Öztin Akgüç

Artan Dış İtibar (!)

18 Ağustos 2013 Pazar

Yayımlanmış resmi bir istatistik yok ama yurtdışına en fazla gezi yapan hem de çoğu kez aile boyu gezi yapan başbakan, Sayın Başbakan RTE’dir. Yalnız son dönemde gezi sıklığının azaldığı gözlemlendiği gibi birkaç aydır da gezi haberi medyada yer almamaktadır.
ABD Dışişleri Bakanı
John Kerry’nin son yurdumuzu ziyaretinde Sayın Başbakan RTE’ye, yakın gelecekte Filistin-Gazze’yi ziyaret etmemesi konusunda uyardığı, tavsiyede bulunduğu haberi medyada yer almıştı. Böyle bir haberi onur kırıcı bulan AKP’ye yakın çevreler Sayın Başbakan’ın, belleğim yanıltmıyorsa, en geç 2013 Temmuz ayında, Filistin-Gazze’yi ziyaret edeceğini kamuoyuna duyurmuştu. Bu ziyaret günümüze değin gerçekleşmedi. Fiilen John Kerry’nin tavsiyesine uyulmuş oldu.
ABD Cumhurbaşkanı
H. B. Obama’nın İsrail ziyaretinde Mavi Marmara olayı nedeniyle İsrail’den zoraki bir özür gelmişti. Zoraki özrün arkası gelmedi. Ciddi bir kınama, İsrail’i suçlama, verilen maddi-manevi zararı karşılayacak bir tazminat ödenmesi, haber olarak medyada yer almadı.
Lider ülke, yönlendirici, belirleyici ülke gibi sıfatlara karşı, ülkemizin, dünya siyasal sorunlarının çözümünde giderek dışlandığı izlenimini veren davranışlar gözlüyoruz.
Bir ülke, siyasal, ekonomik başarılarıyla, bilim adamlarıyla, yazarlarıyla, gerçek sanatçılarıyla, halkının davranışlarıyla, her alanda dünya mirasına yaptığı katkılarıyla itibar kazanır. Lafla, övünme ile blöfle, yüksekten atma ile sağı solu küçük görme ile itibar kazanamaz.

\n

***

\n

Gezi olaylarında hükümetin tutumu, Ergenekon-Balyoz türü davalar, yargının davranışı, tek adam yönetimine gidişi destekleyen işadamlarımızın açıklamaları, demokrasi reformu altında kalan son demokrasi kırıntılarını ortadan kaldırmaya yönelik girişimler, arabesk sanatçılar, dopingli sporcular, yalaka, yağdanlık olarak bilinen uydurma kazip şöhretlere bildiri yayımlatmak bir ülkeye itibar kazandırmaz, nitekim kazandırmıyor da. Ülkeler de, kişiler gibi söyledikleriyle değil yaptıklarıyla itibar kazanırlar. Laftla dünya siyasetini yönlendiremezsiniz. Eğer laf içerikten de yoksunsa, belli nezaket kurallarını da içermiyorsa, itibarsızlık nedeni de olmaktadır.
Türkiye, gerçekten laik, sosyal hukuk devleti olabilirse, yargı bağımsızlığını sağlayabilirse, demokrasinin kurallarını gerçekleştirebilir, kurumlarını yaşama geçirebilirse, dürüst seçimlerle siyasal iktidarların değişmesine olanak verirse, tek adam olma heves ve tutkularını kırabilirse, etkili bir kamuoyu oluşturabilirse, itibar kazanabilir.
Türkiye’nin dış itibarının artmasının olumlu sonuçları ekonomik yaşama da yansır. Türkiye turist sayısında İspanya ve İtalya’yı yakalayabilir; turist sayısı yönünden dünya sıralamasındaki yeri ilk dörde kadar yükselebilir, daha düşük marjlarla dış kaynak sağlayabilir, turizm yanı sıra diğer hizmet gelirleri de artabilir, ihracat üzerine dahi olumlu etki yapabilir.
Türkiye, özellikle son yaşanan toplumsal olaylar sonucu, itibar kazanma bir yana sürekli itibar yitiriyor. Yaşanacak ekonomik olaylarda da bu itibar yitirmenin etkileri görülecektir.
Türkiye’ye son dönemde dış itibar kazandıran tek olay halkının bir bölümünün demokrasi, özgürlük konusunda gösterdiği tepki ve dirençtir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa alalaması 15 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları