İhsanoğlu’nu Bekleyen Sınav: Aleviler

19 Haziran 2014 Perşembe

Başta CHP teşkilatları olmak üzere Türkiye kamuoyu, pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklandığı günden bu yana Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kim olduğunu öğrenme arayışı içine girdi. Parti tabanında önemli bir kesimi temsil eden Alevilerin bir örgütü dün yazılı bir açıklama ile tepki gösterdi. CHP de Alevi tabana yakın milletvekilleri ile görüşerek hem bu tepkiyi hem de İhsanoğlu’na ilişkin değerlendirmelerini sorduk.

Aygün: 40 katır mı, 40 satır mı?
Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, tepkisini daha ilk gün kamuoyu ile paylaşanlardan biri. Dünkü görüşmemizde görüşlerini şöyle ifade etti:
“AKP iktidarının Alevilere karşı nefreti, yürüttüğü mezhepçi iç politika ve Suriye’ye yönelik politikaları nedeniyle Türkmeni, Nusayrisi, Zaza ve Kürt Alevisi bütünleşip tek yumruk olmuş durumda. Şimdi Osmanlıcı, Cumhuriyet devrimlerine karşı bir ismin CHP’nin de adayı olarak açıklanması doğal olarak reaksiyona neden oldu.”
“Dün gazetenize yaptığı Atatürk’ü öven, laiklik yanlısı açıklamalarını inandırıcı bulmuyorum. Takıyye olarak görüyorum. Eğer inanıyorsa bu mesajları önceden vermeliydi. Aday olduktan sonra değil. İhsanoğlu bana göre Türkiye’deki hiçbir Alevi nezdinde karşılığı olmayan biri. Umarım bu tepkileri görüp kendisi adaylıktan çekilir. Çekilmezse Aleviler HDP’nin göstereceği isme yönelir. Ancak orada da Abdullah Öcalan vesayeti var karşımızda. Yani tam ‘40 katır, 40 satır’ durumu ile karşı karşıyayız.”

Özgündüz: Tüm mezheplere eşit
Aynı CHP grubunda İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de Türkiye’deki Caferilerin önde gelen temsilcilerinden. İhsanoğlu’nun ‘mezhepler’ meselesine bakışını araştırdığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bence Alevileri, Caferileri rahatsız edecek bir isim değil. Bizim en temel talebimiz eşit yurttaşlık. İhsanoğlu da bütün mezheplere eşit bakan, onları düşman olarak değil zenginlik olarak gören bir anlayışa sahip. Erdoğan politikaları nedeniyle mezhep temelinde ayrışma noktasına gelen Türkiye’yi de ancak bu anlayışta bir figürün Cumhurbaşkanlığı rahatlatır. Yazdıklarından İslam dünyasında mezhep çatışmasının felakete yol açacağını düşünen bir Türk Müslümanı olduğu anlaşılıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olunca enerjisini önemli bölümünü mezhepler arası diyalog ve işbirliği için çaba harcamış.”

Dinci değil dindar
“Akılcı bir dindar, ama dinci değil. Tutucu İslami akımların, yani Eşari akımların karşısında. Vahhabi, Selefi anlayıştan uzak. Onların gerçek İslamı temsil etmediğini, kafa kesen El Kaide gibi örgütlerin her şeyden önce İslama zarar verdiğini düşünen biri. Demokrasi ve insan haklarına inanan, herkesin laiklik ilkesi doğrultusunda din ve vicdan özgürlüğünü özgürce yaşaması gerektiğini savunan bir bilim insanı. Makul Anadolu Alevisi onu tanıdıkça itirazı olmayacaktır, taleplerine karşılık bulacaktır.”

Özdemir: Toplumu ayrıştırmaz
Konuştuğumuz üçüncü CHP’li isim TBMM İdare Amiri Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir. “Ne benim, ne diğer milletvekili arkadaşlarımın idealindeki aday Ekmeleddin Bey değildi” dedikten sonra şu değerlendirmede bulundu:
“Ama Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları doğru değerlendirmek lazım. Bir tarafta parlamenter rejime son verip başkanlık sistemi kurmak isteyen Erdoğan var. Diğer tarafta ise erkler ayrılığına, parlamenter sisteme bağlı, toplumu ayrıştırmayacak, herkese eşit bakacak, kin ve nefretle dolu olmayan bir ortak uzlaşı adayı. Bu çerçeveden bakınca İhsanoğlu ismi makul bir seçenektir. Başarısı için tüm çabayı göstereceğiz. Öncelikle de bu tercih nedeniyle gönlü kırık olanların, karşı karşıya olduğumuz rejim tehlikesi iyi anlatılarak ikna edilmesi gerekir. İhsanoğlu çok genel anlamda bakınca toplumu ayrıştırmayacak, Alevi, Kürt ve kendisi gibi düşünmeyenlere farklı bakmayacak bir isim... Onun Cumhurbaşkanlığı ile herkese eşit ve hukuka saygılı bir devlet çatısı oluşturabilirsek Alevi yurttaşlar da, diğer demokratik talepleri olan çevreler de bu yapıdan yararlanacaktır.”

İhsanoğlu ne demişti?
İhsanoğlu, mezhep çatışmaları konusuna bakışını iki yıl önce İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri sıfatıyla yazarımız Çiğdem Toker’e verdiği bir röportajda ortaya koymuştu. Toker’in 29 Ağustos 2012’deki yazısının o bölümü şöyle: “‘Bütün mezhepler eşittir, bizim zenginliğimizdir. Bu zenginliği düşmanlığa dönüştürmemek lazım’ diyen İhsanoğlu mezheplerin bugün çıkmadığını, 2 bin yıldır var olduğunu vurgulayarak ‘Bütün bunları görerek, tarihi realiteyi bilerek gemiyi güvenli limana ulaştırmak zorundayız’ dedi. İhsanoğlu bu noktada kritik bir hatırlatma yapıyor. 2005 Mekke Zirvesi’nde 8 mezhebin eşit olduğuna dair bir mutabakat sağlandığını, kendisinin de bu uzlaşıyı esas alarak 2006 yılında Irak’ta üç mezhebi bir araya getirdiğini söyleyen İhsanoğlu, imzalanan 10 maddelik belgeden sonra Irak’ta mezhepler arası cinayetlerin sona erdiğini söyledi...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları