Öztin Akgüç

Oyun netleşiyor

17 Mayıs 2015 Pazar

Toplumsal, politik bir olaya doğru tanı koyabilmek için; olay kamuoyuna nasıl sunuluyor; nasıl bir algı yaratılmak isteniyor, arkasındaki güçler destekçilerinin nitelikleri, olayın kimlere yarar sağlayacağı gibi soruların yanıtlarını aramak, irdelemek gerekir. Algı yaratma yöntemi, ancak kuşku duyulmadığında etkili olur. Kuşku, algı oluşturmayı etkisiz kılar.
Ülkede yaşanan olaylara hatta sorun diye ortaya atılan ve tartışılan konulara doğru tanı koyabilmek için, şark meselesi, Ortadoğu’nun paylaşılması, nüfuz bölgeleri oluşturma savaşımı, bölgede çıkarı olan emperyal güçler, bu güçlerin ellerindeki kozlar, Sykes-Picot Anlaşması, İngiltere’nin Lozan ve Lozan sonrası tutumu, II’nci Dünya Savaşı ardından bölgede İngiltere’nin yerini ABD’nin alması, ABD’nin önce BOP (Büyük Ortadoğu Planı), daha sonra GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Planı) bölgede emperyal güçlerin destekçileri, farklı konumlanan tüm faktörleri göz önünde tutmalıdır.
Ortadoğu’da XIX’uncu yüzyıl başlarından bu yana bölüşüm kavgası sürmektedir. ABD’nin Irak saldırısı, Arap Baharı(!), Suriye iç savaşı, IŞİD, Kürt sorunu(!), çözüm süreci(!), Sünni-Alevi çatışması, Ermeni soykırımının(!) ısıtılması, tüm olaylar, söylemler değerlendirilirken emperyal güçlerin rolleri belirlenmeli, ayak oyunları görülmelidir.
Emperyal güçlerin Ortadoğu’da en büyük kozu, uluslararası bölünmüşlük, kalabalıkların çıkar hesapları, satılık, kiralık insan bolluğu, kişiliksiz böyle bir ortamda sağladığı algı yaratma kolaylığıdır.
Ayrıca XIX’uncu yüzyıl sonlarından bu yana İngiltere, Ortadoğu’da nüfuz bölgesi oluşturma açısından kendine Kürtlerin hamisi görüntüsü vermeyi uygun bulmuş, Lozan’da da algılayabildiğim kadarı ile bu tutumunu sürdürmüştür. Musul konusunda Ankara hükümeti üzerinde baskı kurması için iç isyanları desteklemiş, tahrik etmiş, karşılığını da almıştır. Emperyal güçler için, insancıl söylemlerine karşın, çıkarları uğruna binlerin yaşamını yitirmesi önemli, anlamlı değildir.
II’nci Dünya Savaşı sonrası İngiltere kamarilla, gizli yönetici güç konumunda Ortadoğu sahnesinden görüntü alarak çekilmiş, yerini, rolünü ABD’ye bırakmıştır. ABD’nin zaten Türkiye’nin doğu sınırını çizmek tutkusu, Büyük Ermenistan projesi bilinmektedir. Kürt devleti de ABD’nin BOP veya GOP projesinin bir parçasıdır.
Irak savaşı maliyetinin yüksekliği, Arap Baharı’nın(!) hedeflenen sonucu vermemesi (Arap Baharı sloganı da bunun emperyalizmin bir oyunu olduğunu kanıtlıyor), Suriye’yi devreden çıkarmada Çin ve Rusya direnci nedeniyle başarılı olunamaması, petrol bölgeleri için bir Arap- Kürt savaşı tehlikesi belirmesi Türkiye’de çözüm sürecini gündeme getirmiştir. Böylece bir de Türk-Kürt eklenmesi istenmemiştir. Çözüm sürecinin emperyalizmin bir oyunu olduğu anlatılmaya çalışılmışsa da doğal olarak başarılı olunamamıştır. Çözüm sürecinde bazı pürüzler ortaya çıktığında, seçim yaklaştığında ABD dayanamamış, çözüm sürecinin arkasında olduğunu açıklamak gereğini duymuş; böylece oyun da netleşmiştir.
Türkiye’nin zaafı nereden kaynaklanıyor? İçimizdeki İrlandalıların çokluğundan. İçimizdeki İrlandalıların bir bölümü güzel sıfatlar da yakıştırıyor. Sağcı, solcu, liberal, aydın, mücahit, milliyetçi olarak yaftalıyorlar. İyi de söylem, sıfat bol da ortada er yok ya da çok az.
Dış odaklar da güçlerinin kaynağının bilincinde olarak, belirli kapıları çalıyor, belirli projeleri uyguluyorlar. Sloganların, söylemlerin iğvasına kapılmamak gerekir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları