Kopenhag İklim Zirvesi

05 Aralık 2009 Cumartesi

Araştırmaların ve incelemelerin sonuçları küresel ısınmanın korkunç boyutlara ulaştığını gösteriyor. AFP’nin yaptığı bir araştırma yerküredeki 2.5 derecelik bir artışın Amazon yağmur ormanlarında büyük bir tahribata yol açacağını birçok hayvan ve bitki türünün de yok olmasına sebep olacağını duyurdu. Antarktika Araştırmaları Bilim Komitesi’nin (SCAR) yaptığı bir diğer araştırma ise Antarktika’nın bu yüzyılın sonuna kadar 3 derece daha ısınacağını gösteriyor. Araştırmaya göre buzulların daha da erimesiyle birlikte penguenlerin tür ve sayısı hızla azalacak, deniz seviyesinin yüksekliği 2100’de 1.4 metreye ulaşacak. Yine bu rapora göre sanayileşmiş ülkelerin başı çektiği sera gazı salımlarında gelişmiş 40 ülkenin 2006 yılından bu yana sera gazı salımlarını azaltacaklarına arttırdıkları gözleniyor. Başta ABD olmak üzere Japonya, Kanada, Avusturya, Çin bu ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerin ve diğer sanayileşmiş zengin ülkelerin hazırladığı korkunç sonu ise sadece kendileri değil masum, yoksul, günahsız ülkeler de yaşayacak. Bir anlamda kurunun yanında yaş da yanacak.

Kopenhag’da düzenlenecek zirveye ABD Başkanı Obama’nın katılması Hindistan, Brezilya, Çin de dahil olmak üzere birtakım ülkelerin sera gazı salımlarını azaltma kararı almaları daha şimdiden zirvenin başarılı geçeceğine dair bizleri umutlandırıyor. ABD’nin sera gaz salımlarını yüzde 17 azaltacağını bildirmesi yine Çin’in yüzde 40 oranında bir azaltmaya gideceği de olumlu gelişmeler olarak görülse de uzun vade de bakıldığında bu oran koskoca okyanusta bir su damlası kadar kalmaktadır. Çünkü BM verilerine göre sıcaklık artışını 2 derece ile sınırlı tutabilmek için 2050 yılına kadar sera gazı salımlarının yarıya düşürülmesi gerekiyor.

Çin ekonomisinde ve enerji üretiminde önemli bir yere sahip olan kömür, en önemli sera gazı olan karbondioksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden sorumlu. Ancak ne yazık ki kömürün tek suçu iklimi değiştiren en tehlikeli fosil yakıt olması değil... Kömür aynı zamanda karbondioksitten 20 kat daha güçlü metan gazının açığa çıkmasına, cıva kirliliğine, asit yağmurlarına ve bununla birlikte kükürtdioksit ve azotoksitin açığa çıkmasına, tatlı suların azalmasına ve kanser, solunum sorunları, işitme bozuklukları gibi birçok hastalığa sebebiyet vermektedir. Bu sebeple başta Çin olmak üzere aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi bir zorunluluktur.

Kopenhag’da düzenlenecek iklim bildirisinin taslağına göre küresel ısınma ile mücadele için ABD, Çin gibi gelişmiş ülkelerden karbon salımlarını önemli ölçüde azaltılması isteniyor ve bu kısıtlamanın yüzde 80’inin yine bu zengin ülkeler tarafından gerçekleştirilmesi çağrısında bulunuluyor. Son çeyrek yüzyılda geldiğimiz noktaya bakacak olursak geçmişte yapılan çalışmaların son derece yetersiz olduğunu görüyoruz. Bunun başlıca sebebi sanayileşmiş zengin ülkelerin dünya iklimi ile ilgili alınan kararları kendi ekonomilerine verilen zararlar olarak görmeleridir. Buradaki baş sorumlular gelişmiş zengin ülkeler olduklarından bu ülkelerin azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere refahlarından pay ayırarak denge kurmaları daha adaletli ve gerçekçi olacaktır.

Küreselleşme hiç kuşkusuz çok önemli sosyal, siyasal, teknolojik, ekonomik, demografik olumlu olumsuz değişimleri de beraberinde getirmiştir. Olumsuzluklardan sadece biri olan küresel ısınmanın neden olduğu çevre, doğa, iklim tahribatlarını telafi etmek, durdurmak hatta geri kazandırmak günümüzün çözüme kavuşturulması gereken en önemli meselesidir. Japonya’da kıyıya vuran zehirli dev denizanaları, Antarktika’da buzulların erimesi, küresel bazdaki anormal ısı artışları, daha diğer çeşitli doğal felaketler iklim değişikliğinin uzaklarda değil yanı başımızda, bu değişikliğin içinde olduğumuzu bize hissettiriyor. Yeryüzü yardım çığlıkları atmaya başladı. Bir an önce önlem alınmazsa gezegenimiz geriye dönülmez bir yola girecek. İnsanların ve diğer canlıların yaşamlarına kastedecek açlık, kuraklık, susuzluk, sel baskınları ve kitlesel göç kapımızda. Kutuplardaki erime ise en önemli tehlike çanlarından biriyken siz insanlığın çok yakınlarda yaşadığı, yaşayacağı korkunç felaketlerin farkında mısınız?

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları