Özdemir İnce

Yasin Aktay’a göre tarih

16 Ocak 2022 Pazar

Yasin Aktay, 27 Aralık 2021 tarihli Yeni Şafak gazetesinde “Akif ve İstiklal Marşı” başlıklı bir yazı yayımlamış. Yazının başlığına bakmayın, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı bahane edilip M.K. Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri arkadan vurulmakta.

Bu militan İslamcı yazıyı bölümlere ayırarak tercüme edeceğim:

***

1- “(İstiklal Marşı) Milli Mücadele hareketinin gayesini, anlamını ve altındaki felsefeyi ortaya koyan şairane bir ifadedir. Milli Mücadele hareketinin manifestosudur. Bu harekete katılanların kendi aralarında neyi hedeflediklerine ve nasıl bir dünya inşa etmek istediklerine dair bir ahitnamedir.”

- Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı 40 dizelik şiir, Büyük Millet Meclisi tarafından ulusal marş olmak üzere seçilmiş (12.3.1921) ve ilk iki dörtlüğü Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek ulusal marş niteliği kazanmıştır. Ezbere bilip söylediğimiz bu dizeler Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşıdır. Geriye kalan 32 dize ulusal marşa dahil değildir. Mehmet Akif’in şiiri ulusal marşımızın güftesidir. Ama ne bir ahitnamedir ne de manifestodur.

Aralarında bizimki de olmak üzere ulusal marşlar ne manifestodur ne hedef bildirgesidir ne ahitnamedir ne de değişmezdir. Birçok devlet türlü nedenlerle ulusal marşını değiştirmiştir. Söylenen ulusal marşımızda Tanrı vardır, yobaz İslamcılık yoktur. Varsa (?) değiştirilmesi gerekir!!!!!!!!

Yasin Aktay, “Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl” dizesinde yer alan HAKK (Allah’ın isimlerinden birisi) sözcüğü nedeniyle, İstiklal (Kurtuluş) Savaşı’nın programında İslami bir amaç olduğunu iddia etmektedir. Gülünç bir aşırı yorum olup bir “hazıra konmak” kurnazlığıdır.

2- “Şu veya bu kula değil sadece ‘Hakk’a tapan’ ve asla başka kimseye tapmamakta kararlı bir milletin hakkı olan bir istiklal hedeflenmiştir (...) Herhangi bir insanın tanrılaşarak, Hakk’ın razı olmayacağı hiçbir düzenin tesisine yer vermeyen bir ahitnamedir bu.”

- Yasin Aktay yukarıdaki bölümde ağzından baklayı çıkarıyor, çıkarmasa da basit bir yapı sökümü yeter. Çünkü ima ve göndermeler aptalca. Yukarıdaki yazıda “kimse” sözcüğü ile M.K. Atatürk ilkelce işaret edilmektedir. Yasin Aktay, şairin dizesindeki “Hakk”a tapan millet (halk) sadece Müslümanlar mı, yoksa savaşan Anadolu ve Rumeli halkının tamamı mı? Müslümanlar üzerine vurgu yapmak dinsel ayrımcılıktır ve artık geçerli değildir. Ayrıca şu “Hakk’ın razı olmayacağı hiçbir düzenin tesisine yer vermeyen bir ahitnamedir bu” da gene pis bir iftira: Allah razı olmadığı için Cumhuriyet düzeni bu ahitname (!) içinde yer almamaktaymış. Vah gidi vah vah!

Şimdi ne olacak? Bu üç nitelikli (siyasetçi, akademisyen ve yazar) mürteci Mehmet Akif ve ulusal marşı kullanarak kafasında ve kalbinde Cumhuriyete karşı düşmanca duygu ve düşünceler olduğunu ele veriyor.. Saygı duymak zorunda değiliz. Yazıcı olarak düşünce ve duygularını yazabilir ancak bir siyasetçi ve akademisyen olarak “Cumhuriyet karşıtı olmak” özgürlüğüne sahip değildir. Üstelik ona bağlı kalacağına yemin etmiştir.

3- “Mehmet Akif ve onun temsil ettiği zihniyetin Milli Mücadele başarıldıktan kısa süre sonra tasfiye edildiği ve kendilerine iyice daraltılan hayata dayanamayıp ya idam edildiği ya evlerine kapandığı veya Akif gibi ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı malumdur. Bugün bu hikâyeyi tersine çevirip Akif gibi ‘muhafazakârların veya İslamcıların Milli Mücadele’ye katılmamış olduğu’ şeklinde sunmak tam da bu süreçte bir emrivakiyle gerçekleştirilmiş abra kadabra imhacı-tasfiyecilik arzusunun hâlâ bitmediğini gösteriyor.”

- Bu bölümde M.K. Atatürk ve Cumhuriyete alçakça bir iftira var. Kurtuluş Savaşı, Osmanlı ailesini kurtarmak için yapılmadı. Bu bir! İkincisi: Düzen ve devrim karşıtı oldukları için idam edilenler bir yana her kuruluştan, her devrimden sonra, küsenler, intiharlar, sürgünler olur. Bunlar bireysel tepkilerdir. Doğaldır!

Yazıcının yazdığı gibi: “Mehmet Akif’in zihniyeti ile padişahçı, mandacı ve işbirlikçi İslamcıların zihniyeti ile hiçbir akrabalığı yoktur.

Elbette öyle, var diyen mi var, ama padişahçı, mandacı ve işbirlikçi İslamcılar varmış. Biz de bunu söylüyoruz zaten. Bitirirken: Mehmet Akif, Sefahat’ta bu güruha, günümüz dinbazlarına, AKP’ye ve Yasin Aksay’a şöyle sesleniyor:

“Çalış” dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun, / Onun hesabına birçok hurafe uydurdun! / Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, / Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları