Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çöp Dünyası (9)
Sekiz hafta önceki Cumartesi, “Dünya Çevre Günü’ydü”… Türkiye’deki “çevre kirliliği” olaylarına değinmeyi sürdüreceğim… Bugün, “Marmara Denizi çöplüğü çözüm önerilerine” göz atalım…
***
“Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Deniz Bilimleri Enstitüsü, Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Anabilim Dalı”ndan Doç. Dr. Mustafa Yücel, “Tek çare önlemleri başlatmak” dedikten sonra, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Fiziki olarak, denizin üstündeki malzemenin toplanması gerekir. Ancak bu, buzdağının görünen kısmıdır. Bu sarı kısım, uydudan bile görünen, ama buzdağının içini, denizin içindeki o organik yükü ortadan kaldırmanın hiçbir fiziki yolu yok. Fiziki bir yolla, bunu çözmeniz mümkün değil.
Tek çare, bir an önce önlemleri başlatmak. Karasal atıkların kontrolü için sabırla çok disiplinli bir şekilde bunu uygulamamız gerekiyor. Sonuçları denizde izlememiz gerekiyor. Bizim ilk önerimiz; evsel atıkların hemen kontrol altına alınması, var olan tesislerimizin hemen devreye girmesi, var olan kapasitemizin hemen kullanılmaya başlanmasıdır…
5-6 yıl içerisinde, Marmara’yı bu kriz koma halinden, çıkarabileceğimizi elimizdeki veriler ve modeller gösteriyor. Önlemler sürdürülebilirse, denizin sağlıklı hale gelmesi 10-12 yılda olur!”
***
“Atık akışını kes, kurtul!” diyen “TBMM İklim Araştırma Komisyonu Başkanı, eski Orman ve Su İşleri Bakanı” Veysel Eroğlu, “Marmara nasıl kurtulur” sorusuna, dokuz maddelik çözüm öneriyle cevap verdi:
“1- Marmara’ya doğrudan atık sularını bırakan şehirler ileri biyolojik arıtma tesisleri kurmalı. Yabancılara milyonlarca dolar verme yerine, Türkiye’de ilk ve yerli tesis projesini hayata geçirdik, yaygınlaştıralım.
2- Sanayiler kontrol altına alınmalı. Sanayilerin atık sularını, ileri derece azot ve fosfor giderici arıtmadan geçirmeleri şart...
3- Çok iyi bir denetim sistemi kurulmalı. Firmalar dahil, birileri gece atık sularını boşaltıyor tesislerinden. Maliyetli yüksek diye şikâyetler geliyor. Ama atık çıkış suyunu istenilen miktarda getirenlere yüzde 50 enerji desteği veriliyor hâlâ. Atık çıkış sularını standartlara uygun şekilde arıtanlara hibe desteği veriliyor, teşvik edilsin.
4- Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerle masaya oturup Karadeniz’in üst akıntısı Marmara’ya geldiği için, kirli atık sularını arıtmalarının sağlanması bir protokole bağlanmalı. O ülkeler de denetimleri artırmalı.
5- Marmara’ya akan nehirler var. Bütün nehirlerin de kalitesinin izlenmesi ve kim kirletiyorsa bunlarla ilgili denetimler yapılmalı, idari yaptırımlar sıkı olarak uygulanmalı ve arıtma tesisleri yapmaları sağlanmalı.
6- Mendirekler veya deniz kıyı yapıları nedeniyle denizde alt akıntılar kesintiye uğrayarak durgun su oluşuyor. Salya, buralarda daha çok oluşuyor. Bu yapılar akıntıyı kesmeyecek şekilde konumlandırılıp yapılması lazım.
7- Yurtiçindeki tüm paydaşlar sürece dahil edilmeli. Bu taşın altına herkesin elini koyması gerekir.
8- Sıvı atıkların yanı sıra çöp gibi katı atıkların dere ve nehirler vasıtasıyla veya bilinçli olarak Marmara’ya bırakılması engellenmeli. Sanayiden çıkan biyoloji çamurlar da var, mutlaka bertaraf edecek sistemin oluşturulması gerekiyor. Ergene’de benzerini yapmıştık.
9- Yayılı kaynak dediğimiz hayvan atıkları ve gübreler, lüzumsuz zirai ilaç kullanımından kaynaklanan, araziden gelen kirletilecilerin engellenmesi gerekiyor…”
***
DSİ eski Genel Müdür Yardımcısı Dursun Yıldız, şu saptama ve uyarıda bulundu:
“Susurluk ve Biga nehirleri havzasında, aşırı gübre kullanımı sonucunda Marmara’ya taşınan azot ve fosfor yükleri Marmara Denizi’nin dengesi tamamen bozdu. Bu nedenle, Marmara Denizi’nin acil eylem planı kapsamında, hemen oksijen çadırına alınması gerekiyor…”
***
“Marmara Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Marmara Enviromental Monitoring (MAREM)” raporunda özetle şöyle deniliyor:
“Termik santrallarda kullanılan soğutma suları denizlerden alınıyor. Marmara’dan tuzlu soğuk suyu alıyorsunuz, sıcak su veriyorsunuz. O boruların içinde kısa sürede ‘fouling organizma (kirli canlı)’ dediğimiz midyeler, ‘tunikatlar (milimetrik canlılar)’ çoğalıyor.
Boru daralıp su geçmez hale geliyor. Boruları temizlemek için kimyasal madde kullanılıyor. Daralan boruların içine bu canlıları öldürmek için klor, klordioksit ve farklı kimyasallar basılıyor. Boruların öteki ucu açık ve deniz içinde!
Daha bakir olan Güneybatı Marmara’ya ve o bölge için planlanan termik santrallara bakalım. Orada santralların dışında, gemi parçalama ve metalürji fabrikaları var. Bu yapılar, Akdeniz foklarının mağaralarının üzerine kuruldu. Mağaraların tepelerini delip içlerine beton enjekte ettiler. Marmara Denizi’nde çok az kalan denizkaplumbağası nüfusu var.
(…) Bu kadar büyük bir kütleye iki-üç pervaneyle nasıl müdahale edilebilir? Çınarcık çukuru 1272 metre. Deniz yüzeyini çalkalamaktan nasıl bir fayda gelir?”
Not: Sürecek…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!