CHP'ye gençlik aşısı

22 Ağustos 2011 Pazartesi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiyi demokratikleştirme ve yeni kitlelere açmak için başlattığı yeni tüzük projesindeki sürpriz çalışma arkadaşı, kulislerde ismi CHP liderliği için geçen Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu çıktı. Feyzioğlu, “Sadece yaşlı erkeklerle seçim kazanamayız. Kadınları, gençleri ve eğitimli kesimleri partiye çekmemiz lazım. Yeni tüzükle bunu hedefliyoruz” dedi. Feyzioğlu, yeni hazırlanan tüzükte parti organlarında yüzde 25 kadın kotasının yanı sıra yüzde 15 oranında bir gençlik kotasının konacağını ifade etti. Feyzioğlu, örgütün en fazla istediği ön seçim ve çarşaf liste taleplerine Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından yeni tüzükte yer verileceğini açıkladı.

Feyzioğlu, CHP ve katkı verdiği yeni tüzükten beklentilerini gazetemize şöyle değerlendirdi:

‘Aile soframızda siyaset hep vardı’

- CHP’nin yeni tüzüğüne katkı verme gerekçeniz nedir?


- Benim yaptığım, Sayın Genel Başkan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) örgütü tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde tüzük değişikliğine katkıda bulunmaktan ibaret. Sayın Kılıçdaroğlu kişiliğine, çalışmasına, seçimler sırasında herkesin gördüğü insanüstü gayretine çok saygı duyduğum bir kişi. Benden böyle bir çalışmaya katkıda bulunmamı isteyince bir an dahi tereddüt etmem söz konusu olamazdı. Yaptığım, salt hukuki katkı sunmak. Mesleğimle ilgili bir hizmet sunuyorum.

- Ama siyasete ilginiz olduğu muhakkak...

- Zaten büyük dedem Sait Azmi Feyzioğlu 2. Meclis’ten itibaren Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilliği yapmış, önemli bir siyasetçi. Gizli oy, açık tasnifli seçim kanununu, İcra İflas Kanunu’nu hazırlayan komisyonun başkanı. Annemin babası Turhan Feyzioğlu, benim için dede değil babadır, Cumhuriyet Halk Partisi’nin efsane isimlerinden. Bizim soframızda hep siyaset ve hukuk vardı.

‘Baro seçimi milletvekilliğinden zor’

Ayrıca Ankara Barosu gibi büyük bir baronun seçimi ve yöneticiliği daima çok zorlu bir siyasettir. Siyasi parti siyaseti değil, partilerin üstünde, hukukun üstünlüğü mücadelesini verdiginiz bir siyaset. İnanın genel seçimi kazanıp milletvekili olmak, Ankara Barosu Başkanlığı’nı kazanmaktan çok daha kolay. Seçim sürecinde tek tek dört binin üzerinde büroya gittim. Binlerce meslektaşımla tek tek veya küçük gruplar halinde görüştüm. Tam 1 yıl seçim çalışması yaptık. Sonunda, katılanların yüzde 75’i gibi tarihi bir oyla seçimi kazandık.

‘Yaşlı erkeklerle hedefe ulaşamayız’

- Tüzük yazımına katkı verirken temel hedefiniz neydi?


- Şahsıma özel ilkeler veya hedefler söz konusu olamaz. CHP, tek vücut olarak, daha demokratik, katılımcılığa daha açık bir tüzük istemiş, bu istek doğrultusunda Genel Başkan tarafından çalışma başlatılmıştır. Yeni tüzükle, parti, toplumda daha büyük heyecan yaratabilecek, toplumun kılcal damarlarına daha çok nüfuz edebilecektir.

- Bunun için ne yapmak lazım?

- Heyecan yaratabilmek için kadın ve gençleri harekete geçirmeniz lazım. Kadınları ve gençleri kazanan, her düzeyde iktidara yürür. Yalnızca belli yaşın üzerindeki erkeklerle yürürsek, hedefe ulaşamayız. Kadın - erkek, genç - kıdemli, işçi - memur - çiftçi - esnaf - tüccar - işadamı, ilkokul mezunu - akademisyen, bir ve beraber olmalı, omuz omuza yürümeli. Kadın ve gençlerle birlikte, eğitimli kitleyi de daha çok çekmemiz lazım.

‘CHP darbe destekçisi değildir’

- O kesimler neden partiye uzak?


- Art arda yaşanan darbeler sonucunda siyasetten uzaklaştırılmış, örgütlü düzenini büyük ölçüde yitirmiş bir toplumsal yapı var. Üstelik darbelerden en çok sosyal demokratlar, emeğiyle kazananlar zarar gördüğü halde, sosyal demokratların, emekçilerin partisi olan CHP, kara propagandanın hedefi yapılıyor ve bazıları tarafından darbeci olarak gösterilmek isteniyor. Darbeyle mücadelenin hukuk kuralları çerçevesinde yapılmasını istemek, aksi takdirde demokrasinin büyük darbe alacağını söylemek darbeyi desteklemek değildir. Bugün evrensel hukuk kuralları hiçe sayılarak, kişi güvenliği ihlal edilerek koca bir toplum paranoyaya sürükleniyor. Düşünen, yazan, eleştiren insanlar geleceğinden kaygı duyuyor. Darbeyle mücadele diye başlatılan sürecin, totaliter bir rejim kurma çabasına dönüştüğü algısı oluştu. Bu algının giderilmesi öncelikle siyasi iktidarın sorumluluğundadır. Muhalefet ise totaliter rejimin gelmeyeceği garantisini, aktif olmak, toplumu kucaklamak ve bir sonraki seçimde iktidar olacağını göstermek suretiyle vermek zorundadır. Aksi takdirde insanlar umutlarını yitirirler, demokrasi mücadelesinden vazgeçerler. Onun için siyaseti özendirmek, CHP’yi toplumla daha sıkı kucaklaştırmak, toplumda yeni ve sürekli bir heyecan dalgası yaratmak gerekiyor. İşte bunun için kadınların ve gençlerin önünü açmalıyız. Partiye üye olmayı özendirmeli, ancak her üyeyi parti içi eğitim yoluyla partinin ilkeleri, programı, tüzüğü, projeleri konusunda bilgilendirerek partili olma bilincini güçlendirmeliyiz.

- Toplumun kılcal damarlarına nasıl nüfuz edeceksiniz?

- CHP zaten toplumun kılcal damarlarında. Emeğiyle kazananların, düşünenlerin, üretenlerin olduğu her yerde CHP’nin temsil ettiği değerler var. Bütün yapılması gereken, bu potansiyele ulaşmak ve harekete geçirmek. CHP Genel Merkezi’nin ve örgütlerinin ülkenin her yerindeki gelişmelerden anında haberdar olması, bunu değerlendirmesi, yalnızca ülkesel düzeydeki değil, yerel düzeydeki sorunları da bilmesi, çözümler üretmesi gerekiyor. Örneğin Polatlı’ya gittiğinizde, hem bağımsız bir yargıya sahip olmanın çiftçi açısından neden önemli olduğunu anlatacaksınız hem de kaç haneye kredi borcu yüzünden icra geldiğini bileceksiniz. İktidara talip olmak, bu ağır sorumluluğun gereklerinin en iyi şekilde yerine getirilmesini zorunlu kılıyor.

‘Kılıçdaroğlu değişim ve yenileşmenin lideri’

- Kemal Bey CHP’yi değiştirmekte ne kadar samimi?

- Elbette cok samimi. Örgütün isteği doğrultusunda tüzüğü değiştiriyor olmasından belli değil mi? Bir genel başkan düşünün ki, genel başkan adayı olmayı kolaylaştırıyor, ön seçim getiriyor. Sayın Kılıçdaroğlu partisinde ve Türk siyasetinde değişim ve yenileşmenin liderliğini yapıyor.

- CHP örgütleri yeni tüzükte neyi görmek istiyor?

- Öncelikli talep çarşaf liste. Bir de önseçim istiyorlar. Eğitim istiyorlar. Örgütlerin pek çoğundan müthiş raporlar, değişiklik önerileri geldi. İnsan gurur duyuyor bunları görünce. Bir de ülkesini seven, ülkesi için bir şeyler yapmaya çırpınan onca insanı görünce umutla doluyorsunuz.

‘Kılıçdaroğlu örgütü dinliyor’

- Bu taleplere yer verilecek mi?


- Sayın Kılıçdaroğlu da partinin tabanı ve örgütü gibi önseçim istiyor. Kongre ve kurultaylarda çarşaf listenin kural olmasını istiyor.

- Üye kayıtlarına el atacak mısınız?

- Genel Başkan’ın en önem verdiği hususların başında üye yapısının sağlıklı bir hale getirilmesi geliyor. CHP hem yeni üye kaydetmek hem de mevcut üyelerine her an ulaşabilir ve bu üyeleri harekete geçirebilir olmak zorunda.

‘Gençlere yüzde 15 kota geliyor’

- Gençlere ve kadınlara nasıl yol açılabilir?

- Biliyorsunuz CHP’de bir kadın kotası vardı. Şimdi gençlik kotası da konacak. Her türlü parti organında gençlere yüzde 15 oranında kota ayrılacak. Gençlik yaşının üst sınırı 30 ya da 35 olarak belirlenecek. Tabii nihai kararı Genel Başkan ve parti organları verecektir.

- Kadın ve gençler için başka düzenlemeler olacak mı?

- İl ve ilçelerde kadın ve gençlik kolları başkanları göreve seçimle gelecek. Kadın ve gençlik kolları genel başkanları kurultayın doğal delegesi ve Parti Meclisi’nin doğal üyesi olacak.

- Genel başkanlık seçimi için nasıl bir yöntem düşünülüyor?

- Sayın Kılıçdaroğlu, genel başkan adayı olma sürecinin mutlaka kolaylaştırılmasını istiyor. Artık divan başkanı önünde imza toplayarak genel başkan adaylığı açıklanması dönemi kalkacak. Delegelerin yüzde 10’unun desteğini alan kişi aday olabilecek.


‘Talip olmam, hizmet için çalışırım’

Parti organlarında yer alacak mısınız?


Bu görevlere talip olunmaz. İhtiyaca göre görev verilir. Ben vatanıma, halkıma hizmet edeceğim her yerde çalışırım. Kamu görevimle siyasi görüşümü asla karıştırmam. Önemli olan elinizden gelenin en iyisini yapmak için durmaksızın çalışmak.

Baro ile CHP arasında tercihiniz ne yönde olur?


Şu an CHP’ye sunduğum katkı, salt hukuki düzeyde. Dolayısıyla etik açıdan bağdaşmaz bir yanı yok. İleride eğer siyaset yapma noktasına gelmem gerekirse, hizmet neyi gerektiriyorsa oradayım. Rahmetli babam Turhan Feyzioğlu’nun bana bıraktığı mektuptaki vasiyeti, siyasi parti içinde yapılan aktif siyasete vatan açısından mutlak zorunluluk doğmadıkça girmemem, mesleğimi yapmamdır.

Soyadınız sizi gölgeliyor mu?


Hayır, tam tersine omuzlarıma verdiği ağırlığı kaldırabilecek gücüm olduğunu düşünüyorum. Geldiğim hiçbir yere soyadım dolayısıyla gelmedim. Aksine, çoğu zaman kıskançlıklarla karşılaştığım oldu.


‘CHP’de genel başkanlık sorunu yok’

Parti liderliği için iddianız olduğu söyleniyordu.


CHP’nin bir genel başkan sorunu yok ki, herhangi bir kişinin böyle bir talebi olsun. Bu spekülasyonları herkes bir kenara bırakmalı ve hedefe yürümeli. Hiç böyle bir iddiam olmadı. CHP’de genel başkanlık daima örgütten ve tabandan gelen taleplerle şekillenir. Genel başkanlık gibi bir düşüncem olsaydı, Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekilliği teklifini kabul ederdim.

Neden kabul etmediniz?


Benim aldığım görgü şu: Milletvekilliği meslek değildir. Hiçbir şekilde bir meslek gibi yapılmaz. Milletvekili olmak istemenin tek sebebi olabilir, topluma hizmet etmek. Nerede etkili hizmet yapabileceksek orada durmalıyız. Sayın Kılıçdaroğlu seçildikten sonra kendisini ziyaret ettiğimde, ona, ileride kendi adıma hiçbir talebim olmayacağını, bir tek talebim olduğunu, çocuklarımızın geleceği için demokrasi mücadelesinde başarılı olmasını istediğimi ifade etmiştim. Şu anda hizmet ettiğim yer burası. Ama hangi partiye oy veririrse versinler insanların geleceklerine güven duyabilmeleri için ana muhalefetin etkin ve iktidara gelebilecek konumda olması lazım. Bunu unutmayalım.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları