Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yaz Yazabildiğin Kadar...
Esad rejimini düşürecek senaryoların aylar, yıllar öncesinden en çok da ABD düşünce kuruluşları masalarında yazılması çok doğal. Dünkü Hürriyet’in manşetine çıkmış senaryonun çarpıcılığı, Gaziantep’te yaşanan bombardımanın aylar öncesinden öngürülebilir olması değil elbet. Senaryoya göre bütün gelişmelere karşın Türkiye’nin müdahaleden uzak durmasından sonra, Türkiye’de bombalamaların başlaması ile dengelerin değişeceğinin, Türkiye’nin Suriye’ye tek başına girmek zorunda kalacağının öngörülmesi...
\nAdı üzerinde düşünce kuruluşlarının olasılıklar üzerinden senaryolar üretme çalışması. Ama küçük sineğin mide bulandırması gibi bir durum da var ortada. Irak işgali, bataklığında takılıp kalmanın ağır bedelleri, kanlı petrolün öngörülemeyen maliyetler yükselişinin dünya ekonomik krizini tetiklemesi... ABD’nin enerji kaynaklarını denetleyebilmek adına, terör gerekçeli savaşları o bölgelere taşıma, demokrasi getirme vaadi ile de doğrudan işgalci olma stratejisinden dönmesi sonrasında, Ortadoğu, İslam dünyasının denetiminde, dönem için geçerli yol olarak stratejik ortakların kullanılması. Hâlâ ABD merkezine sadık, iktidarda kalabilmiş şehylikler yanında, Arap Baharı sonrası ortaya çıkan iktidar krizlerinde sağlam yeni ittifaklar aranması, Türkiye’ye çok daha fazla rol verilmesi...
\nİktidarlarının bu doğrultudaki özlem, egosunun ne boyutlarda şişirildiğinin sayısız aracının tanıklıkları, satır başları ile bile sayfalara sığmaz. İslam dünyası liderliği sevdasıyla yüzme bilmeden denize atlayan çaylaklar konumuna düşmenin bedeli ise sadece iktidarlarını değil, Türkiye’nin geleceğini karartma tehdidi ile hepimizi bağlıyor. ABD-AB odaklı iktidarlarının İslam dünyası liderliği, yeni Osmanlıcılığa, egosuna heveslendirilmelerinin sayısız senaryosuna hepimiz pek çok gelişme ile tanıklık ettiğimize göre, Gaziantep senaryosunun önceden yazılmış olmasından çok, bu türden bir senaryo ile Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etme noktasına düşebileceğinin öngörülmesi üzerinde durmak gerek. İçeride siyaseten desteklemesek de iktidarlarının sağduyu ile Suriye’ye girmeye kalkışmayacağı sağduyusunda yanlarında olmak gerek. Irak tezkeresinin son dakikada Meclis’ten dönmüş olmasına sevindiğimiz, birbirinden karabasan olasılıklardan sıyrılabildiğimizde olduğu gibi...
\n***
\nAyrıca bayram günleri içinde son haftalarda yaşadığımız travma, provakasyon, PKK’nin ağırlıklı öne çıkarıldığı, yeni güçlü dış desteklerle gerçekleştiği tartışılmaz kanlı eylemler üzerine içeride ve dışarıdan yazılan, yazılabilecek daha da mantıklı çok başka senaryolar, mantıklı etkenler de var. Aslında iktidarlarının bölgede üstlenmeye kalkıştığı rollerin devamı, dış politikanın çıkara dayalı temel kuralları, oyunlarının ürünü gelişmeler... Rusya-İran-Çin faktörleri, ABD’nin seçim koşulları, AB’nin krizdeki sıkışıklığı... Esad’ı gönderme senaryolarında tarafları ayak sürtmeye yöneltmiş bulunuyor. Bizim iktidar öne çıkmada atak davranınca, bir biçimde açıkta kalmış da oldu. PKK’nin gelinen noktada var olan gücünün ürünü olmadığı tartışılmaz yeni atakları, bölgede ne pahasına olursa olsun bayrağını dikme saldırılarına gelen silahlı büyük dış desteklerde, şimdilerde Irak-Suriye-İran odakları ya da hepsi birden, olasılıkları öne çıkmakla kalmıyor, yapılan açıklamalar, tehditler, kızgınlıklarla çakışıyor, mantıklı geliyor.
\nABD’nin Irak işgali öncesi yazılmış, Türkiye ile tezkere uyuşmazlığına da kaynak oluşturan Büyük Kürdistan senaryosunun yeniden ısıtılıp gündeme sokulduğu olasılığı cabası. Kaçınılmaz asıl azmettirenlerin stratejik büyük ortaklar, müttefikler olması olasılığını öne çıkarıyor. Bizim medyanın dün ağırlık kazanan, hem de farklı ideolojilerin, örgütlenmelerin öncülerini aynı sentezde nerede ise buluşturmuş senaryolarında, bölgenin katlanan sorunlarında farklı konumda Türkiye’nin diğerlerinin yanına, aşağı doğru çekilmek istenmesi var. Dünya enerji kaynaklarının üzerinde İslam dünyası, ırklar, mezhepler, aşiretler, cemaatler çatışmasında kanlı çatışmaların batağında yaşarken Türkiye’nin dışında kalmasının klasik dış politika çıkar hesaplarında kimsenin işine gelmediği üzerinde duruluyor.
\nÇok odaklı tuzak senaryoların odağında olan Türkiye’nin aynı büyük bataklığa çekilmemesi için, bugüne kadar iktidarlarının düşlerini körüklemiş olanlar bile, Suriye politikalarında çok başına buyruk öne çıkmayı eleştirerek, ilk kez iktidarlarını Türkiye içinde muhalefet ile diyaloğa, tek başına iş yapmaya kalkışmamaya çağırıyorlar. Suriye, PKK terörünün yeni tırmanışına karşı alınacak önlemler başta yaşamsal kararlar için artık iktidarlarının tek başına karar verme, hareket etme lüksünün olmadığı uyarılarını yapıyorlar. Riskler, tehdidin boyutları, padişahvari yetkilerle aklına geleni yapmada kırılan sınırsız potlar, geri dönüşü birbirinden zor yanlış ataklar karşısında, galiba ilk kez “tehlikenin farkına” varılması uyarıları ağır basıyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!