Siyaset sorunlu!

12 Mart 2018 Pazartesi

Eskiler tarz-ı siyaset derlermiş; Türkiye siyaseti bir kez daha biçimi ve içeriğiyle yanlış yolda gidiyor. Üstelik bu yola yerel yönetimler, milletvekilliği ve CHS Başkanlığı gibi üç önemli seçimin hemen öncesinde giriyor.
Üç seçimin içinde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi-CHS Başkanı seçimi diğerlerine göre uzak ara çok büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle siyasetin şu sıralardaki biçimlenişini bu seçim ekseninde irdelemek gerekiyor.

İktidarda-muhalefette sentez
İktidarda iki parti var: AKP ve MHP. Bunlar CHS Başkanı ve milletvekilleri seçimi için işbirliği yapacaklar.
Peki, muhalefet?
Ana muhalefet partisi CHP, iç sorunlarından bir türlü kurtulamıyor; halka kapalı bir salonda yapılan ve dün tamamlanan tüzük kurultayının açılışında Genel Başkanın kendisini eleştiren milletvekillerine tam bir demokratik (!) tutumla kapıyı göstermesinin de kanıtladığı gibi iç yapısını demokratikleştiremeyen CHP, biraz da bu nedenle, bir türlü toparlanamıyor.
Eş genel başkanlarını ve çok sayıda milletvekilini yitiren ve her hafta birkaç milletvekili için fezleke düzenlenen HDP canlı kalmaya çalışıyor.
AKP’yi doğuran görüşün anası Saadet Partisi -SP, son haftalarda parlatılarak pazarlanıyor; ancak, söylemi de yabana atılır gibi değil; SP, siyasetin üslubunun ayrıştırıcı değil, birleştirici olmasını, yolsuzluk ve israfa karşı çıkılmasını, kuvvetler ayrılığını savunuyor. Bu üç öneriden ikisi, dürüstlük ve dilinin düzgünlüğü, siyasetin sahip olması gereken temellerdir. Ancak yanlış biçimleniş nedeniyle, bunlar siyasetin çok özlenen değerleri özelliği kazanmış bulunuyor; SP de bu boşluğu kullanıyor.
SP söyleminin kuvvetler ayrılığı vurgusu da önemli; ancak SP, 2017 anayasasının kuvvetler ayrılığını sağlayacak biçimde değiştirilmesi gerektiğini güçlü bir biçimde öne sürmüyor; yarı yola kadar gidiyor.
MHP’den ayrılmak zorunda kalanların kurduğu İYİ Parti Meclis dışı muhalefetin öbür ayağı. İYİ Parti kendisini muhafazakâr-Türk milliyetçisi olarak tanımlıyor; bunların üzerine Atatürkçülük ve Avrupa yanlılığı serpiştiriliyor.
AKP-MHP’ye aşırı sağın büyük sentezi; SP ve İYİ Parti’ye de bunların küçükleri dersek, ülke siyaseti yine yanlış biçimlenişinin bir sonucu olarak, neredeyse tümüyle aşırı sağ düzleme yerleşmiş bulunuyor.

Çok adayla gidilirse…
Aşırı sağın içinde çağdaş anlamda düşünce özgürlüğünü, parlamenter demokrasiyi ve barışı ne ölçüde barındırdığı asıl tartışılması gereken sorundur.
Ancak güncel ve çok yaşamsal bir konu var: CHS Başkanlığı seçimi.
Bugün için AKP-MHP birliğinin adayı bellidir; SP aday çıkaracağını; İYİ Parti Genel Başkanı da aday olacağını açıkladı. HDP’nin durumu şimdilik belirsiz. Bu durumda, bir, devletin bütün olanaklarını da kullanarak çalışan, diğerlerinin ise adı-sanı bilinmeyen en az 3-4 CHS Başkanı adayı var.
Bu ortamda gidilecek bir CHS başkanlığı seçiminde ittifakın adayı, ilk turda seçilemezse bile kesinlikle ikinci tura kalır. Bu durumda ikinci turda AKP-MHP adayının karşısında kim kalırsa kalsın, sonuç bellidir: Çünkü, muhalefetin bugünlerde öne çıkan ikilisinin, -SP ve İYİ Parti- seçmeni, eğer liderleri çok sağlam karşı durmazsa, ikinci turda AKP-MHP adayına oy verebilir.
Siyasetin yanlış biçiminin ülkeyi getirdiği gerçeklik budur. Bu durumda izlenecek yol, ittifak dışında kalan kesimin bir an önce tek aday ve demokratik ilkeler üzerinde anlaşmasıdır.

***

Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’a aramıza hoş geldiniz derken, Akın Atalay’ın ve diğer düşünceleri nedeniyle tutuklu ve hapis olanların bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları