Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Başkanlık uğruna devlet yutuluyor

07 Şubat 2017 Salı

En çok kaynak üreten, dev kurumlardaki kamu hisselerinin, AKP projelerinin finansmanı için Varlık Fonu’na devri, Sayıştay denetiminin dışında bırakılmalarına ilişkin son iki kararnamenin dünkü gazetemizdeki “Fon, devleti yutuyor” başlığı durumu çok çarpıcı özetliyor. Hükümet sözcüsünün eleştirilere ilişkin soruları yanıtlarken dün yaptığı açıklama maksada ilişkin daha bir açıklayıcı: “Acil, hızlı kaynak kullanımına yarayacak..”
Haberlerde Varlık Fonu’na hisseleri devredilen kamu kurumları listeleri verilince, bedelini halkın ödediği en kazançlı kamu işletmelerinden, kamu eliyle yaratılmış para gücünün boyutları daha bir çıplak görünüyor. Fon yönetiminde yetkin kılınmış yönetici kadroların, tek elde toplanmış büyük güçleri, söz konusu kurumların halen hukuken var olan tüm hukuksal sorumlulukları, bakanlıklar yetkileri, denetimler aşılmış olarak kullanabilmeleri ile, Saray bağlantıları dikkat çekiyor. Bu arada Varlık Fonu’nda toplanan çok büyük kamu kaynağı gücünün, kamu yararlı büyük kamu harcamaları için kullanılacağı yolundaki Hükümet açıklamalarını unutmamak gerekiyor. Ki aynı açıklamalar içinde artık dev kamu yatırımları, harcamaları projeleri için iç-dış özel kaynak kapılarının kapanmış olduğu bilgisi de yer alıyor.

***

Türkçesi 15 yıllık İktidarlarının Başkanlık referandumuna da yönelik olarak son yıllarda seçmene yönelik etkin kullanılabilen, büyük yatırımların hizmet karşılıklarında ortaya çıkan dev açıklardan yola çıkmak gerek. Köprülerin, örneğin gişe gelirleriyle karşılanması söz konusu olamayacak her gün, her ay, her yıl üste binecek yüklerinden... Referandum seçimlerinde asla ortaya çıkması göze alınamayacak yaşamsal her alana dönük ekonomik kriz olasılıklarını düşünmek... Referandum öncesi olmazsa olmaz düşünülmüş “can verme” içerikli zorunlu destekleri, harcamaları öncellemek için gereken, referandumun zorluğu ile doğru orantılı dudak uçurtan boyutlara ulaşabilecek, kamu kaynaklı haksız, hukuksuz harcamalara karşılık üretmek... Asıl gündeme bile getirilemeyecek boyutları ile, İktidarlarının İslam dünyası liderliğini, Osmanlıcılığa oynama uğruna, Atatürk devrimleri, Cumhuriyetin dış politikada vazgeçilemeyecek barış ilkelerinden sapmalar, çok ağır zikzaklarla ülkenin sınırları da dahil, bağımsızlığının korunabilmesi uğruna yaratılan bedeller... En insancıl boyutu dünyanın en zengin ülkelerinin kaçtığı büyük savaş göçünün nerede ise tamamını yüklenmiş olmak. Sorgulanamayacak boyutunda teröre bulaşmanın ülkemiz içindeki ve dışındaki can bedelleri, şehitlerimiz, yaralılar, askeri dev harcamalar var...

***

İktidarları en başından Meclis çoğunluğunu, sandığı, demokrasi, hukuku, kurumların bağımsızlığı, güçler ayrılığı ilkelerini, en çok da yargı bağımsızlığını ayaklar altına almada, geçmiş çoğunluk sağ iktidarlarını mumla aratacak boyutlarda otoriterleşmede, partizanca kullanmayı becermişti. Meclis, milletvekili iradesini, milletvekili, parti yöneticisi seçmeden, üyelik bağlarına, seçmen desteği çıkar ağını kurmaya ulaşan boyutlarıyla dibe çekmiş, kamu kurumlarını üst yapılarından her türden örgütlenmelerine, ele geçirmede örneği yaşanmamış güç elde etmişti.
İktidar erki adına yaşanmış sorunlarda kendi iradeleri, ortaklıkları dışında herkesi suçlamada siyaseten çok başarılı olsalar da fiili sonuç her şeyden kendilerinin sorumlu olmalarıdır. En vahimi FETÖ’cü yarım kalan askeri darbesi içinde, Türkiye’nin terör örgütlerinin kıskacında kalması, Ortadoğu bataklığı, İslam dünyası mezhepler iç savaşlarına çekilmesi, ülkemizde Kürtlerle “Barış süreci” derken yeniden PKK’nin bu kez tek başına da olmayan terör, dış odaklı parçalanma tehditleri de kendi İktidar erkleri zaafları, sınır tanımaz tutkuları ile zikzaklı ilkesiz çıkışlarının suç ortaklıkları...
Kaçınılmaz siyasal İslamcı sınır tanımaz ittifakları yüzünden ülkemizde laik Cumhuriyetin tehdit altında olmasındaki sorumlulukları da saklanamaz sonuçları ile ortalıkta. Seçimler süreçlerine gelince, çatışmacılık, cepheleşme, yandaşları kayırma, biat, sadaka, gereken durumlara göre cezalandırma; “havuç-sopa” güncel siyasetleri için ise en azından seçim yatırımları babında çok ciddi kaynaklar gerek. Yetmez, seçim süreçlerinde kendi İktidarlarının ekonomik yıkımından halka ödetilecek bedelleri de çok iyi saklamak, ertelemek gerek... Çok çok acil, çok büyük kamu kaynakları gerek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları