Veysel Ulusoy

Demokrasi seviyesindeki artış ekonomik büyümeyi düşürür mü?

07 Haziran 2020 Pazar

Son günlerin belki de en ilginç ve ihtilaflı konularından birisi oldu bu demokrasi ve ekonomik büyüme ilişkisi...

Tartışma geçen günlerde karar vericilerin demokrasi ile ekonomik büyüme arasında pek de bir ilişkinin olmadığı, hatta tersyönlü bir etkileşim olduğu yorumu ile başladı. Analizin göbeğinde ise sanki (tam) demokrasinin bir gereklilik olmayabileceği, ekonomik büyüme için siyasi otoritenin hızlı karar vermesi ve bunun uygulanması ile daha etkin sonuçlar alınması fikri oturmaktaydı. Peki, bunun dayanağı neydi, ne oldu da aniden böyle birkaç cümle sarf edildi bu konuda?

İçinde bulunduğumuz ortamın yansımasını acaba süslü cümlelerle gerekçelendirmek miydi amaç bilinmez ama bir gerçek var ki, o da hem kısa dönemde hem de demokrasiye geçiş sürecini kapsayan uzun dönemde, demokrasinin gelir seviyesini artırdığını, kişi başına gelirdeki büyümeye olumlu etki ettiğini ve ülke ekonomik büyümesini de yukarılara taşıdığını kararlılıkla söylemek isterim.

Bu kararlılığın nedenine geçmeden önce demokrasinin büyüme hikâyesine nasıl etki ettiğinin resmini çizelim...

Demokrasi seviyesi durgun bir süreçten daha çok, oynaklığı olmaması gereken dinamik bir yapı içerir. Böyle bir yapının incelenmesi hem politik iktisatçılar hem de son dönemde sayısal analiz yapan makro ekonomistler tarafından derinlemesine incelenmektedir.

Dani Rodrik ve Daron Acemoğlu başta olmak üzere, birçok ekonomist demokrasinin çeşitli kanallarla etkileşmesi ile ekonomik büyümeye katkı sağladığını sayısal yöntemlerle göstermişlerdir.

Örneğin, mülkiyet hakkı ve ekonomik özgürlüğün genişlemesiyle alan bulan demokrasi hem geliri hem de onun büyümesini olumlu etkiliyor. Bununla da kalmıyor analizler... Rodrik’in araştırmasından çıkan sonuçlara göre, katılımcı demokrasilerde öngörülebilirlik ve kararlı bir yapı ekonomiyi dış şoklara karşı koruyor ve daha iyi bir kaynak dağılımı sağlayarak ekonomik büyümeye katkı yapıyor.

Sürecin can alıcı vurgusu ise hükümet harcama ve yatırımlarındaki etkinlik ve şeffaflığın denetim ile birleşmesi yoluyla yolsuzluğun önlenmesi sayesinde gelen kişi başı gelirdeki artış olarak karşımıza çıkıyor.

Bir grup ekonomist ise otoriter veya ona yakın rejimlerde dalgalı bir karaktere sahip ekonomik yapı ile beraber, kısa vadeli kişisel kazanç temelli yatırımların karar vericilere oldukça yüksek kazanımlar sağladığını ve aynı zamanda da ülke ekonomisinde küçülmelere neden olduğunu belirtmiş ve sayısal analizlerle de bunu test etmişlerdir.

Gelelim yukarıda kararlılık göstergesine...

Daron Acemoğlu’nun makalesinin geliştirilmesi amacını taşıyan, danışmanlığını yaptığım bir yüksek lisans projesi sonuçlarına göre, demokrasi seviyesindeki artış, ekonomik büyüme, kişi başına gelirin büyümesi ve milli gelir seviyesinin yükselmesine istatistiki olarak yeterli ve ekonomik olarak anlamlı katkılar sunuyor.

Nasıl mı?

Anlatalım... 1960-2017 döneminde 196 ülkenin incelendiği araştırmamızda, seviyesi yükselen bir insan sermayesi, teknoloji içine almış endüstri-içi dış ticaret, eğitim, yatırımların üretimden aldığı pay ve doğumda kaybedilen çocukların toplam doğanlar içindeki oranları gibi etkenlerle beraber etkileşimi sonucunda demokrasinin ekonomik büyümeyi her yönünü pozitif etkilediği sonuçlarını elde ettik.

Örneğin, analiz sonuçlarına göre, demokrasi seviyesi yüksek ülkelerdeki ekonomik büyümenin düşüklere göre ortalama yüzde 0.5 ile 1.4 arasında daha fazla olduğu görülmektedir. Uzun dönemde ise yani demokratikleşme sürecinde belirli bir seviyeye gelinceye kadar geçen zamanda bu kazanımın yüzde 15’lerden yüzde 80’lere varan ek bir ekonomik büyüme olarak karşımıza çıktığını gösteren sonuçlara ulaştığımızı belirtmek isterim.

Dahası var ama sanırım bunlar demokrasi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi açıklamak için şimdilik yeterli...

Durum böyleyken, ekonominin büyüme kapasitesindeki kaybı tersine çevirmek için demokrasi ile bağdaştırmanın ne kadar doğru olduğunu sormak yanlış olmaz fikrindeyiz.

Önemle vurgulanması gereken bir sonuçla bitirelim analizimizi... Karar vericilerin söylemlerinin aksine, demokrasi seviyesinin değil, demokrasideki türbülansın artması ekonomik büyümeyi düşürmektedir.

Araştırmalar söylüyor bunu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerel 21 Nisan 2024
Döviz kuru şoku 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları