Hayatın 2 gerçeği... İki farklı dünya... Biri, hâlâ dünyada 840 milyon insanın her gece aç uyuduğu ve buna karşın yılda 1.3 milyar ton yenilenebilir gıdanın israf edildiği... Diğeri ise dijital teknolojinin evlerin tamamen içine girdiği tek tuşla nesnelerin birbirine bağlandığı, yaşamları kolaylaştıracağı iddia edilen, sizin ihtiyacınızı sizden önce bilecek makineler dönemi...
Nasıl mı? Mutfak tezgâhı üzerinde bir noktaya dokunuyorsunuz, ocak görüntüsü ortaya çıkıyor. Bir daha dokunuyorsunuz. Isınmaya başlıyor... Isı artarken tezgâhta bir bölümde davlumbaz kendiliğinden yükseliyor ve çalışmaya başlıyor.. Ya da yine mutfak tezgâhının üzerinde bir küçük alana cep telefonunuzu koyuyorsunuz. Işık projeksiyonu sistemi ile bir sanal kullanım paneli yaratıyor; bir yandan örneğin eve davet ettiğiniz arkadaşınızın ne tür yemeklerden hoşlandığı bilgisine ulaşırken öte yandan mutfağınızdaki tüm cihazları tek panelden kumanda edebiliyorsunuz... Ve daha onlarca yenilik... Yine örneğin buzdolabınızda; et, balık, süt ve peynir ürünlerinin tazeliğinin 3 kata kadar uzun süre muhafaza edilmesini sağlayan teknoloji... Bunların kimi günümüzde kullanılabilir halde kimi ise çok yakın gelecekte.
Tüm bunları Arçelik AŞ’nin üst segment markası olan Grundig’in Milano’daki dünyanın en prestijli tasarım, mobilya ve mutfak fuarı olan Eurocucina’daki standında izledik. Arçelik Türkiye’nin en gurur veren şirketlerinden biri. Koç Grubu bünyesinde. Ülkenin Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan, en fazla patent alan, en yenilikçi şirketi. 2004 yılında Alman markası Grundig’i satın alarak bünyesine katmıştı. Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu, “Grundig’i iddialı global hedeflerimize ulaşmak için çok önemli bir güç olarak görüyoruz. Önümüzdeki 5 yılda uluslararası satışlarımızın yüzde 20’sini Grundig markasından elde etmeyi hedefliyoruz” diyor.
Zaten dünyanın bu en prestijli fuarını gezerken Grundig’in geleceğin teknolojileriyle sektöründe fark yaratan atılımlar gerçekleştirdiğini de açıkça görebiliyorsunuz.
Ama işin önemli bir boyutu daha var. Yazının başında belirttiğim dünyanın ikinci gerçeği...

Food for Soul
Açlık ve israf... Grundig, gıda israfı ile mücadelede anlamlı bir projenin içine dahil oldu: “Food for Soul”. Dünyaca ünlü üç Michelin yıldızlı İtalyan şef Massimo Bottura’nın kurduğu kâr amacı gütmeyen bir organizasyon “Food for Soul”. Bottura’nın Milano’da kurduğu “Refettorio Ambrosiano”, 5 ay içinde 15 ton gıdanın israf edilmeden değerlendirilmesini sağlayarak büyük bir başarı kazanmış ve “Food For Soul” fikrinin doğuşunu sağlamış. Kullanılabilecek nitelikteki gıdaların yeniden değerlendirilmesi ve gıdaların verimli bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması prensibiyle çalışıyor. Amaç hem bir farkındalık kazandırmak hem de dünyanın birçok yerinde “Çorba Mutfakları” diye adlandırılan aşevleri açmak. Grundig bu projenin ana sponsoru ve açılacak olan tüm mutfakları kuracak. İlk durak Brezilya, Rio de Janerio. Yoksulların yemeye bedava erişiminin sağlanması amaçlanıyor. Biliyorsunuz gıda israfı küresel dünyanın en büyük sorunlarından biri. İsraf edilen gıdanın sadece üçte biri bile küresel açlığı sona erdirmeye yeter. İsraf üç şekilde oluyor. İlki daha tarladan marketlere girişte oluyor. Eğri büğrü, standart dışılar ayrılıyor. İkinci israf marketlerde tüketicinin satın almadıkları ürünlerde. Üçüncüsü ise restoranlarda.