‘İhtiyarlara Yer Yok’

07 Temmuz 2023 Cuma

İktidar seçim propaganda döneminde, önüne toplumun hangi kesiminin sorunları geldiyse üst perdeden vaatleri sıraladı, esti savurdu: En düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, emeklilere kademeli düzenleme yapılacak...

Temmuz ayından itibaren geçerli olacak asgari ücretin pazarlığı yeni kabine atandıktan sonra sonuçlandırıldı ve 11 bin 402 TL olarak belirlendi. Ekonomist olmaya gerek yok, 29 Mayıs’tan bu yana Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında yüzde 30 değer kaybettiği açık. Yani hükümet, asgari ücretlinin ağustos başında alacağı maaş zammını iki ay öncesinden elinden aldı. Henüz haziran ve temmuz aylarında TL’de yaşanacak gerileme, oluşacak kayıp bu hesaba dahil değil.

Aynı kayıp memurlar için de geçerli. Seçimden önceki vaat yerine getirildi. Ancak döviz yerinde durmuyor, yükseliyor. MÜSİAD başkanı bile ABD Doları’nın yılsonunda 30 TL’yi geçeceğini tahmin ediyor. İktidarın sabit gelirlilere yaptığı zamların insanların yaşamına olumlu bir etkisinin olması pek mümkün değil. Kabinenin belli olmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in görev almasıyla zam oranlarının düşük olacağı yönünde beklenti oluşmuştu. Çünkü “ekonomik istikrar için bu acı reçete eninde sonunda dar gelirlilere içirilecek” beklentisi hâkimdi. Ancak Şimşek, verilecek yüksek oranların işe yaramayacağını zaten tahmin ettiği için karşı çıkmanın anlamsızlığını da biliyordu, hiç zorluk çıkarmadı...

İktidar, bir yandan yaptığı zamların propagandasını yapıyor diğer yandan yeni ve artırılmış vergilerle halkın tepesine çökeceğinin işaretlerini veriyor. TBMM’ye gönderilen torba yasadaki düzenlemeler bunun açık kanıtı. Bir yandan vergi bir yandan döviz-fiyat artışı sarmalına girmiş bir toplum olmamıza az kaldı.

Bir çelişki var ki dikkatlerden kaçmasın. Kiracılar ev sahipleriyle büyük bir mücadeleye hazırlanıyor. Çünkü kira fiyatları, verilen maaş zamlarını bırakın, insanın bir işi olmasını bile anlamsız kılacak düzeyde. Özellikle büyük kentlerde bu sorun can yakıyor. “Kiracısına tüfekle, bıçakla saldıran ev sahipleri” haber olmaya başladı. Bu konuda ağır bir sorun yaşanıyor, iktidar çaresiz. Aldığını duyurduğu önlem yetmiyor, kiracı da ev sahipleri de mağdur. Ama... Otomobil satış rakamlarına bakınca da her ay yüzde 50-60 düzeyinde artış olduğu gözlemleniyor. Yani bir kesim can derdinde, bir kesim yatırım derdinde. Ülkenin bu hale getirilmesinden AKP iktidarının sorumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Son olarak emeklilere değinmek istiyoruz. Hükümetin bu büyük kitleyi de şu an için gözden çıkardığı kesin. Seçim öncesinin bakanı Vedat Bilgin’in vaatlerini yeni bakan adaşı Vedat Işıkhan yerine getiremedi. “emeklilerin maaşlarına ödedikleri prim esas alınarak kademeli bir çalışma” yapılacaktı. Bunun yerine kulaklara, sonbaharda bu çalışmanın yapılacağı umudu fısıldanıyor. Batılı ülkelerde insanlar “emekliliğinin tadını çıkarıyor”, ülkemizde ise bu dönem “sefalet dönemi” olarak görülüyor. Fazladan sağlık harcamalarıyla karşı karşıya kalan emekliler bir daha ezilecek, öyle anlaşılıyor.

Emekli maaşı, devlet literatüründe “yaşlılık aylığı” olarak geçiyor. Anlaşılan, Javier Bardem’in başrolünü oynadığı filmin adında olduğu gibi, hükümetin kafasında “yaşlılara yer yok”.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye dersleri 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları