‘Ne oldu da?..’

25 Ağustos 2015 Salı

Dünkü televizyonların ana haberlerinde öne çıkan vurgulama.. “Bir gün önce ölenlerin cenazeleri kaldırılamadan yeni şehit haberleri geldi..” idi. Önceki günün, dünün sosyal medyasında öne çıkan tartışma ise, şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesinde, kardeşini toprağa veren Yarbay Mehmet Alkan’ın en küçük kardeşinin tabutunun başındaki isyan haykırışıydı.. “Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonuna kadar savaş diyor..”
CHP lideri Kılıçdaroğlu en son gelişmeler üzerinden sorgulamasında Erdoğan’ı “Kanın, kaosun, terörün sorumlusu kaçak sarayda..” diyerek adres gösterdi. Dayatma seçimle yüz yüze kalındığının altını çizerek sivil darbe ile karşı karşıya kalındığını anlattı. Başbakan’ın CHP’den kişilere seçim hükümetinde görev alma teklifi sunacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de, böyle bir ahlaksız teklife karşı kapıların kapalı olduğunu söyledi. MHP’den de aynı soruya yönelik yanıt “Gayri ahlaki teklifi verenler Türkiye’yi kaotik ortama götürüyorlar. Kapılarımız kapalı..” çerçevesinde kaldı..
Bir yandan da seçim sonuçlarını ortadan kaldıran, Cumhurbaşkanı eliyle yeni seçimlere hızla atılan adımlara ilişkin saat saat yaşanan yeni gelişmelerin tek karar vericisi Cumhurbaşkanlığı cephesinden gelen açıklamalara dönersek.. “Barış sürecini PKK’nin yeniden daha güçlü silahlanma fırsatı olarak kullanması, ateşkesi bozarak, kan dökerek saldırıya geçmesi, ülke bütünlüğünü hedef almış özerklik ilanlarına seyirci kalınamayacağı..” vurgulamaları ile yetinilmiyor.. Seçmenin algı yönetimini hedef almış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayatmalarına mutlak biat edilmesi uğruna şehit ölümleri sayılarak, “Seçim sonuçlarının başkanlık sisteminin önünü açmaması, güçlü iktidar boşluğu yüzünden öldüler..” yalakalığına kadar varılabiliyor..

***

Tabutların siyasette önlenemez gücü” başlıklı köşe yazımın tarihine bir göz atma gereğini duydum.. Üstünden üç hafta geçmemiş.. ABD gibi güçlü bir ülkenin siyasetindeki tabutların etkisini anlatan bir belgeselin özetlenmesiydi; ABD siyasetinin Viyetnam sendromunun bedellerini çok ağır ödemesi sonrası, Irak-Afganistan işgallerine geliş sürecinde paralı asker uygulamasına geçilmişti. Havadan bombardıman stratejisiyle, en az sayıda ABD’li asker kaybı ile iki ülkedeki işgaller gerçekleştirilmişti. Yerleştirilen askerlerin güvenliği için en ileri teknolojili güvenlik sağlanmıştı. Savaşın boyutları ile kıyaslanamayacak az sayıdaki tabutların geri dönüşlerinde toplu görüntüler engellenmiş, toplumsal tepki algılamasının dibe vurması sağlanmıştı.. Biri Vietnam döneminden kalmış, bir diğeri Irak’ta savaşmış iki müzisyen eşliğinde gerçekleştirilen seçim kampanyasında, sağ parti Cumhuriyetçilerin 13 adayı için yürütülen seçim kampanyası sonucunda 13 adaydan 9’una “savaş, tabutlar karşıtı” kampanya ile seçim kazandırılmıştı..
Cumhurbaşkanlığı’nın AKP adına yeni stratejileri üzerinde söz söylemek gibi bir niyetim bile yok.. Hani bu yolda atılan taktik adımlarla AKP yönetim organlarının, kurulan AKP Hükümeti’nin, Davutoğlu liderliğinin siyasetten güç ve iradeleri, en başından Cumhurbaşkanlığı otoritesine bağlandı ya.. Seçim öncesinden Erdoğan liderliğince Dolmabahçe açıklaması da yok sayılarak, barış sürecine sırtların dönülmesi yolunun önü açıldı ya..
Barış süreçlerinin hukuk devleti düzeni, demokrasiler içindeki yeri, yönteminde tek yol olan: “Meclis iradesinin yok sayılması, toplumsal uzlaşmalara kapalı tutulması, zıt algılamalara, hesaplara elverişli ucu açık..” defoları vardı ya.. 13 yıllık İktidarları, yeni sıcak savaş sürecinin tarafı olarak sorumlulukları, suçlarından arınabilirler mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları