Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türban ve Umberto Eco
Umberto Eco’nun Budalalıktan Deliliğe adlı kitabından hiç ayrılmam. Fal açar gibi rastgele açarım ve okurum. Dün gece kitabı gene açtım ve biraz sonra okuyacağınız yazı çıktı bahtıma. Türkiye’yi tuzağa düşüren “türban” sorununu bir de Umberto Eco’nun gözünden okuyun.
***
Örtünmesini kim söyledi? (*)
Başörtüsüyle (**) ilgili iyi kötü her şey söylendi. Romano Prodi’nin ifade ettiği görüş bence son derece anlamlı: Eğer başörtüsü olarak başın etrafına sarılan ama yüzü açıkta bırakan eşarptan söz ediyorsak, isteyen kullanabilir (ayrıca, tarafsız bir estetik yorum saygısızlık addedilmesin ama hem yüzü zarifleştiriyor hem de kullanan kadınlar Messinalı Antonello’nun Meryemlerine benziyorlar). Ama kanunen yasak olduğundan, kimlik belirlemeyi olanaksız hale getiren her türlü örtü için durum farklı. Gerçi bu yasak başka tartışmalara neden olabilir, zira o zaman karnaval maskelerinin de yasaklanması gündeme gelir (ve Otomatik Portakal filmini anımsarsanız, eğlenceli bir maskeyle de kanlı suçlar işlenebiliyor). Ama bu tamamen marjinal bir durum.
Ama belli neden veya kasıtla bir şeyin bir diğerinin yerine kullanılma durumundan söz ediyorsak eğer, Müslümanların kullandığı başörtüsü, asıl görevi bedeni meteorolojik değişimlerden korumak olmayan üniformalar ve rahibelerin giysileri -ki onlar da son derece zariftir- gibi göstergesel bir olgu. Bu nedenle de bir yığın tartışma doğuruyor. Öte yandan, bir zamanlar köylülerin kafalarına koyduğu hiçbir sembolik değeri olmayan mendili tartışmak aklımıza gelmedi.
Başörtüsü, bir kimlik sergilemek amacıyla kullanıldığı için eleştirilere maruz kalıyor. Ama bir kimlik ya da aidiyetin etrafa gösterilme çabası yasak değil; kaldı ki bir partinin renklerini taşıyarak, kapüşonlu bir cüppe ya da turuncu bir tünik ve kazılı bir kafayla da aynı mesaj verilebilir. Burada sorulması gereken ilginç soru, Müslüman kızların başörtüsünü, Kuran öyle emrettiği için mi kullandıkları. Cerrahi Halveti Sufi tarikatının İtalya’daki temsilcisi Gabriele Mandel Khan’ın yakın zamanda piyasaya çıkan İslam adlı eseri (Electa, 2006) fikrime göre Müslüman dünyasının tarihi, teolojisi ve âdetleriyle ilgili son derece başarılı bir özet sunuyor. Yüzü ve saçları örten peçenin aslında İslamiyet öncesi, iklim koşullarından korunma amaçlı bir âdet olduğu ama, Kuran’ın, bu konu gündeme geldiğinde bahsi geçen ve aslında sadece göğsün kapanmasını söyleyen 24. suresinde yazılı olmadığı belirtilmiş.
Mandel’in tercümesinin biraz, tabir-i caizse, modernist ılımlı olma ihtimali karşısında internette Kuran’ın, İtalya İslami Organizasyonlar ve Kurumlar Birliği’nin denetiminde Hamza Piccardo tarafından yapılan İtalyanca çevirisini araştırdım. İlgili bölümünde şöyle deniliyor: “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Görünen kısımlar müstesna, ziynet (yer)lerini göstermesinler. ‘Başörtülerini’ de sineleri üzerine kadar salsınlar.”(***) Son olarak da, emin olmak için, İran uzmanı Alessandro Bausani’nin (BUR Yayınları’ndan çıkan) klasik Kuran çevirisini de inceledim ve orada da sözcüklerde ufak tefek farklılıklar olmakla birlikte “göğüslerini bir örtüyle kapasınlar” yorumunu buldum.
Benim gibi Arapça bilmeyen biri için, farklı kaynaktan edinilmiş üç tanıklık yeterli. Kuran sadece ahlaka davet ediyor; eğer bugün Batı’da yazılmış olsaydı, göbekleri de kapamaya davet ederdi, zira Batı dünyasında göbek dansı artık sokaklarda sergilenir hale geldi.
O halde kadınların başörtüsü takması gerektiğini kim söylemiş? Mandel, biraz da tatmin duygusuyla Aziz Pavlus (Korintlilere Birinci Mektup) olduğunu açıklıyor. Ama Pavlus, bu kısıtlamayı sadece kâhin kadınlar için getirmişti. İşte, Kuran’dan çok daha önce, Tertullianus -ki Heterodoks bir Montanistti ama nihayetinde Hıristiyandı- Sugli ornamenti delle donne (Kadınların Ziynetleriyle İlgili) adlı yazısında şöyle demektedir: “Siz sadece kocalarınızın hoşuna gitmelisiniz. Ve onlar sizden ne kadar hoşlanırlarsa başkalarının hoşlanması o denli önemsiz olacaktır... Merak etmeyin ey mübarek kadınlar, hiçbir kadın kocası nezdinde çirkin değildir...”
***
Değerli okurlar, Umberto Eco da çeyrek yüzyıldır benim yazdıklarımı yazmış: Türbanı kutsallaştırmak için Kuran’ı tanık göstermesinler, Kuran’ı “yalancı şahit” yapmasınlar!
(*) Umberto Eco, Budalalıktan Deliliğe, Kırmızı Kedi Yayınları.
(**) Türbanla.
(***) Nûr Suresi (24), 31 ayet.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu