Özgür Mumcu

Hukukun üstünlüğü

03 Şubat 2018 Cumartesi

Dünya Adalet Projesi adlı kuruluşun 2017 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye 101. sırada yer aldı. 113 ülkenin değerlendirildiği endekste memleketimizde hukuk devletinin durumu sadece Bangladeş, Honduras, Uganda, Pakistan, Bolivya, Etiyopya, Zimbabve, Kamerun, Mısır, Afganistan, Kamboçya ve Venezüella’dan daha iyi durumda. Çağdaş uygarlıklar seviyesini aşmak hedefiyle yola çıkan bir devlet açısından pek iç açıcı bir manzarayla karşı karşıya olmadığımız açık.
Endekste 2014’te 59. sırada bulunulduğu dikkate alınırsa, son senelerde yaşadığımız türbülansın nesnel kriterlerle de ölçülebildiği anlaşılıyor.
Dünya Adalet Projesi, bir ülkede hukukun üstünlüğünün varlığını tespit etmek için şunlara bakıyor:
Hükümetten ve resmi görevlilerden hukuken hesap sorulabiliyor mu?
Kanunlar açık, aleni, istikrarlı ve adil mi? Kişi ve mal güvenliği de dahil olmak üzere temel hak ve özgürlükleri koruyor mu?
Kanunların kabul edilme ve uygulanma usulleri şeffaf, etkin ve adil mi?
Adalet yeterli kaynağa sahip yetkin, etik, bağımsız ve tarafsız organlarca sağlanabiliyor mu?
Bugün bu yukarıdaki sorulara rahatlıkla “evet” diyebilmek mümkün değil.
Hükümet ve gözden çıkarılanlar hariç resmi görevlilerden hesap sorulabildiğini söyleyebilen var mı?
OHAL KHK’leri denetlenemezken, OHAL’le ilgisiz ve OHAL bittikten sonra da yürürlükte kalacak şekilde tasarlanmış düzenlemeler gece yarıları ansızın ortaya çıkmıyor mu?
İnsanların “medeni ölü” ilan edilmesinden gurur duyan bir siyaset ve yargı ortamında hangi kişi ve mal güvenliğinden bahsedilebilir?
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını ilk derece mahkemelerinin tanımadığı, tahliye kararlarının uygulanmadığı ve sürekli surette işten atılma korkusu yaşayan hâkim ve savcıların olduğu bir ülkede bağımsız, tarafsız yargının yetkin ve etik kararlar verebilmesi mümkün mü?
Yönetiminde ve fahri üyeliklerinde çeşitli ve farklı hukuki geleneklerden saygın hukukçuları barındıran Dünya Adalet Projesi’nin Türkiye’nin hukukun üstünlüğü sıralamasının sonlarında göstermesinin adil bir değerlendirmeyi yansıtmadığını söylemek için ancak varlığını ve geçimini iktidara borçlu olmak gerek.
Kadir Has Üniversitesi’nin 2017 Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler araştırmasında halkın yüzde 50.6’sı yargının siyasallaştığı fikrinde. Dolayısıyla kamuoyunda da hukukun üstünlüğü ilkesinin tahrip edildiği düşüncesi hâkim. Buna rağmen, araştırmaya göre insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının ise Türkiye’nin öncelikli sorunları arasında değerlendirilmediğini de not edelim.
Hukuk devleti yıkılırsa geriye kalana devlet denmez. Dört senede 42 basamak gerileyen ve dünyanın geri kalmış ülkeleriyle aynı potaya giren bir devletin geleceği ise parlak değildir. Bunca hamaset dolu nutuk, bu yalın gerçeği gizlemek için atılıyor olsa gerek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları