Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha Gezi Direnişi sonrası, halkı germenin doğru olmadığı uyarılarını yanıtlarken yedi seçim sonucunu da halkı gererek seçim kazandığını açıklamış. Aradan pek çok yıl daha geçti. Sazın telleri durmadan gerildiğinde sonunda kopmaz mı? Şimdilerde ise vatandaşın derdinden kapı açanlara yanıtı, dayatmaya çalıştığı anayasa değişikliği oluyor.
Önceki gece kalkış anonsunu duyduğum Marmaray hattı treninden en az bir beş dakika sonra ite kaka içine girebildiğim trenin yolcuları, sinirli tepkimi gülerek karşıladılar. İşçilerin toplusözleşme görüşmelerinin olumsuz gidişine karşı pasif direniş iş yavaşlatma eylemi yaptıklarını açıkladılar. Yolcular kızgınlık hak getire, direniş eyleminin keyfini paylaşıyorlardı. Cumhurbaşkanımızın öfke gazabına yol açmış Gezi günlerinin havası, bulaşıcı, bugünlere mi taşınıyor dersiniz?
Devlet Bahçeli’nin geçmiş dönemlerin tümünde, ittifaklarını bozup çarpıcı siyasal çizgi değişikliklerini yaptığı dönemlerden farklı nedensonuç ilişkilerinin söz konusu olamayacağını biliyoruz. Ellerini, kollarını bağlayan geçmişinden farklı duruşlar sergileyemeyeceği sürpriz olmasa gerek. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi yıllarından bugünlere halkımıza ödetilen bedellerin ölçülerindeki patlamaları görmezlikten gelebilme lüksü, koşulları söz konusu olabilir mi?
Müzikle içli dışlı yaşamış büyüklerimin tanığıyım. Gitarını, sazını en ustalıklı kullanabilenler için bile geçerli olmak üzere, tellerin kopmaması olanaksızdır. Ustası, kopuk tellerin yenilerinin de kolayca takılmasında ustadır. En yüksek ölçeklerden yandaşlar, dindaşların, sınırsız beslenmeleri, kayırılmalarıyla yolların yürünebileceği koşullar bir bir tüketiliyor. Arkasından düşlenen yeni yöntemler, kaynaklar, ittifaklarla geleceği varsayılan kaynaklardan petrol, gaz yerine, balonları ancak uçurabilecek hava geliyor.
***
KGB deneyimleriyle Putin’in, yıllarını verdiği Suriye’de barınamadığı gerçeğini görüp o tarihlerde çok kızdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fethullah Gülen’den FETÖ’ye dönüştüğü darbe girişimi gecesi duruşunu anımsayın. Haklı olarak hem sokakta hem de Meclis’te demokrasiye ucundan bile olsa saygı duyanlar İncirlik’ten kaldırılan jetlerle darbenin gerçekleştirilememiş olmasına çok sevindiler. Onurunu hâlâ paylaşmaktalar.
Putin, Suriye ile başa çıkamazken Türkiye, Anadolu toprakları içinde bir çatışmayı engel olmaya dönük elinden gelen dayanışmayı esirgeyemezdi. Çok farklı koşulları, gerekçeleri olsa bile İran-Saddam çatışmaları ile Amerika’nın güneydoğu toprakları üzerinden, kurulacak üslerin de katkılarıyla Irak’ı işgal etmesi, Saddam’ı devirmesi süreçlerini de anımsayabiliriz. Ecevit’in ilaçla uyutulması süreçlerinin zorlu günlerini, direnme çabasını da eklemlemek gerek.
Aynı aktörler üzerinden çok fazla ismin, çok fazla zikzaklı oyunlarını sakın unutmayın. Sadece Tansu Çiller’i örnek alarak, dün hangi çizgide, hangi ittifakların içindeydi, bugünlerde hangi törenlerde, yandaşlık katkılarında?... El ele tutuşmalarda o kadar çok çizgi değişikliği yaşanıyor ki. Beyaz eller, beyaz eldivenler kapkara oluveriyor.
Amerika, Rusya, Çin odaklı güncel çıkar dengeleri üzerinden Ortadoğu’da, kirli saltanat liderlerinin küçük sapkınlık, çıkar hesaplarında, oynatılan çoklu oyunları hafife almayalım. Onur Öymen’in dünkü ikinci sayfamızda yer alan, ABD büyükelçisinin açıklaması ile bağlantılı yaptığı, toprak bütünlüğü, üniter yapı, Lozan değerlendirmelerini lütfen atlamayın.