz bir tarikat şeyhliğine dönüşmüş durumda. Çığlık çığlığa tehlike çanları çalıyorum; Kant imiş, Aquinolu Thomas imiş benim umurumda bile değil. Ancak, Kant’ın herhangi bir yazısında “ortak akıl”ın Almanca karşılığı olan “kollektiver grund” sözcüğünü, Aquinolu Thomas’ın da “ratio communis” diye bir deyiş kullandığını sanmıyorum. Fransızca “la raison collective” de “ortak neden” olarak tercüme edilir. O zaman bir bilen varsa söylesin: İngilizce ya da Fransızcada “ortak akıl” anlamına gelen sözcük ya da deyiş var mıdır?

Ancak, yazarı okuyunca şu sonuca vardım: Ortak akıl ile neyi göstermek istediğimi yeterince açıklamamışım. R.T. Erdoğan “kolektif (ortak) akıl” kavramıyla Biz kararımızı tartışarak, müzareke ederek ortaklaşa alırız demek mi istiyordu? Hiç sanmam. Yöntemin tarz ve içeriğini Necmettin Erbakan Hoca, “Lidere itaat farzdır” buyruğuyla güzelce tanımlıyor ve böylece “Ortak akıl, liderin aklıdır” demek istiyordu. Ve doğruyu söylüyordu. İşte ben fakir onca yazıyı bu gerçeği göstermek için yazdım: Ortak akıl, Başyüce’nin aklıdır. Üstelik, Necip Fazıl Kısakürek’in icadı olan Başyücelik rejiminin nasıl bir mutlakıyet olduğunu anlatmak için Başyücelik Devleti (Tekin Yayınları, 2018) adlı bir kitap da yayımladım.

Kullandığım “özgür akıl” deyişinin felsefi karşılığı hiç ilgilendirmedi beni. “Özgür akıl”, bence, son derece bireysel ve başkasının kullanımına bırakılamayacak bir namus öğesidir. Bunun en güzel örneği, İbni Fadlan’ın Bin Yıl Önce Türkler ve Ötekiler (İstiklal Kitabevi) adlı seyahatnamesinde Türkler (Oğuzlar) hakkına yazdıklarıdır:

“İdare biçimleri karşılıklı danışmayla idare biçimidir. Bununla birlikte bir şey üzerinde anlaştıkları ve ona girişme kararı aldıkları zaman, içlerinden en aşağılık ve en sefil olan biri çıkar ve sonuca vardıkları anlaşmayı bozar.” (s.18)

 Benim “özgür akıl” dediğim akıl işte bu akıldır. Bu “aşağılık ve sefil Oğuz”un yerine kimse karar veremez. Türkler Müslüman olmadan önce işte böylesine birey ve “özgür akıl”lı idiler.

Kuşkusuz tartışmaların, alınan ortak kararların oluşturduğu bir “şey” de vardır ama ona ideoloji denir. Akıl bireyseldir ama ideoloji ortaktır, kolektiftir, kamusaldır. Cumhuriyetın aklı yoktur ama ideolojisi vardır.

Ortak akıl” da R.T. Erdoğan’ın icadı bir kavramdır. Onun kafasında, beyninde bütün ümmetin (ulusun değil) aklı tecessüm etmiştir. AKP’ye oy veren taraftarlar (seçmen vatandaş değil, sadık taraftar), AKP mensupları, milletvekilleri, bilumum yöneticileri akıllarını Başyüce R.T. Erdoğan’a emanet hatta ipotek etmişler, R.T. Erdoğan da bunların tamamını temsilen kendi aklını keyfince kullanmaktadır.

Bu demokratik bakımdan komik olan durum ve konum devlet atına süvari olarak bindiği zaman toplumsal gerçekler, iç ve dış siyaset, ekonomi dayanılmaz bir trajediye dönüşmektedir. Tıpkı Başyüce saltanatında olduğu gibi. Sonuç olarak Kant ile Aquinolu Thomas’ın şu günlerde aramızda yaşamalarını isterdim. 

Gelecek Partisi Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu da “Kurtarıcı beklentisi doğru değil kurtarıcı olacak ortak aklımızdır” diyerek dilimizi yoksullaştırmış. Doğrusu şöyle olacak: “...kurtarıcı olacak sağduyumuzdur (akl-ı selim, bon sens, common sense)” Ama sadece AKIL yeter !

 Immanuel Kant “Aklına başkasının aklını kılavuz yapma” diyor. Ben de “Aklını kimseye emanet etme” diyordum zaten. Akıl akılsa aklını “Akıl Bankası”na yatırmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları