Fethullah Mason mu?

28 Şubat 2020 Cuma

Fethullah Gülen’in yaşamıyla ilgili çeşitli “çelişkili” haberlerden biri de “masonluk” söylentisidir!

Hal tercümesi başlıklı bir belgeye göre Gülen, mason locasına 15 Mart 1967’de kabul edilmiş! Oysa bu haberle çelişkiler başlıyor...

***

Çünkü bir haberde, Gülen’in masonlarla ilk temasının 1969’da başladığı yayımlanmıştı! O haberde, masonların 1972 ile 1976 yılları arasında Gülen’e İlhami Madenoğlu, Orhan Demiriz, Onnik Karakaş, Hüseyin R. Yavuz gibi mason yetkililerden davetler geldiği bildirilmekteydi...

Ancak, Gülen’in CIA şeflerinden Paul Henze’nin yakın dostu Kasım Gülek’in aracılığı ile 1975 yılında mason locasına dahil olduğuna ilişkin başka haberler de vardı!

Gülen, locaya 15 Mart 1967’de kabul edilmemiş miydi?

***

Kasım Gülek’e dönelim...

Gülen’in masonlarla ilişkisini sağladığı söylenen Gülek, daha sonraki aşamalarda da “kefil” olmayı sürdürüyor! Gülek, Fethullah’ın mason oluşundan 4 ay sonra, 16 Temmuz 1967’de masonlar arasındaki tartışmaları eleştirirken şu ifadeleri kullanıyor:

Şiddetli ihtiras Türk masonluğunu ikiye hatta üçe bölmüş, bir kısım arkadaşlarımızı Ş.K., A.Ş., Fetullah Gülen, A.D., Z.E., K.T., V.K. ve T.K. biraderleri küstürmüşlerdir. Bu arkadaşlarımızın büyük locadan en büyük madalya aldıkları unutulmaktadır...

17 Temmuz 1969 tarihli bir “belge” ise Gülen’in “Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası” tarafından “Taltif Madalyası” ile ödüllendirilmesini konu alıyor!

Locaya girişinden 4 ay sonra “taltif madalyası”!

***

1975 (!) tarihini unutmadan, Gülek’in 16 Temmuz 1967 tarihinde, Gülen hakkında bazı kişiler için mason locasına yazdığı “bildirilen” mektuba da göz atalım:

Saygıdeğer K.K. kardeşler”, diye başlayan mektup şöyle:

Türkiye’de yegâne ve muntazam mason teşkilatı, Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş masonların büyük locasıdır (Türk Yükseltme Cemiyeti). Hal böyle iken bazı kimselerin bir araya gelerek bir dernek kurmalarıyla bunca yıllık, temeli 1900’lere dayanan ve dünyaca tanınmış ve kabul görmüş Türk masonluğunu bir kenara itmeye çalışmak doğru bir iş değildir.

Bir müessesede, bir dernekte veya bir vücutta aksayan hastalanan bir taraf her zaman olabilir. O vakit yapılacak şey hemen başka bir derneğe geçivermek değildir, aksaklığın giderilmesi, hastalığın tedavisi olduğunu pekiyi bilir ve takdir edersiniz.

Birtakım yan fikirlerle destekleyip kamufle edilen bu şiddetli ihtiras Türk masonluğunu ikiye hatta üçe bölmüş, bir kısım arkadaşlarımızı Ş.K., A.Ş., Fethullah Gülen, A.D., Z.E., K.T., V.K. ve T.K. biraderleri küstürmüşlerdir. Bu arkadaşlarımızın büyük locadan en büyük madalyayı aldıkları unutulmaktadır. Üstün hizmet madalyasına sahip olmak her masonun rüyasıdır.

Türk masonluğunu bozmaya, bölmeye ve Türkiye büyük locasını yıkmaya yeltenen bir kimse Türk masonluğuna karşı nasıl suç işlemiş olmaktadır? Geliniz de bu sualin cevabını herkesin vicdanına, nizamnamelere ve Türk masonluğu tarihine bırakılır.

İnsanların iyi niyetle bir araya gelerek halledemeyecekleri hiçbir ihtilaf, elbirliğiyle ıslah olunmayacak hiçbir aksaklık bulunmadığına göre bir kısım biraderlerin bu normal yoldan ayrılarak, fani insan için böylesine ideal, böylesine güzel bir birliğin bozulmasına teşvik edenlere uymuş olmalarını anlamak kabil değildir. Onlar acaba nefis muhasebesinde bulundukları zaman bu tutumlarını samimiyetle doğru mu buluyorlar.

Bir mason olarak...

İnsanlık mabedi mefkûresini bu mukaddes emaneti her zaman korumak ve daha ilerilere götürmeye çalışmak zaruridir. Bunda kimsenin tereddüdü yoktur. Herhalde mevzuları ve hadiseleri varmak istedikleri neticelere göre izah etmek suretiyle, biraderlere telkin ve teşviklerde bulunanların bu maksatlı hareketlerine aklıselim sahiplerinin pek gecikmeden teşhislerini koyacaklarını ve hakikatleri olduğu gibi göreceklerine eminim.

Bir mason olarak saygılarımı sunarım. Kasım Gülek.”

***

25 Mart 1975’te hazırlanan bir başka belgede ise Gülen’in mason locasından ayrılan bazı kişilerle “Türkiye Büyük Mason Mahfili’ndeki ‘Tekris Yemini’” yer alıyor. “Tekris Yemin”inde Gülen’in verdiği sözler sadakat vurguluyor...

Evrenin ulu mimarının ve şu mason topluluğunun huzurunda, kendi arzu ve irademle samimi olarak yemin ederim ki: Bana öğretilecek ve söylenecek masonluk sırlarını bir masondan başkasına ve mason mahfilinden başka bir yerde asla beyan ve ifşa etmeyeceğim.

Masonluk için çalışacağım. Prensiplerine sadık kalacağım. Toplantılarına muntazam devam edeceğim. Şeref ve haysiyetimi koruyacağım, insanları seveceğim ve onların iyiliği için çalışacağım. Aileme ve vatanıma karşı fedakâr olacağım.

Cehalet ve taassupla mücadele edeceğim. Adalet ve hakkaniyetten ayrılmayacağım ve başkalarının haklarına da kendi hakkım kadar saygı göstereceğim. Türkiye Büyük Mason Mahfilini, Türkiye’de remzi üç derecenin nazım ve hâkim otoritesi olarak tanıyacağım.

Türkiye Büyük Mason Mahfili’nin anayasası, içtüzüğü mahfiller genel tüzüğü ile Muhterem Mahfilin içtüzük ve kararlarına riayet edeceğim. Bu taahhütnameyi 25.03.1975 günü İstanbul yedisinde hakikat nurunun kaynağı olan Muhterem Üçgen Mahfili’nin resmi celsesinde imza eyledim.” (M. Fetullah Gülen)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları