Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras: Bodrum’u, Bodrum kültürü kurtaracak

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras: Bodrum’u, Bodrum kültürü kurtaracak

30.05.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Henüz bayram gelmeden, henüz kıyılara akın başlamadan Bodrum’da olmak, muhteşem bir şey. Her zaman söylediğim, “Herkes kendi Bodrum’unu seçer” gerçeğini, bin kez daha güçlü yaşamak; gecikmiş ilkbaharda çiçeklerin renk patlamasına tanık olmak; tüketici kalabalıklar doluşmadan kentin ve Bodrumluların tadını çıkarmak başlı başına bir nimet...
Kısacık Bodrum “kaçamağımda”, tanıdığım her Bodrumlu bana CHP’li yeni belediye başkanı Ahmet Aras’tan, kültür ve sanata verdiği önemden söz edince hem kutlamak hem de görüşlerini almak istedim. Doludizgin işe koyulduğundan “çalışma seferberliği” ilan ettiğinden, onu “masa başında” yakalamak pek kolay değil.
Ahmet Aras’a ilişkin ilk izlenimim: Gençliği (1970, Bodrum doğumlu). Dinamizmi. Ayaklarının yere basışı. Kesin, kararlı, azimli, tavrı. Hemen öze odaklanması. En önemlisi de Bodrum tutkusu ve Bodrum vizyonu...

Kuşaklar boyu Bodrumlu
Görüşmeye gitmeden önce dedelerinin 1700’lü yıllarda Mora yarımadasından gelip Bodrum’a yerleştiğini; dedelerinin bugünkü Bodrum Marinası’nın olduğu yerde Osmanlı tersanesi kurduğunu; tersane kapatıldıktan sonra ailenin önce tarım (incir ve mandalina), sonra turizmle uğraştığını öğrenmiştim...
Eğitim serüveni şöyle: Bodrum’da ilk ve ortaöğrenim... Sonra İzmir’de Maltepe Askeri Lisesi; 1992 yılında Kara Harp Okulu’ndan sistem mühendisi olarak mezuniyet... Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde ve yurtdışında TSK görevlisi... 2013’te emekli olup memleketi Bodrum’a yerleşmiş... Sonra turizmcilik. Örgütçü yanı da var. Ortakent Yahşi Geliştirme Derneği başkanıyken çeşitli projelere öncülük etmiş.

Bodrum kültürü
Ahmet Aras’a göre Bodrum’un ana sorunu aldığı yoğun göç, hızlı büyüme... Sadece altyapı sorunları değil mesele, aynı zamanda bunun getirdiği kültürel yozlaşma.
Önce kültürel yozlaşmayı irdeliyoruz: Bodrum hem entelektüel göç, hem işçi göçü alıyor. Eskiden mevsimlik olan göçler artık tüm yıla yayıldı. Her gelen kalıcı oldu. Tamam, kalsınlar...
“Ancak” diyor Ahmet Aras, “Bodrum’da yaşamayı seçenler, Bodrum kültürüne asimile olmalı.” (Bu düşünceye şapka çıkarıyorum.)
Nedir Bodrum kültürü? “Ege kültürüyle Akdeniz kültürünün buluşmasıdır. Burada bir mikro iklim var. Fethiye’den Marmaris’ten farklıdır. Ege’yle Akdeniz’in buluştuğu yerdeyiz. Havasıyla deniziyle rüzgârıyla farklıdır. Karadeniz’den gelen burada hamsi festivali yapamaz.” (O demedi ama ben içimden geçirdim: Urfa’dan gelen de kebap yarışması açmasın!) Özetle nereden gelirse gelsin, buraya gelip yerleşenler bölgenin coğrafyasını, tarihini (yalnız Türk ya da Osmanlı değil, Karya’yı, Lidya’yı, Likya’yı) binlerce yıllık geçmişini, hatta edebiyatını bilmeli, özümsemeli... Önce deniz kültürünü edinmeli. İnsanını, hoşgörüsünü, özelliklerini benimsemeli. Kendi de ona göre davranmalı.
“Burada yaşamak isteyen, buraya ayak uydurmalı. Biz de onlara yardımcı olmalıyız. Yardımcı olmak görevimiz. Bodrum’da herkesin entelektüel yaşama katılması gerek” diyor.

İmar barışı, Bodrum’u bitirdi
Altyapı sorunları, Bodrum’un uzun yıllardır baş derdi. Ahmet Aras çok net söylüyor: “
İmar barışı denilen şey, belediyeciliği bitiren yasadır. Bugün kent merkezinde ruhsatsız okul bile var. Kat çıkanlar; dördüncü, beşinci katı ekleyenler... İmar barışından faydalanıp 5-6 katlı otel yapımına girişenler var... Mücadele ediyoruz. Müsamaha yok. Sadece ona değil, patlayan su boruları, denize karışan atık sular... Bütün bunlara müdahale ediyoruz. Mecburuz çünkü toplum sağlığı tehlikede.”
Başlarken “çalışma seferberliği” ilan ettiğini söylemiştim. İşte bu konuda kollar ilk günden sıvanmış.
Bu arada Karayolları bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyor: Torba’dan girip, Dereköy’den çıkacak, Yalıkavak’a tüneller ve 2 geliş 2 gidişli yollar açmak. “Bu yolu yamaçlardan geçirmeyi planlıyorlar. Yeniden ağaç katliamı yaşanacak, yeni rant alanları açılacak. Kesinleşirse biz bunu durdurmaya çalışırız... Bodrum’da trafik yoğunluğundan şikâyet eden gelmesin...”
Altyapısı olmayan aşırı göç almış, altyapısı eksik bir kente yeni yol açmanın trafik açısından bugüne dek hiçbir yerde hiç ama hiç yarar sağlamadığını kimse Karayolları’na anlatmadı mı diye düşünmekten kendimi alamıyorum...

Örnek oluşturmak
Türkiye’nin neredeyse tüm kasaba ve kentlerindeki görüntü kirliliği almış başını gidiyor bence. Bodrum’u da ele geçiren bu konuya parmak basınca Ahmet Aras’ı daha da çok sevdim.
“Belediye bundan böyle her şeye müdahil olacak. Tabelasından gölgeliğine, çarşısından teknelerine, aydınlatmasından sokak tezgâhına... Hepsine bir standart getirmek gerekiyor. Bodrum’un kendine özgü bir kimliği var. O kimliğe uygun bir standart...”
Geldiğim gün gözlemlemiştim. Belediye plajlarından tüm gelişigüzel yayılmış plastik şezlongları kaldırtmıştı. “Evet ona da standart getiriyoruz. Biz öyle güzel örnekler oluşturacağız ki, işletmeler de bizi takip edecek... Şimdi standart ve örnek oluşturmak için Kent Anayasası hazırlıyoruz. Kent Konseyi’yle birlikte çalışıyoruz.”
Kimliğe uygun standart getirmek, örnek oluşturmak... Daha ne isteyebilirim ki... Söyledim mi, göreve başlarken ilk talimatlarından biri: “Her yere zakkum ekilecek” olmuş...

Bodrum vizyonu
Ahmet Aras’ın Bodrum vizyonu, kültürüyle sanatıyla gelişen bir kent... Sadece tatil heveslilerinin üç ay gelip, her şeyini tüketip, geriye çöplerini bırakacakları bir kent değil... Bütün mevsimlerde yaşanacak, turizm mevsimi uzayacak, hatta hiç bitmeyecek bir kent...
“Bodrum’u kültürüyle pazarlamak gerek” diyor.
O kültürün içinde tarım kültürü de var. Orada bağcılığı, şarap üretimini yeniden canlandırmak; arıcılığı, balcılığı, tarımı geliştirmek gibi girişimleri var. “Sulak Karaova bölgesi tarım için ideal. Onlar toprak insanı, elbet tarım da hayvancılık da yapmaları için yardımcı olmak gerek” diyor.
Nitekim bir bakıyorsunuz Ahmet Aras bugün Karaova’da toprak insanlarıyla buluşuyor; iki gün önce Kale’nin önündeki meydanda, deniz insanlarıyla... Samsun’dan 19 Mayıs 100. yıl kutlamalarından dönen STS Bodrum Okul Gemisi’ni karşılayan o coşkulu karşılama töreninde kalabalığın arasında... Birkaç gün önce öve öve bitiremediği Bodrum Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun sezon sonu oyunu bitiminde, Okay Arayıcı’nın “Seferi Ramazan Bey’in Nafile Dünyası” sanatçılarını kutluyor, izleyicilerin, oyuncuların coşkusuna, “Her şey çok güzel olacak” temposuna katılıyor.
Bana da Ahmet Aras’ın başarılı olmasını dilemek kalıyor.

Yazarın Son Yazıları

Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025