Öztin Akgüç

Toplumun Virüsleri

07 Aralık 2014 Pazar

Toplumun değer yargılarını bozan, yozluk aşılayan, ekonomik kalkınmayı, demokratikleşmeyi, hukuk devleti oluşu engelleyen, en azından toplumsal bünyeyi zayıflatan, bozan virüsler, asalaklar toplumumuzda yaşıyor. Bunlar, insan biçiminde gözle görülebiliyor. Virüsler, kişiliksiz, niteliksiz, çıkarcı, benmerkezci, korkak, onurlarını koruyamayan, yalakalığı bir yaşam biçimi olarak benimsemiş, bendelikle bir yerlere ulaşmayı hedefleyen, henüz sınıflandırma, taksonomi biliminde yer almamış yaratıklar, şeklen insan benzeri fakat insani hasletlerden yoksun, asalak türünden yaratıklar, sınıflandırmada yer almamış olduklarından, tasnif dışı yaratıklar demek şimdilik yeterli.
Toplumda o kadar yaygınlar ki, politikada, iş yaşamında, öğretim kurumlarında, sivil, asker bürokraside, medyada... Otoriter yönetime çanak açıyorlar, yolsuzlukları körüklüyorlar, halkın aydınlanmasını engelliyorlar, haksızlığı yaygınlaştırıyorlar, toplumun sağlam kalmış değer yargılarını sarsıyorlar, düzgün kişileri çeşitli yollarla dışlıyorlar, kendi aralarında gizli açık dayanışma, çıkar birlikteliği kuruyorlar, daha kötüsü toplum için sözde başarılı yoz örnekler oluşturuyorlar. Yanıltıcı etiketler taşıdıklarından, başarılı olarak gösterildiklerinden, belli çevrelerce ödüllendirildiklerinden, kazip de olsa şöhret haline getirildiklerinden, hemen her yerde sahnelendirildiklerinden, toplumda öykünme duygusu doğuruyorlar.

***

Dış güçler etkilerini, aşılamalarını artırmada, politikacılar diktatoryal heveslerini gerçekleştirmede, aferistler yolsuzluk yapma cesareti bulmada hep bu tür yaratıkların varlığına güveniyor. Toplumda etkili olabilmek için, sürekli toplum önüne çıkıyor, çıkarılıyorlar, iri boş laflar ediyorlar, bilgili, yerine göre yansız, toplumdan yana görünüyor, her kılığa girebiliyor, her boyayı boyayabiliyorlar.
Bu tür kişilerin yarattığı elverişli ortam olmasa, diktatoryal hevesler kırılır, yolsuzluk güdüsü zayıflar, adil bir düzene gidiş başlar, halkın aydınlanmasındaki engeller azalır, bağımsızlık, özgürlük tutkusu güçlenir, ülke saygınlığını koruma, kişisel çıkar beklentilerinin önüne geçer.
Toplumda mücadele edilecek, etkileri kırılacak, sahne almaları önlenecek, gerçek kimlikleri, nitelikleriyle halka tanıtılacak olanlar, işte bu toplumsal asalaklar, virüslerden sağlıklı toplumsal bir yaşam için temizlenmek gerekiyor.
Şöhretlerine, yukarıdan atıp tutmalarına, bilgiç gözükmelerine karşın ne kadar boş, şişirme olduklarını ortaya koymak belki de görev oluyor.

***

Kaygusuz Abdal, yüzyıllar öncesi boşuna söylememiş: “Bir cim çıkmaz eğer karnını yararsan, camiye gelir de erkân beğenmez.” Doğrudur, tüm atma, tutma, özür dilerim hava basmalarına karşın, gerçekten bir cim çıkmaz işlerinden.
Toplumda bu tür virüsler, asalaklar yaygınlaşıyor ama, yeni oluşmuş değiller. Ziya Paşa’nın şu dizeleri “Dehri arasan binde bir adem bulamazsın / Adem görünen harları adem mi sanırsın” bu türün, kökeninin eski olduğunu, yeni türemediklerini kanıtlıyor. Ziya Paşa’nın dizelerine tepki vermesi gerekenler asalak özellikleri olan adem görünenler değil de herhalde harlar olmalı. Bu benzetme ile küçümsenen kimler, ademler mi, harlar mı?
Toplumda yalakalıktan, çıkar çevresi oluşturmaktan, bendelikten, haksızlık karşısında suskunluktan, ödleklikten, asalak yaratıklara karşı niteliksizliklerini yüzlerine vurmada çekinmekten kurtulamadığımız sürece ülke olarak, toplum olarak sorunlarımızı çözemeyiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları