Bilen bilmeyen konuşuyor, yorumlar yapıp kararlar veriliyor, gazetelerde, televizyonlarda ahkâm kesiliyor. Ortalık toz duman. Futbol Federasyonu’nun işi gerçekten çok zor. Daha ne olduğunu anlamadan, önlerinde pimi çekilmiş bir bomba buldular. Ama aslına bakarsanız burada iş hukukçulara düşüyor, ama gerçek hukukçulara... Evrensel ceza hukukunda aslolan ‘şüpheden sanık yararlanır’ prensibidir. Yani acaba sanık bu suçu işledi mi, işlemedi mi diye bir tereddüt var ve suçun kesin olarak sanık tarafından işlendiği ispat edilemiyorsa hâkim kanaatini bu kişiden yana kullanmak durumundadır. Çünkü hürriyeti kısıtlanan şahısa ileride “Pardon biz yanılmışız” demenin telafisi yoktur. Tersi durumda, yani suç işleyenin suçu yeni delillerle sabit olursa o zaman hapse koyarsınız, yani hatanızı telafi edebilirsiniz. Ancak ceza hukukundaki bu prensip TFF talimnamesinde ve UEFA’nın ceza talimatında ise tam tersine işlemektedir. Yani şüpheli durumlarda ceza verilmesi gerekir. Bu bağlamda Futbol Federasyonu ve ceza mahkemesinin kararı ayrı kriterlerle alınacağından birbirinin tamamen zıttı kararlar verilmesi de olasıdır. Hal böyle olunca TFF’nin savcılık iddianamesini beklemesine de gerek yoktur. Savcılıktan gelecek delilleri federasyonun ilgili kurulları, ceza hukuku bakımından değil, futbolun kendi hukuku bakımından değerlendirmek durumundadır. Burada bazı hususlar kamuoyunun gözünden kaçmaktadır. Basına ulaşan bilgilere göre; bu olay ile ilgili polis dinlemesi yaklaşık 8 ay öncesine dayanmaktadır. Oysa bu konudaki yeni yasa 3 ay önce çıkmıştır. Yani bu olayın içinde daha ‘Ergenekon’ kokan bir taraf var. Bekleyip göreceğiz.

Diğer bir husus ise F.Bahçe yönetiminin ani federasyon baskını ve sonrasındaki ‘Sarı - Lacivertlilerin şirket birleşmesi onaylandı’ haberi. Yakın zamanda bu şirket işi ile verilecek cezanın nasıl bir hülle ile aşılacağını görmek mümkün olabilir. Yani Fenerbahçe küme düşürülüp, futbolcuları, yeni bir F.Bahçe şirketi tarafından satın alınacak bir Süper Lig takımına transfer edilip, Fenerbahçe X A.Ş. adı altında yola devam edilebilir. İşte yine hukukçulara düşen bir iş daha. Diğer dikkat çekici husus ise bunca gündür Fenerbahçe, Trabzon, Beşiktaş, Galatasaray hisselerinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından neden bunca spekülasyona, bunca değer oynamasına rağmen işleme kapatılmadığı sorusudur. Anlayacağınız bu iş daha çok su götürür, hele ki daha düne kadar Türk halkının çoğunluğunun ‘hakem’, şimdilerde ‘hâkim’ olduğunu düşünecek olursanız.