Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tersyüz... (14.04.2012)
\n\n\n
Tersyüz edilmiş kavramlar-kurumlarla insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni olur mu? Kılıfına uydurulmuş diktatoryal iktidar gücünün, biçimsel demokratik çarkları işlettiği görüntüsü verilebiliyor, toplum teslim alınmış güdülenebiliyorsa, gerçeği değil ama sahtesi, sanalı bal gibi de olur... Günümüz dünyasında çok da yaygın ve geçerli bir durum...
\nAli Sirmen dünkü yazısında “postmodern darbe, postmodern yargı” başlığı ile bizden bir gelişmeyi çok çarpıcı anlatmış. Türkiye’nin iç dinamikleriyle, laiklik-Cumhuriyet-Atatürk devrimleri, rejim tehdit algılaması içinde, kılıfına uydurulmuş, biçimsel yasalar içinde kalmış, en üst düzey resmi kurum kararları, düşürülen iktidar, siyasi irade imzaları da olan, siyasi, askeri, demokratik kurumlar icraatlarıyla düzen kalıplarına uydurulmuş, postmodern bir askeri darbe sayılan 28 Şubat süreci özel yargılamanın gündeminde... Sözde askeri darbe niteliği, suç ilişkileri ortaya konularak suçlular yargılanacak, 28 Şubat ile hukuk düzeni içinde hesaplaşılacak... Özel yargılama hukuku düzeni işleyişi, bugüne kadarki icraatları ile, askeri darbe hukukunun kötü bir kopyası, iktidar gücünün rejimi tersyüz etme amacının hizmetinde, bağımsız yargı olmaktan uzak, kendisi de postmodern...
\nRefahyol iktidarının postmodern askeri darbe ile yıkılması sürecinin, AKP iktidarında, özel yargı düzeninde masaya yatırılmasının kara mizah siyasal boyutları da var. Türkiye’nin İran benzeri bir rejim, şeriat düzeni değişikliği sürecine girdiği tehdit algılaması, iktidarı düşürmede ittifak yapanlar, iç sivil siyasal-demokratik örgütlenmelerle yetki sınırlarını aşmış, suç işlemiş olmakla suçlanan askeri cephe ile sınırlı değildi. ABD başta, liberal dünyanın desteğini almıştı. Anti-Amerikancı radikal siyasal İslam tehdidine karşı, tıpkı 12 Mart-12 Eylül askeri darbeleri gibi emperyal odaklarca desteklenen 28 Şubat süreci, Irak işgaline onay vermeyen Ecevit koalisyon hükümeti, partilerinin defterlerinin dürülmesiyle, Refah içinden bugünün stratejik ortak partisi, AKP’nin de doğuşunu, iktidara gelişini, uzun soluklu kalışını üretmişti. Yani her daim gelenler emperyal düzenin desteğini alanlar, defteri dürülüp yargılananlar da düzen için tehdit algılaması kapsamına girenler oluyor...
\nIrak işgalinde ABD yanında yer alma sorumluluğunu üstlenmiş Erdoğan hükümetlerinin resmen yanında durduğu 1. tezkere sözünü, ABD askerleri için toprak, üs yerleri kiralanıp, askeri gemilerinin limanlarımıza yanaştıkları günleri anımsayın. Sürpriz tezkerenin dönüşünde AKP milletvekillerinin bir bölümünün de oyları varsa da, hükümete rağmen görüntüsü bozulmadı. ABD iktidarının öfkesini yatıştırmak üzere Başbakan Erdoğan’ın danışmanının, “Sifonu çekmeyin, kullanın” sözü unutulacak gibi değil. Irak topraklarında askerlerimizin başına çuval geçirilmesi de öyle... ABD’nin Irak ve Afganistan’da TSK’yi doğrudan sıcak savaşın içine çekme baskısı, sonrasında kendi öznel koşulları ile artık asla doğrudan sıcak savaş içinde olmama kararları, bölge sorunlarının çözümünde Türkiye’nin hep öne iteklenmesi.. cabası...
\n***
\nArap baharlarının yaşandığı kimi ülkelerde, ABD-Batı dünyasının onayladığı, harcına katkı yaptığı yeni yandaş iktidarlar, giden diktatörlüklere göre göreceli demokratik sayılıyor, kabul görüyor. Irak’ı diktatör Saddam’dan kurtarma, demokrasi getirme adına işgal ettikleri, bataklıkta, kaosta yarattıkları iç savaşla birlikte yüz binlerce insanın ölümüne, milyonların eskisinin çok gerisinde biçare yaşama sürükledikleri düzende seçimler ve parlamento var diye düzen daha mı insan haklarından, demokrasiden, hukuk devletinden yana işliyor? Diktatör Saddam yönetimi göreceli güce dayalı bir istikrar, laik düzen öngörürken, ABD’nin getirdiği sandıklı sözde demokratik düzende anayasa şeriatı getirmekle kalmadı, ırklar ve mezhepler üzerinden siyasi partilerle, iç savaş koşulları çok daha ağır can yakıyor, halkın yaşam koşulları durmadan aşağı çekiliyor...
\nLibya’da bizim de suç ortağı olduğumuz NATO operasyonu desteğinde kurulan yeni düzende, aşiretler arası savaşlar, bölünme, göreceli laik düzenden hızla baskıcı yeni çeşitli şeriat yorumları düzenine kayışta, insan hakları, demokratikleşmeyi unutun, insanca bir yaşam Libya halkı için eskisinden çok daha uzakta bir düş. Uygar, laik bir yaşama doğru demokratik olmasa da yol alabilmiş Tunus’ta Arap baharı rüzgârı ile gelen sistem yandaşı, Batı dünyasının desteklediği parlamenter düzende şeriat anayasası, iktidarı geçerli. Emperyal çıkarlar insan hakları, demokrasi, laiklik kriterlerini değil, en ucuza yandaş iktidarları arıyor. Günümüzde askeri diktatörlüklerle, doğrudan askeri müdahalelerle sistemi ayakta tutmak, yandaş iktidarlar yaratmak hem zor hem de pahalı gözüküyor. “Bizden olsun, çamurdan olsun” kuralı geçerli, evrensel insan hakları, demokrasi, hukuk devleti kriterleri rafta...
\nİslam dünyasının hiçbir ülkesinde gösterilmeyen duyarlılıkla, insan hakları, demokrasi, laiklik kriterlerinin bir tek Türkiye için geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği