Akdeniz Edebiyat Günleri

25 Haziran 2023 Pazar

Akdeniz Edebiyat Günleri, ilk kez geçen yıl Livaneli Vakfı ve Bodrum Belediyesi işbirliğiyle Bodrum’da yapılmıştı. Bu kez ikincisi yapılıyor. Cumhuriyetin 100. yılındayız; tema “Tarih ve Edebiyat”. İki gün boyunca yazarlar, araştımacılar, tarihçiler bu temayı üç ayrı oturumda irdeliyor. Bu yılın konukları arasında “Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini” ve “Kanatsız Kuşlar” kitaplarıyla okurların gönlünde taht kuran ünlü İngiliz yazar Louis de Bernières de var...

DÜNDEN BUGÜNE

İki akşam önce açılış konuşmalarında gerek Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras gerek Zülfü Livaneli, Bodrum’un kültürel mirasına dikkat çekerken amacın Akdeniz Edebiyat Günleri’ni gelenekselleştirmek olduğunu vurguladılar... “Tarihin babası” Herodot’un doğup yaşadığı; Azra Erhat ve Cevat Şakir’lerin Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu’ların, Cevdet Kudret, İlhan Berk, Selahattin Hilav’ların ve daha nicelerinin yaşadığı yere de bu yakışır doğrusu...

Akadeniz Edebiyat Günleri’nin ilk oturumu, Livaneli Vakfı’nın genel sekreteri Şule Bucak’ın “Edebiyatçıların tarihi kendi süzgecinden geçirerek ve yeni kurgularla yeniden yarattığını” vurgulayan konuşmasıyla başladı. 

(Burhan Sönmez&Zeynep Oral&Latife Tekin) 

SİYASETÇİ VE EDEBİYATÇI FARKI 

İlk oturumun konusu: “Tarihsel olaylarla ilgili olarak toplumlarda var olan ‘Düşünceler ve Edebiyat’ başlığını taşıyordu.

Büşra Sanay’ın moderatörlüğünde tarihçi Ali Yaycıoğlu, tarihsel olayla düşüncenin iç içe geçtiğini vurgularken her önemli metnin çok katmanlı ve farklı okumalara açık olduğunu örneklerle gösteriyordu... Eğer Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin bir isyana dayalı başlangıcını vurgulasaydık, isyan sürekli olsaydı acaba bugün farklı bir demokrasimiz olur muydu? (Bana çok ilginç bir soru gibi geldi!) 

Türkolog Joseph Sattler, Türkiye-Almanya edebiyat ilişkilerinde yapay zekâya uzanırken Uluslararası PEN Başkanı yazar Burhan Sönmez, şu ilginç saptamayı yapıyordu:

“Siyasetçinin ve edebiyatçının tarihe bakışı birbirinden çok farklıdır. Siyasetçi doğrudan bakıp tarihsel olayın işlevselliğini düşünür... Edebiyatçı ise tarihe dolaylı bakar, tarihi olayın yaşam içindeki anlamını kavramaya çalışır...”

Onu dinlerken “Cumhuriyet bir parantezdir” diyen siyasetçileri gel de anımsama şimdi! 

HERODOT’TAN LİVANELİ’YE

Kitaplarından sonsuz yararlandığım Onur Bilge Kula, Herodot’tan günümüz yazarlarına uzandığı konuşmasında “Herodot tarihin babası, halkbilimin öncüsü, gezi yazısı türünün öncüsü, Evliya Çelebi’nin öncüsü, demokrasi araştırmalarının ilk kaynağı olarak nitelenebilir” dedikten sonra onun “Ben Halikarnaslıyım” diyerek Anadoluluk düşüncesi ile Likya ve Mısır uygarlıklarında kadının önemini ilk vurgulayan olduğunu belirtti... Halikarnas Balıkçısı ve Yaşar Kemal romancılığına uzandıktan sonra da “Halikarnaslı Herodot’tan Zülfü Livaneli’ye tarih-yazın ilişkisi” açısından öne çıkan özellikleri şöyle özetledi:

“Livaneli ‘Serenad’, ‘Konstantiniyye Oteli’, ‘Leyla’nın Evi’, ‘Kaplanın Sırtında’ romanlarında tarihsel olayları ya da kişilikleri yazınlaştırır. Livaneli’nin tarihseli yazınlaştırmasındaki en önemli yön kültürel birikimini zaman ve uzamı gözeterek ayrıştırmasıdır. Tarihsel-kültürel birikimin ayrımlaştırma sürecinde, insanlık değerlerini öne çıkarması, anımsama kültürü ve geçmişle yüzleşme bakımından büyük önem taşır.” 

Sevgili okurlar... Yazımı burada kesmek zorundayım. Çünkü şimdi Louis de Bernières’in konuşması başlayacak. Onu dinlemek istiyorum. Üçüncü oturumda ise Burhan Sönmez’in moderatörlüğünde Latife Tekin ve ben sahnede olacağız... Devamı bir başka yazıda...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları