Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
TÜSİAD Başkanı’nın İstifası Türkiye’ye Örnek Olsun
Başkanlığa seçildiği 2013 Ocak ayından bu yana geçen 1 buçuk senelik süre içinde hükümetle aralarında zaman zaman baş gösteren gerginlik dönemlerinde, hatta “vatan haini” olarak ilan edildiği zaman bile istifa etmeyi düşünmeyen TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz neden bugün istifa etti? Sahibi olduğu ve Başbakan’la yaşadığı gerginlikten sonra, sendikal meselelerin de işin içine girmesiyle tabiri caizse dört bir taraftan canına okunan SÜTAŞ ile ilgili yapılan suçlamalar ve iddialar üzerine kendi meselesi yüzünden TÜSİAD gibi bir kurumun yıpratıldığını düşünmüş Yılmaz. Haklı ya da haksız olsun, kendi bireysel mücadeleni, başında bulunduğun kurumu, sahip olduğun unvanları kendine siper ederek değil, aksine bu kurumları koruma bilinciyle kendini bunlardan bağımsız kılarak vermek gerektiğine inandığı için de istifa etmiş. Aynı anda hem mal ve hizmet hem de fikir ve görüş üretmek zordur bu ülkede. Üretim yaparken bir yandan da otoriteye karşı söz söyleme cesaretini gösterirseniz size gününüzü gösterebilirler. Zaten onurlu kalabilmek biraz da bedel ödemektir.
Ülkemizde daha önce de iktidarlarla işadamları arasında yaşandığına şahit olduğumuz türden gerginlikler ile neticeleri ve bedelleridir bunlar. Ve Muharrem Yılmaz istifasıyla bu bedeli ödemiştir. Yılmaz, istifasının bizim gibi, iktidar sahibi kimselerin koltuklarını her ne sebeple olursa olsun bırakmak istemediği, istifa değil “istila” kültürünün yaygın olduğu bir topluma örnek olmasını arzu etmiş. Olur mu dersiniz?
Çevre Günü ve çevreye gösterilen günü
5 Haziran, Dünya Çevre Günü’nde Evrensel gazetesinin “Çevreye Gününü Gösterdiler” şeklinde attığı manşet anlamlıydı. Zira bu seneki Çevre Günü’nü de yine ülkemizin dört bir yanından çeşitli çevre sorunları ve katliamlarıyla karşıladık. Geçen seneki tarihi Gezi olaylarıyla birlikte yükselen toplumsal duyarlılık seviyesi o günden sonra kendini en çok çevre olaylarında hissettiriyor. “Üç beş ağacı korumakla” başlayan ama o “üç beş ağacı korumaktan” çok daha fazlasına dönüşen Gezi olaylarının, birçok açıdan olduğu gibi insanları, çevresel kıyımlara karşı da ciddi manada uyandırdığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun son örneğini Amasya’da yaşıyoruz. Hızırpaşa Mahallesi’ndeki Banklar Parkı’nın bulunduğu alana yapılmak istenen benzin istasyonu için ağaçların kesilmeye başlamasına mahalle halkı anında tepki gösteriyor. Parkta bulunan 160 ağacın 40’ının çok kısa süre içinde ve hunharca kesilmesi üzerine yurttaşlar alanı işgal edip parkta ağaç nöbeti başlatıyor. Kısa sürede oradaki duyarlı vatandaşa destek olmak için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ve derneklerle birlikte belediye başkanı da imar planının iptali için yargıya başvuracaklarını açıklıyor… Sonuç ne olur, şimdiden görmek zor fakat ekonomik çıkar ve rant uğruna görmezden gelinen kamu yararı ve bilinçsizce yapılan doğa katliamlarına karşı yükselen örgütlü tepkilerin süregiden bu vahşi düzeni bir parça da olsa sarsabildiğini görmek umut verici.
Yine bu seneki Çevre Günü’nde öğreniyoruz ki bugün temel atma töreninin yapılması beklenen ve Kuzey Ormanları’nın halihazırda canına okuyan 3. havalimanı inşaatının alanında kalan 70 göletin suyu 3. köprü projesini aksatmamak için alelacele Karadeniz’e boşaltılıyormuş. Halbuki yaşanan kuraklık nedeniyle sürekli olarak su sıkıntısı alarmı verilirken bu türden doğal, potansiyel su kaynaklarındaki suların analizleri yapıldıktan sonra belirlenenlerin terfi istasyonları aracılığıyla Terkos Gölü’ne taşınarak yeniden kullanılabileceği ve bu yolla kuraklığın giderilmesine bir nebze olsun katkı sağlanabileceği belirtiliyor. Çevreyi korumak ve ondan yararlanmak her şeyden önce eldeki değerlerin bilincinde olup, biraz zahmete girerek de olsa onları doğru amaçlar için kullanmakla başlar. Yaşanan bu son örneklerin dışında Türkiye’de son yıllarda çevre için kayda değer manada tehdit oluşturan çok sayıda mevzuat değişikliği yapılıyor. Yazılı yönetmelikler üzerinde gerçekleştirilen ufak kelime oyunlarıyla milli parklarımız, ormanlarımız, sulak alanlarımız, insanlık adına sahip olduğumuz en önemli doğal hazinelerimiz, koruma statüleri değiştirilip, izinler genişletilerek yeni ve pek kârlı yatırımlar için elverişli alanlar haline getiriliyor. Yani tam anlamıyla doğaya günü gösteriliyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!