Uzatılan bayram tatillerinde dibe vurumuş gazeteciliğin, dibe vurmuş haberciliğinde ısıtıp ısıtıp pişirilen, beyin yıkama, tek tip algı yaratma yöntemleri, araçları da aynı haberleri dinlemek zorunda kalmanın bıkkınlığında, birbirinin daha da kötü kopyası senaryolar daha bir göze mi batıyor ne?
Bu yıl turizm krizinin geri dönüşü olamayacak bir büyük ekonomik krizi tetiklemesi kaygılı, aslında siyasal İslamcı İktidarlarının en sıradan icraatı haline getirilmiş bayram tatillerinin ara günlerin birleştirilmesi uzatmalarının, “haklılık” vurgulamalı reklamları çok ama çok yükseltilmiş dozajdaydı... Kuşkusuz öne çıkan sonuçlarına ilişkin haberler de, ilk günlerinden katlanan ölü ve yaralı sayıları ile trafik kazaları oldu... İroni gibi; dünya ülkelerinin çoğunluğunda bizimle dayanışma adına yas eylemlerinin haberleri arasında, bayram öncesi için otoriter Liderliğin, Başkanlığın reklamları faslında programa alınmış, vazgeçilmesi söz konusu olamayacak; Osmangazi Köprüsü’nün, şenlikli, göbekli açılışı, ücretsiz bayram geçişleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bayram müjdelerinin toplumsal yasla alay edercesine, görüntülü içeriklerine yer veriliyordu...
Muhalefetin, Osmangazi üzerinden Liderlik adına reklamlardan vazgeçilememesi uğruna, 44 canın üstüne matemin 3 günden bir güne çekilmesi, çok daha küçük terör eylemleri gerekçe yapılarak, milli bayramların kültürel etkinliklerin toptancı yasaklanması eleştirileri havada kalmıştı...

***

Tatil isterisine, bayram zekâtı, sadakası niyetine ücretsiz geçiş hakkının peşine takılmış başta İstanbul büyük kent sakinleri, diğer bayramları unutturan, sadece sıkışma noktaları değişik yerlerde çile çekmeyi hak etmiş olsalar da, bilinçlere kazınacak reklamlar faslından haberlerde öne çıkmışlardı. Başbakan’ın çift şeritli yolları katlayan reklamlarında, “trafik canavarının can almasının nasıl önlendiği” vurgulaması, bu bayramın ilk günlerinde katlanan trafik cinayetleri verileriyle havada kalsa da gerçekler değil, reklamların algısı önemliydi...
Cumhurbaşkanı’nın en büyük bayram müjdesi Suriyeli göçmenlere vatandaşlık müjdesi, her zamanki gibi Hükümetin, Meclis’in, ülkemizde geçerli anayasal düzen, hukukun ayaklar altına alınması, otoriterliğin dayatması örneklerinden biri olarak, muhalefetin medya güdülemesinde duyurulamayan cılız sesiyle eleştirilse de, bayram gündemi isterisinde daha bir duyulmaz oldu. Bu bayramın içinde akan kan, yaralanmalarda nefes aldırmayan, duyarlılık olsa daha da tehdit dozunun tırmanışını yansıtan haberler, bayram duyarsızlığı havalarında iyice sansürlenmiş mi oluyor?
Yıllardır Ortadoğu bataklığı, İslam dünyası ağırlıklı, bayramlarda tırmandırılan terör eylemleri, şiddet dozu, ölü yaralı sayılarını yükselmesini, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek açıklamasını yapamadım. Yapan var mı bilemiyorum. İslam inancı üzerinden terörün açıklamasının yapılması söz konusu olamazken bayramlarda kan, şiddet dozu tutkusunun açıklaması olabilir mi ki? Bangladeş’te ülke vatandaşları, hem de eğitimli, varlıklı aile çocuklarının, terör eylemlerinde özentiden “IŞİD” üyesi olduklarını öne sürmelerinin açıklaması nasıl yapılabilir ki?
Çok genç arkadaşımız Pelin Ünker’in son düzeltmeleri ile gazetemiz Cumhuriyet’te yayımlanmaya başlayan, bilimsel teknolojiye yatkın genç arkadaşlarımızın dünya medyası ile birlikte, dudak uçuklatan sayılarda Panama belgelerini tarayarak ortaya çıkarmakta oldukları “off-shore hesapları” üzerinden İktidarlarının, Liderliğin yandaşı, destek atılmış sermayenin, en hafifi ile vergi kaçırma, kirli işlerinden satır haber verebilecek özgür medya nerede? Bizi tatil isterisinde, turizmi kurtarma uğruna Rusya ile hızlı barışma müjdesiyle, İsrail’le yeniden ilişkilerin kurulmasıyla beklenen olumlu gelişmelerin müjdeleriyle mutlu etme yarışındaki haberler arasında kaynatılan “yargının artık tek başına AKP’ye bağlanması operasyonunda” Cumhurbaşkanlığı’nın planlaması çerçevesinde AKP’nin Meclis operasyonu, bayram tatilinin araya girmesiyle partizan icraatın durdurulabilmesi için tedbir kararı alınması olanağını da ortadan kaldırmış... Kimin umurunda... Bugün bayramın gerçekten ilk günü...