İngiltere’de Başbakan Theresa May’in erken seçim hesapları ters teptiği gibi 19 Haziran’da başlayacağı açıklanan Brexit müzakereleri başta olmak üzere ülke ciddi bir siyasi belirsizliğin içine düştü.
Önceki gün yapılan erken genel seçimde Başbakan Theresa May’in liderliğindeki Muhafazakâr Parti sandıktan birinci parti olarak çıkmasına karşın çoğunluğu elde edemedi. Siyasi belirsizliğin ilk ekonomiye yansıması sterlinin dolar karşısında yüzde 2.5 kadar değer kaybetmesi ile başladı. Sterlin, böylelikle Brexit referandumu sonrasındaki seviyesinin de yüzde 14 altına gerilemiş oldu. Ancak gözler asıl Avrupa Birliği’nden çıkış (Brexit) müzakerelerine ne olacağında...
Başbakan May aslında bir kumar oynadı ve kaybetti. Zaten İngiliz basını da böyle gördü seçim sonuçlarını. Brexit görüşmelerine elini güçlü tutarak başlamak isteyen başbakan ani bir erken seçim kararı aldı ve seçime “Muhafazakâr parti için vereceğiniz her oy benim başbakanınız olarak Avrupa Birliği ile yapacağım müzakerelerde elimin çok daha güçlü olmasını sağlayacak” çağrısı ile girdi. Seçim May için bir fiyasko ile sonuçlandı. Şimdi başbakan olup olamayacağı bile belli olmayan bir sürecin içinde. Üstelik başladığından daha az sayıda koltuğa sahip. Ve 19 Haziran’daki Brexit görüşmelerine sadece 1 hafta var. Tabii bu gelişmeler Avrupa Birliği’nden çıkış (Brexit) müzakerelerinin zamanlamasını da tartışmaya açtı.

Sıfır müzakere
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk İngiltere’den, seçim sonuçlarının yarattığı belirsizliğin müzakereleri geciktirmemesini istedi. Seçim sonuçlarını Twitter hesabından kinayeli bir dille değerlendiren Tusk, “Brexit görüşmelerinin ne zaman başlayacağını bilmiyoruz ama ne zaman sonlanması gerektiğini biliyoruz. ‘Sıfır anlaşma’ sonucu verecek ‘sıfır müzakere’den kaçınmak için elinizden geleni yapın” dedi.
Kraliçe 2. Elizabeth ile görüştükten sonra hükümet kurma görevini alan Başbakan May’in yeni hedefi, Kuzey İrlanda’da en fazla vekil çıkaran parti Demokratik Birlik Partisi (DUP) ile koalisyon kurmak. DUP’nin elde ettiği 10 milletvekili, hükümet kurmak için yeterli bir sayı. Ancak bunu başarabilse bile her koşulda bu güçlü bir hükümet olmanın hayli uzağında. Bu da bir süredir tartışılan “Sert Brexit mi, yoksa Yumuşak Brexit mi yaşanacak?” sorusunu daha da belirsizleştirdi. Öte yandan iş dünyası da kaygılarını iletmekte gecikmedi. İş dünyası temsilcileri yaptıkları açıklamada siyasetçilerin kendilerine çekidüzen vermelerini ve ekonomiyi korumak için işler bir hükümet kurmalarını istediler. London School of Economics’ten Tony Travers’e göre mevcut durum, İngiliz ekonomisinin 2. Dünya Savaşı’ndan beri yüzleşeceği en büyük sınav olacak.
İngiltere ekonomisi son dönemlerde ciddi sorunlar içinde. Büyüme rakamları AB’ye üye 27 ülkenin altında seyrediyor. Bu durum henüz işsizlik rakamlarını etkilemese de vatandaşlarının milli gelir artışındaki paylarını etkiliyor. Enflasyon dikkate alındıktan sonra, ilk 3 aya bakıldığında maaşlarda düşüş dahi gözlemleniyor.