Öztin Akgüç

Fiili İşgal Başlıyor

23 Aralık 2012 Pazar

Basına yansıyan bilgilere göre, Patriot füzeleriyle birlikte 400er ABD ve Alman askeri Türkiyeye geliyor. Bazı haberlerde buna 200 Hollanda askeri de ekleniyor. Yabancı askerlerin Türkiyeye geliş gerekçesi de; kara mizah mı dersiniz, trajikomik mi dersiniz, yoksa haysiyet kırıcı, yüz kızartıcı olarak mı nitelendirirsiniz; Türkiyeyi Suriyeye karşı korumak. Suriye hangi açıdan bakarsanız bakın -nüfus, yüzölçümü- Türkiyenin ancak dörtte biri kadar bir ülke; en az bir yıldır da iç savaş, iç kargaşa yaşıyor. Emperyal çevrelerce Beşşar Esad yönetiminin sonu geldiği öngörülüyor. İşte böyle bir ülkenin olası saldırı tehlikesine karşı yeri geldiğinde Ortadoğunun lider ülkesi, dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olduğu söylenen Türkiyeyi korumak için yabancı askerler ülkemize geliyor. İnandırıcı geliyor mu? Ülkemizde, özür dilerim, öyle kişiler, olaylar yutturuldu ki herhalde bu da yutturulur, halk görmezden gelir diye düşünülüyor.\n

\n

Tezgâhın kurulmakta olduğu kuşkusuna ta NATO Genel Sekreteri Rasmussenin haftalar öncesiTürkiye istekte bulunursa, NATO koruma konusunda isteği dikkate alır türünde bir açıklamasının basında yer almasıyla kapıldım. İnisiyatif Türkiyeden gelmiş süsü verilecek, NATO isteği yerinde bulacak, Patriot füzelerinin Türkiyeye yerleştirilmesi, asker gönderilmesi konusunda ilgili ülkelerin yetkili organları, parlamentoları onay verecek, füzeler, yabancı askerler ülkemize gelecek. Süreç öngörüldüğü, tezgâhlandığı gibi yürüyor.\n

\n

Birkaç cılız ses dışında bu oyuna, tezgâha karşı çıkan yok. Asıl vahim olan, utanılacak durum bu. Türkiye Suriyeye karşı mı korunacak? Silahlı kuvvetleri bu denli küçümsemeye, güçsüz göstermeye hakkımız var mı diye kimse sorgulamıyor. Tepki göstermesi gerekenler de suskun.\n

\n

ABDnin iki binli yılların başlarında Iraka saldırı planlarına gerekçe hazırladığı dönemlerde, Irakın biyolojik silahlarından, ta Bağdattan İstanbulu dövecek cehennem toplarından söz ediliyordu. Dönemin ABD Başkanı G. Bush, o zamanki konuşmaları Maksim Gorkinin Yirmialtı Adam ve Bir Kızadlı öyküler kitabından belleğimde kalan tümceyi çağrıştırmıştı: İnsanoğlu yalan söylese bile onu dinle, niçin yalan söylediğini anlamaya çalış. Yalan, insanı kimi zaman gerçekten daha iyi açıklar. Buna benzer bir yazıyı ABDnin Irak saldırısı sırasında yazdım. Yalan, sonra ortaya çıktı. Irakta ne biyolojik silah ne de cehennem topları bulundu. Olay yanlış istihbarat diye geçiştirildi. Sonuçta, XXI. yüzyılda Irak bir tür vandal istilasına uğradı.\n

\n

Şimdi benzer yalanlar Suriye için yayılıyor. Tezgâh kuruluyor. Suriye, Türkiyeye saldıracak, kimyasal silahlar kullanacak vs. Yerseniz. Türkiyede bu tür yalan gerekçelere dayanan fiili yabancı asker işgali başlıyor. Denilebilir ki Türkiye zaten II. Dünya Savaşından bu yana Batının, özellikle ABDnin güdümünde. Ekonomipolitikamızı, dış ilişkilerimizi, sözde kalan demokrasimizi, hatta seçim sonuçlarımızı ABD düzenliyor. Ne değişecek ki diye sorgulanabilir. Şimdilerde, yön vermekten fiili işgal aşamasına geçiliyor denilebilir.\n

\n

Dış ülkelerin çıkar hesapları, yerel politikacılarımızın kişisel beklentileri olabilir. Ben bunları fazla kınamam, kınanacak olan toplumdur. Bir toplumda bağımsızlık, özgürlük, onur gibi kavramlar yeşermemiş, yerleşmemişse, onur kırıcı davranışlara karşı tepki vermiyorsa işte o zaman dış güçler, yönlendirmeden bir adım daha atıp, iç destekçilerinin de katkısıyla ülkeyi fiilen işgale bile kalkışırlar.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları