Öncelikle kimliğini belirleyen gazetecilikte; devamında ilkeleri, değerleri ile hiç vazgeçmediği CHP, sosyal demokrasi çizgisinde. İçinden siyasal parçalanmaların sonucu, yer aldığı siyasi partilerin adları değişse bile, hep sakin, olumlu insani değerler ağırlıklı, serinkanlı yürüyüşünü sürdürebilmek... Koltuk tutkusundan arınmış duruşuyla, olması gerektiğini düşündüğü her yerde, en önden dayanışma adına en arka sıralara kadar, hep ayakta durabilmek... Emek verilmiş yıllarda rekorları kırabilmek... Hani boşuna dememişler “Ağaçlar ayakta ölür” diye.
Doğaldır ki kişisel anılarım, bağlarım kendi gazetecilik yıllarım ile sınırlı, ağırlıklı Cumhuriyet gazetesi çatısı altında paylaşılanlardan. Özellikle 1960’lar öncesine, Demokrat Parti dönemine yönelik çıkışlar üzerinden ise gazetecilik etiği üzerinden kişisel yol göstericim Oktay Kurtböke’nin Ankara gazetecilik yılları anılarından aktarımlı olacak. Öncü kadroları da içinde, Altan ağabeyi, sokaklardaki protesto eylemleriyle birlikte anlatırdı. Altan ağabey ise birinci ağızdan Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucu başkanı da olduğunu paylaşmıştı.
Altan ağabeyin insan ayırmayan duruşu, elbette yaşamın her alanına dönük çalışmalarına yansıdığından, gazeteciliğe yönelik kitap yayınları da içinde, düzenlediği tanıtımlarda, cemiyetler, sendikalar yöneticileri ayrımsız çağrılı olurduk. Doğaldır ki hangi yıllarda olursa olsun, Cumhuriyet gazetesinin çatısı altına girdiğinde, olabildiğince uzun zamanlar ayırarak, oda oda dolaşarak herkesin gönlünü almak isterdi. Ancak yakın tarihlerden kimi acı, kimi çok duygulandıracak paylaşımların da özenle altı çizilmeli.
***
Eşi Aysel Gönül Öymen’i yeni kaybetmişti. İçgüdüsel bu ülkenin Aydınlanmacı kadınları içinde, en başarılı en üst görevlere yükselmiş bir değeri kaybetmenin acısını ötesinde toplumla paylaşılması gereğinin altının çizilmesi gerektiğini düşünmüştüm. Elbette acısını paylaşmanın sonrası, elimde olmadan yeniden arayarak “Üç kuşak söyleşisi içinde anlatmak ister misiniz?” anlamına gelebilecek bir soru yönelttim. Hiç beklemediğim bir sıcak karşılamayla, “Çok sevinirim” yanıtıyla hiç bekletmeden eşi üzerinden, Cumhuriyet YouTube’dan her zaman izlenebilecek üç kuşak söyleşisinde konuğum oluverdi. Oysa söyleşinin bütünlüğü içinde, satır aralarında, bu kadar değerli bir Aydınlanma öncüsü kadının yetişmesinde katkısı olan, başta Altan ağabeyin kendisi, tüm yakınlarının, çocuklarının özverileri de ortaya çıkmıştı.
İkinci bir üç kuşak söyleşimi ise bu kez Altan ağabey ile birlikte, torunlar kuşağından, çok kalabalık Öymenler ailesinin, üç kuşağının birden yer aldığı anlatımın ortak kitabının diğer yazarı, sonrasında o da milletvekili olmuş Onur Öymen üzerinden yapmayı seçmiştim. Dedeleri Hıfzırrahman Raşit Öymen üzerinden, ailelerinin kuşaklardır Cumhuriyet değerlerini içine alan ortak bir kitaptan yola çıkmışlardı. Ortak kitap elbette içeriğinin bütünlüğünde, üç kuşak aile bireylerinin Cumhuriyet değerleri üzerinden çabalarını özetleme amaçlıydı.
İkili birçok kenti dolaşarak içeriği üzerinden sayısız söyleşilere de katıldılar. Cumhuriyet YouTube yayınını izleme şansınız yanında elbette, yayımlanmış kitap üzerinden de ulaşabilirsiniz.
Sevgili Altan ağabeyimizi, savunduğu insancıl değerlerin tümü üzerinden özümseyerek içselleştirebilmenin sorumluluğunun ise bize düştüğünü unutmadan, sevgiyle, saygıyla bugün toprağa veriyoruz.