Aslı Erdoğan

Aslı Erdoğan

21.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kelebek kanadından daha hassas bir yürek... Gürül gürül yazma yeteneği... Her daim mazlumun yanında olma kaygısı... Yazmayı seçmiş, yazıyı mesele edinmiş, yazıyla-yazmayla varoluşunu bütünlemiş bir insan... Aslı Erdoğan.
Aslı Erdoğan’ın tutuklandığı önceki akşamdan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin nurtopu gibi bir ayıbı daha oldu. Şimdi anlatın bakalım, anlatmaya çalışın tüm dünyaya yazdıklarından dolayı hapse attığınız insanları...
Aslı Erdoğan’ın tutuklanma haberi internete düştüğü andan beri, dünyanın dört bir yanındaki PEN Dünya Yazarlar Derneği ne olduğunu anlamaya çalışıyor. PEN’in tüm kıtalara dağılmış 150 merkezi var... Hangisine ne yanıt yetiştireceğimi bilemiyorum.
Şaşırıyorlar, inanamıyorlar, anlayamıyorlar çünkü onlar Aslı Erdoğan’ın kim olduğunu biliyorlar. Aslı Erdoğan’ı tutuklayanlar, onun kitaplarını, edebi kişiliğini bilmeyebilir ama eserlerinin 8 dilde okunduğunu dünya biliyor.
“Kabuk Adam” (1994), Mucizevi Mandarin (1996), Kırmızı Pelerinli Kent (1998),
Hayatın Sessizliğinde (2005), “Bir Yolculuk Ne Zaman Biter” (2000), Bir Delinin Güncesi (2006), Bir Kez Daha (2006), Taş Bina ve Diğerleri (2009).
O bilim insanı kimliğini terk edip yazmayı seçmiş biri. Yükseköğrenimini Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Aynı üniversitede fizik yüksek lisans derecesi aldı. İki yıl CERN’de (Avrupa Yüksek Enerji Fiziği Laboratuvarı) çalıştı. Rio de Janeiro Üniversitesi’nde başladığı doktorayı bıraktı kendini yazmaya verdi.
Almanya onu “Tahta Kuşlar” adlı öyküsü Deutsche Welle ödülü kazanınca tanıdı ve bu öykü onlarca dile çevrilip yayımlandı. Fransa, ülkenin prestijli dergisi Lire onu “Geleceğin 50 yazarı”ndan biri olarak seçince tanıyıp kitaplarını kapıştı. İsveç onu, Mucizevi Mandarin yılın kitabı seçilince tanıdı. Sonra kitaplarının farklı dillere çevrilmesi, edebiyat arenasında övgü dolu eleştiriler birbirini izledi...
Hayır onu tutuklayanlar elbet bunları bilmez. O romanlarda, öykülerde düş kırıklıklarıyla gelecek umudunun bütünlüğünü... İnsanın kendi derinliklerinde çıktığı yolculukları... O yolculuğu anlatmanın binbir türü olduğunu... Anlatım biçemleri arasından yapılan seçimleri... Dildeki özeni ve şiiri ve de melankoliyi... Kişiler arası ilişkilerdeki sorgulamaları... Hayır bunların hiçbirini bilmezler.
Efendim? Örgüt üyeliği? Propaganda? Terörist? Öyle mi? Hadi ordan!
Her kitabında, her yazısında, Aslı Erdoğan sadece sınırları ve uçurumları sınadı... Hepsi bu! Gerisi lafügüzaf!
İlk kitabı “Kabuk Adam”dan bir alıntı:
“Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.”
Ülkemiz cinnet geçiriyor... Nasıl, nasıl kurtulacağız bu cinnetten, bu ayıplardan, bu travmadan?.. Bu günahların lanetini daha sırtımızda ne kadar taşıyacağız!  

Yazarın Son Yazıları

BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025
Müzik özgürleştirir

Sahnede tam 104 çocuk. Hepsi beyazlar içinde. Yaşları 7 ila 13 arası...

Devamını Oku
10.07.2025
Ölmek ya da ölmemek

...Behçet Necatigil hocanın “Kitaplarda Ölmek” şiirini düşünüyorum 2 Temmuz’dan beri...

Devamını Oku
06.07.2025
Yanmadan aydınlığa çıkmak...

2 Temmuz 1993. Madımak katliamı. Dün müydü? Bugün mü? Yoksa yarınımız mı?..

Devamını Oku
03.07.2025
Yaşanabilir bir ülke

Üç gün boyunca “Nâzım’dan Kazım’a Bir Volkan’dır Karadeniz” etkinliğindeydim. Rize’nin Fındıklı ilçesiyle Hopa arasında, hırçın dalgalarla yüksek dağlar arasında; yeryüzünün belki de en muhteşem doğasındaydım.

Devamını Oku
29.06.2025
Bütün ülkenin suyu ısındı

Başdanışman haykırdı: “Altaylııı senin suyun ısındı!” Ve hooop trol saldırısı, aradan 48 saat geçti ya da geçmedi evine baskın gözaltı, tutuklama, ver elini Silivri...

Devamını Oku
26.06.2025