Ayasofya Müzesi! (3)

19 Haziran 2020 Cuma

II. Ayasofya’nın 23 Şubat 532’de yıkımından kısa bir süre sonra, İmparator I. Justinianus, kendinden önceki imparatorlardan çok değişik, daha büyük ve çok daha görkemli bir kilise inşasını (Elbette fark atacak!) ister!

I. Justinianus, yeni kilisenin taslaklarını beğenmez!

3. Ayasofya’nın yapımından sorumlu, Miletli “tasarımcı-fizikçi (mimar!)” İsidoros taslak hazırlarken uyuyakalır. İsidoros, sabah uyandığında (bir söylenceye göre!) “Ayasofya’nın planını” önünde bulur...

I. Justinianus, bu planı “mükemmel bulur” ve Ayasofya’nın bu plana göre inşasını emreder! İsidoros ile aynı amaçla İstanbul’a getirilen, Aydınlı “teknisyen-teorisyenAnthemius, inşaatın ilk yılında öldüğü için, kilisenin yapımını İsidoros sürdürür...

İnşaat olayı, Bizanslı tarihçi Procopius’un “Justinian’ın Binaları” adlı kitabında yer alır...

***

II. Ayasofya’nın, 23 Aralık 532’de başlayan yapımı, 27 Aralık 537’de tamamlanır... Kilisenin açılışını, İmparator I. Justinianus ve Patrik Eutykius, birlikte, büyük törenle yaparlar...

Ayasofya, o tarihe kadar, en büyük yapı olarak kabul edilen Hz. Süleyman’ın Tapınağı’ndan” daha büyük olduğundan, İmparator I. Justinianus, halka yaptığı açılış konuşmasında, “Ey Süleyman! Seni yendim!” der...

Anıtsal zetrin ağacı

Kilisenin ilk mozaiklerinin yapımı, 565 ile 578 yılları arasında, II. Justinianus döneminde tamamlanabilmiştir.

***

Yunanca bir deyim olan “İkonoklasizm (tasvir kırıcılık)”, Ortodoks Kilisesi’nin Bizans İmparatorluğu döneminde, “üstelik kendi dinsel resimlerine, ikonalarına, öteki simgelerine, kendi anıtlarına, dinsel ya da siyasal amaçlı” saldırılardır.

Bizans “ikonoklazm’ının” ilk devresi İmparator III. Leon’un 726 yılında Halki Kapısı üzerinde bulunan İsa heykelini indirmesi ile başlar...

Bu düşünceye sahip kişilere “ikonoklast”, karşıtlarına ise “ikonolatrai” denilmekteydi.

İmparator III. Leo İsus (717 - 741); Meryem ve azizlerin ikonlarının kullanımını yasaklamış, 730’da ise ilk “İkonoklast” hareket olarak “bütün ikonaların, dinsel betimlemelerin yok edilmesi” emrini vermiştir!

Bu emrin sonucu olarak, “İkonoklazm” iki ayrı dönemde dinsel ve siyasal hareket biçiminde tekrarlanarak sürmüştür...

768 yılında, Patrik Niketas; pek çok mozaiği, ikonaları ve bazı resimler de ortadan kaldırtmış, bazılarının da üzerlerini sıvatarak, haçlarla örttürmüştü!

***

787’de, 7. ve son “Ekümenik Konsil” olarak toplanan 2. İznik Konsili’nde “ikonoklazm” lanetlenir ve Katoliklerce de kabul edilir!

***

Bu arada bir başka doğasaltarihsel olayı anımsayalım!

Ünlü ozan Homeros, bir zeytin ağacı gölgesine oturur. Zeytin ağacı dile gelir ve Homeros’un kulağına şunları fısıldar: “Herkese aidim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım!

Büyük Theotokos mozaiği

Bu zeytin ağacı, Manisa Kırkağaç’ta İS 362’de dikilmişti!

Bizans İmparatoru 2. Konstantin, İstanbul’da Ayasofya Kilisesi’nin ilk yapısını iki yıl önce açmıştı... Kırkağaç’taki bu zeytin ağacı, Ayasofya kadar tarihli...

Efes, İS 365’te olağanüstü bir depremle yıkılmış, insanlar ölmüş, yangınlar çıkmış ve kent terk edilmişti. Ayasofya çeşitli depremler yaşamıştı... Bu anıtsal zeytin ağacı, o günden sonra, kim bilir ne çeşit depremlere, doğal olaylara tanıklık yapmıştı? Gelin de Homeros’a hak vermeyin!

***

867 yılında, “apsistekiBüyük Theotokos mozaiği bitirilmiş ya da Patrik Photius üzerindeki sıvayı kaldırtmıştır! Belki de “İkonoklazm” döneminde üzeri sıvanmıştı!

Theotokos”, İsa’nın annesi Meryem için, Ortodokslar ve Doğu Katoliklerce kullanılan deyim olup Yunanca “Tanrı” anlamında “theos” ile “doğurmak” anlamında “tikto” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan “Tanrı’yı doğuran”, “Tanrı’nın anası” demektir...

İzmir Başpiskoposluğu, her yıl geleneksel olarak, Efes’teki “Meryem Ana Kilisesi’nde”, “Mesih’in (İsa) annesini”, “Theotokos Bayramını” kutlar...         

***

‘Ayasofya Gerçekleri...’

Danıştay, bir derneğin Ayasofya Müzesi’nin 2005’te yapılan “camiye çevrilmesi” başvurusunu, çeşitli aşamalardan sonra, 2015’te reddetmişti... Aynı dernek, yeniden, aynı amaçla Danıştay’a başvurdu! Eski kararı veren Danıştay 10. Dairesi, yeniden davaya bakacak...

15 Haziran 2020 pazartesi günü, Sözcü gazetesinde Sinan Meydan’ın “Ayasofya Gerçekleri” yazısı tarihsel ve hukuksal içerikli, belgesel niteliklidir...

Tüm Danıştay üyeleri, bu yazıyı 2 Temmuz kararından önce mutlaka okumalıdırlar!

Sözcü yönetimi, bu gazeteden birer adedi, 2 Temmuz’u beklemeden, bir an önce, mutlaka Danıştay üyelerine ulaştırmalıdır...

Not: Sürecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları