Mısır Dersleri

08 Temmuz 2013 Pazartesi

Hafta sonu haber kanallarımızdan yansıyan görüntüler çok düşündürücüydü.
Geçen hafta darbe yapılan Mısır’ın Tahrir ve Adeviye meydanlarında halk kendi siyasi tavrına göre görüş ve protestolarını dile getirebiliyordu.
En son darbenin 33 yıl önce yapıldığı, demokrasisi ile övünen Türkiye’de ise aynı saatlerde Gezi Parkı için toplanmak isteyen İstanbullular polisin gaz, cop ve tazyikli suyu ile engelleniyordu. Elinde satırla saldıranlar da cabası!

\n

***

\n

Bugünlerde enerjisini, devrik lider Muhammed Mursi’nin görevine dönmesi için dünya liderlerini ikna için harcayan AKP hükümeti ne kadar farkında bilemiyoruz ama bölgemizde iç savaş, çatışma riski yaratan yeni bir bölünme hattı ortaya çıkmış durumda.
Şimdiye kadar bu bölgedeki en büyük endişe kaynağı,
‘mezhep’ temelli çatışmalar oldu. Irak’ta, Suriye’de, Bahreyn’de, Yemen’de Sünni-Şii ayrımının ne kadar kanlı noktalara ulaşabildiğinin tanığıyız bu bölgede. Irak ve Suriye’de hâlâ mezhep çatışması nedeniyle her gün yüzlerce insan ölüyor.
Mısır’da yaşananlar ile bir başka iç çatışma hattı su yüzüne çıktı. Bu hattın bir ucunda,
‘ılımlı’ vaatleri sayesinde sandıkta kazandıkları ülke yönetimlerinde hızla radikalleşen, demokrasinin minimum gereklerini unutan İslamcılar var.
Diğer tarafında ise bu radikalleşmenin etkisini bizzat yaşam pratiklerinde hisseden çağdaş laik kesimler var. İsyan ederek kurtuldukları otoriter yönetimlere, bu kez din kisvesi altında bir kez daha dönmek istemeyen milyonlarca genç ve kadın var bu cephede.

\n

***

\n

Aslında bu gerilimin nasıl kanlı sonuçlanabiliceğini bölgemizde olmasa bile Cezayir’de gördük. Eğer dünya, generallerin hızla demokrasiye dönüşünü sağlayamazsa, Mısır’ın çok uzak olmayan bir gelecekte Cezayir’e dönme ihtimali ne yazık ki çok yüksek.
Bu dalga, sadece Mısır ile de sınırlı kalmayacaktır. Mursi’nin milyonların taleplerine kulak vermeyerek devrilişinden gerekli dersler çıkarılmazsa, bu tehlikeli fay hattı kısa süre içinde Arap Baharı’nın başlangıç yeri Tunus’ta da ortaya çıkabilir ve kanlı iç çatışmalar yaşanabilir.

\n

***

\n

Peki acaba Mısır’da su yüzüne çıkan bu yeni ve tehlikeli fay hattından Türkiye de etkilenir mi? Yaşananlardan almamız gereken dersler yok mudur?
Türkiye’de darbeler zamanı geçmişte kalmıştır. Ancak bahsettiğimiz fay hattında iç çatışma riski her zaman vardır. Bunun engellenmesinin tek yolu demokrasidir, toplumun özgürlük taleplerinin yerine getirilmesidir. O yüzden, evet. Türkiye’nin çıkarması gereken dersler vardır.
En temel ders de demokrasilerde yönetenlerin denetime tabi olması gereğidir. Sistemi asker ya da başka bazı demokrasi dışı güçlerin müdahalesine açık hale getirmemenin en önemli çarelerinden biri halkın, siyasi iktidarın denetlenebildiğine ikna olmasıdır. Bunu yapacak olan da işleyen parlamentodur, bağımsız yargıdır ve hür medyadır.
Ülkemizdeki duruma bir bakalım. Parlamentodan Başbakan’ın onay vermediği tek bir yasa dahi geçememektedir. AKP tarafından verilen anayasa değişikliği önerilerinde yargı tamamen başkana bağlı hale getirilmektedir. Medyanın durumu ise son Gezi Parkı eylemliliğinde iyice ortaya çıkmış durumda.
AKP hükümetinin kendisi ve bölgemizdeki benzer İslami hareketler için çıkarması gereken öncelikli ders, her aşamada denetlenebilen bir iktidar olabilmesini sağlayacak yapıyı kurmak olmalıdır...

\n

Gül’ün mesajındaki 3 fark

\n

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Mısır konusundaki açıklamaları, üç noktada Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nunkilerden ayrılıyor: 1. Gül’ün önceliği Mursi’nin dönüşü değil, Mısır’ın bir an önce demokrasiye dönmesi.

\n

2. Mısır’da Mursi döneminde sağlıklı bir demokrasinin işlemediğini kabul edişi.
3. Erdoğan gibi
‘darbe demediler’ diye Batı’yı eleştirmekten kaçınması.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları