CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin tabanının PKK sorununun çözülmesini istediğini ancak hükümetin kapalı kapılar ardında yürüttüğü müzakerelere karşı olduğunu ve tepkilerini parti yönetimine de aktardığını açıkladı. Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü yönünde Güney Afrika’ya düzenlenen geziye CHP milletvekillerini de katılması kararı konusunda ise “Bu meselede sorumluluk hisseden bir parti olarak katılmamız çok doğaldır” dedi.

Tekirdağ’da dün temaslarda bulunan Kılıçdaroğlu, beraber seyahat ettiği gazete temsilcilerinin sorularını şöyle yanıtladı:

- PKK’nin yarın çekilme açıklaması yapması bekleniyor...

Çekilirlerse memnun oluruz.

- Nasıl bir pazarlık yapıldığı konusunda bilginiz var mı?

Sayın Başbakan hiç pazarlık yapılmadı, diyor. Örgütün hiçbir pazarlık yapılmadan çekilmesi iyi bir olay. Ama Başbakan’ın söylediği ne kadar doğrudur, onu zaman gösterecek.

- Şüpheniz mi var?

Şüphenin ötesinde. Çünkü bugüne kadar ne söylediyse hep aksi çıktı. Bunda da zaman gösterecek.

- BDP ile temasınız oldu mu? Olacak mı?

Bize bilgi verecek olan organ hükümettir çünkü görüşmeleri yapan hükümet.

- Bu süreçle ilgili açıklanan anketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim anketimiz yok. O çalışmalarda soracağınız soru çok önemli. Örneğin barış gelsin mi derseniz tabii ki yanıtı yüzde 100. Aksini düşünen yok ki. Ama o sürecin bedelleri nedir? Bunu daha kimse bilmiyor.

- Siz sonuçları inandırıcı buluyor musunuz?

Hayır bulmuyorum. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik çalışmalar. Mesela halkın önemli bir bölümü Öcalan ile müzakereye karşı çıkıyor. Oranı nedir bilmiyoruz. AKP’nin bu verileri de açıklaması lazım.

- CHP tabanında hükümetin yürüttüğü çalışmaya destek var mı?

Hayır destek vermiyor. Tabanımız barışa, çözüme karşı değil ama böyle bir yönteme karşı. Bize de bu tepkileri geliyor.

- Çözüm modellerini incelemek için yapılan Güney Afrika’ya geziye milletvekili vermişsiniz.

Sorumluluk hisseden bir partide bundan daha doğal ne olabilir ki? PKK terörünün nasıl önleneceği görüşülürken IRA’dan ve diğer örneklerden bahsediliyor. O zaman o ülkeler nasıl çözdü, yöntem neydi diye bakmak lazım. Biz barışın, çözümün karşısında olsak başka ülkelerde çözüm sürecini araştırır mıyız?

- ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Diplomatik olarak hiç hoş değil. Bir ülkenin başbakanının seyahat takvimine başka bir ülke müdahale etmemeli.

‘Çekilme işini valilere yıkacaklar’

- Çekilme sırasında askerler görmezden mi gelecek?

Jandarma ile orduyu birbirinden ayırmak lazım. Jandarma Emniyet’in kentte yaptığını kırsalda yapar. Ordu ise valiliğin veya hükümetin talebini almadan hareket edemez. Kanaatimce işi valilerin üzerine yıkacaklar. Yani valiler telefonla aldığı talimata uyacak. Habur’da da biliyorsunuz gelenler “Pişman değilim” demelerine rağmen mahkemeler “Yaz kızım ‘pişmanım’ dedi” diye formüle ettiler.

- Çıkıp çıkmadıkları nasıl belirlenecek?

Hükümetin bir yetkilisini bulup soracaksınız. Biz de bu şekilde öğrenmiş oluruz. Çünkü en küçük bilgilendirmeye dahi gerek duymadılar.

- CHP’ye yönelik eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

AKP üzerinden eleştiri yazamadıkları için tek seçenek CHP üzerinden siyasi yazı yazmak. CHP’yi eleştirenlerin bir bölümü bunu AKP’yi desteklemek için bir görev olarak üstlenmiş durumda. “CHP süreci engelliyor” diyorlar. Nasıl engellemişiz? Eğer zaman Başbakan’ın doğru söylemediğini ortaya çıkarırsa ne olacak? O zaman da “Tam sorunu çözecektik CHP engel oldu” diyecekler. Bunun hazırlıkları yapılıyor.