Ankara Kadın Platformu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve geçen ay bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitiren Nejla Yıldız için yaptığı açıklamada, “Tecavüz sanıkları bir iki ay ceza evinde yattıktan sonra tahliye ediliyor. Kadınlar için sığınmaevleri açılmıyor, başvuracakları kapılar kapatılıyor. Bu tabloya karşın yetkililer tarafından en küçük açıklama bile yapılmıyor” denildi. 

Ankara Kadın Platformu, dün Ankara Adliyesi önünde “Yasta değil isyandayız. 25 Kasım’da alanlardayız” yazılı pankart açıp, basın açıklaması yaptı. “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Yasta değil, isyandayız”, “Erkek devlet şiddetine son” sloganları atan platform üyeleri, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım’da alanlarda olacaklarını kaydettiler.

Platform adına açıklama yapan İlke Işık Sadıç, Türkiye’de kadınlar için hiçbir şeyin yolunda gitmediğine vurgu yaptı. Mirabel kardeşlere tecavüz edilip, katledilişinin üzerinden 50 yıl geçmesine karşın bir değişiklik olmadığını kaydeden Sadıç, “Nejla Yıldız, 20 Ekim’de otobüs durağında öldü. Defalarca tehdit edilen, bu konuda savcıya suç duyurusunda bulunan Nejla katiliyle başbaşa bırakıldı. Türkiye’de tecavüz sanıkları bir iki ay ceza evinde yattıktan sonra tahliye ediliyor. Sığınmaevleri açılmıyor. Kadınlara başvuracakları bütün kapılar kapatılıyor. Bu tabloya karşın yetkililer tarafından en küçük açıklama bile yapılmıyor. Yaşanan cinayetler sonrası kolluk kuvvetleri soruşturması aşamasında isteksiz davranmakta, zanlıların yakalanması sonrası kovuşturma evresinde adil birimler ‘ağır tahrik’ indirimleri ile zanlıları ödüllendirmekte” dedi. Çocukların da güvende olmadığını kaydeden Sadıç, yaşanan çocuk tacizi ve tecavüz olaylarının kanlarını dondurduğunu belirtti. Sadıç, kadınların işlerini kaybetmek ya da ağır bir psikolojik şiddet altında çalışmak zorunda bırakıldığını kaydetti.