Silivri'ye Tanıklık

15 Aralık 2012 Cumartesi

Silivri yerleşkesi, cezaevi, yargılama tesisleri, tutukluluk hallerini, yargılamaları halktan soyutlama, özel yargının, hukuksuzluğun gözlerden ırak yaşatılmasının kolaylaştırılması aracıydı... İşini bırakmadan, gününü harcamadan, çok zorlu yolculuğa katlanmadan izlenemeyecek yargılamalarda, ağır tecrit cezaevi koşullarında yaşananları, gerçekleri çarpıtmak, haksızlıklara hukuksuzluklara karşı toplumu duyarsız kılmak olanaklıydı. Bir de haksızlığa-hukuksuzluğa karşı durma, kara propaganda yoluyla darbecilik damgası yemekle eşanlama gelince, vicdanını karartmak en kolay kaçış yolu oluyor...\n

\n

Silivri’de yaşananlar, yaşatılanların yine de sınırsız saklanması olanaksızdı.. İnsan hakları, hak-hukuk ihlalerinin boyutları, acıları tırmanır, üstüne yasal yargılama, hak-hukuk sınırlarını aşan, kin ve intikamda sınır tanımaz doyumsuzlukla yola çıkıldığında, her zaman, her yerde olduğu üzere, yaşam direnci ile sınırların zorlandığı, toplumsal kırılmaların yaşandığı anlar, günler gelir... İster askeri, ister sivil darbeci, insanı ezen tüm uygulamalar, hak ve hukuksuzluklarda görüldüğü üzere, toplumsal vicdanı harekete geçiren kıpırdanışlar, başkaldırılar öznel koşulları ile gündeme giriverir...\n

\n

İşte önceki gün Silivrinin ayazında, sabahın alacakaranlığında, binler, on binleri, bomboş otoban yollarında, çok sıkıntılı, zorlu yolculuk koşullarının üzerine araçlardan indiren, Silivri yerleşkesinin çevresinde, yürümeye, saatlerce soğukta bekleyerek toplanmaya yönelten, en çok kendi vicdanına dönük Ben de varım, içerdekilere yaşatılan haksızlık-hukuksuzluklara dur diyorum.. dedirten bu duyguyu ciddiye almak gerek. Kent merkezlerindeki kalabalıkların tanık yapıldığı, meydan protestolarına benzemiyor...\n

\n

***\n

\n

Aylar yıllar, kamuoyu duyarlığı, medyanın ilgisinden uzak, ağır tecrit koşullarında cezaevlerinde yatanlar, bir-iki dost, akraba, avukat tanıklığında yargılananlar için çok önemli bir dönemeç noktası... Dünyada rejimi kâğıt üstünde de olsa demokrasi sayılan ülkelerde, hele de sivil iktidar eliyle örneği görülmemiş özel yargı koşullarında yaşadıklarını, var olan hukuk devleti düzeni uluslararası yargı ölçeklerine uymayan yargılama koşullarını, dertlerini anlatabilmede değişen bir şeyler var. Dışarıda Silivri yerleşkesini kendilerinden uzakta, ayazda sarmış sarmalamış, desteklemek için gelmiş, yalnız olmadıklarını anlatmaya çalışan kalabalıkları yargılama salonundan göremeseler, seslenişlerini duyamasalar da, oralarda olduklarını biliyorlar. Duruşma salonunun yakınlarına, avukatlara, basın mensuplarına ayrılan yerlerinin tümüyle dolu olması, çok sayıda milletvekili izleyici, dışarıdaki desteğin içeriye yansımaları. Kaçınılmaz ilk kez yargılama tüm ayrıntıları ile, sadece darbecilik suçlamalarıyla değil de özel yargının haksız-hukuksuz uygulamaları iddiaları ile de, medyanın haberlerinde yerlerini daha dengeli almış olarak kamuoyunun gündeminde...\n

\n

Özel yargının, savcılığın esas hakkındaki iddialarını sunması kararı alınmış oturumunda, söz konusu sunum yerine sanıklar, avukatlarından habersiz araya sokuşturulmuş bir ek iddianamenin okunmasına geçiliyor. Avukatlarının birçok hukuk maddesinin çiğnendiği itirazları, özel yargılamanın yargıçlarınca kale alınmıyor... Yargılama yetkisi mahkemeye aittir”, “Avukatlar her zaman söz alamaz”, “Şu aşamada söz vermiyorum”, “Aranızdan temsilci seçin”, “Sonradan söyleyeceğinizi söylersiniz, şimdi iddianameyi okumaya devam edeceğiz”.. yargı irade beyanları duyuluyor.,.\n

\n

Bu kez gözlemci barolar, milletvekilleri, kalabalık avukat, basın, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin önünde avukatlar itirazlarında direnince işin rengi değişiyor. Gün boyu 4 yargılama sürecinden uzun aralar, dinleyicilerin salon dışına çıkarılmaları yetmeyince; özel yargılama makamı, önce bildirimi yapılmamış, sanık ve savunmanın görüşleri sonucu karar alınmamış ek iddianame ile cevap tutanakları okunması ısrarından vazgeçmek, sanık avukatlarının diyeceklerini dinlemeye geçmek zorunda kalıyor...\n

\n

Davanın sonuçları üzerinde önemli bir anlamı olmasa da yargılama hukuku içinde yeri olmayan bir-iki uygulamadan geriye dönüş yaşanıyor. Avukatlara verilen sınırlı söz hakları dinlendiğinde ise ilk kez Silivri yargılamasına katılan hukukçu, milletvekili, sivil toplum örgütü izleyicilerinin şaşkın, tepkileri dikkat çekiyor... Meclisten çıkarılmış yasa ile kaldırılmış, sadece açılmış davaları bitirme yetkisi verilmiş özel yargılamada, nasıl oluyor da ek iddianamelerle yeni davaların bakılması yolu açılıyor? Savunmanın sahte olduğunu iddia ettiği davanın bütününü değiştirecek belgeler için bile bilirkişi incelemesine başvurulmuyor. Savunma tanıkları dinlenmeden, suçlama belgelerinin gerçekliği üzerinden, ceza yargılamasında olmazsa olmaz koşulu, tarafların sözlü tartışmaları yapılmadan, savunma ayağı toptan yok sayılarak karar sürecine geçilebiliyor?.. Silivriye tanıklık, hak-hukuk düzeni, insan hakları, demokrasinin işleyişi için, giderek önem, anlam kazanıyor...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları