Çin’de ‘boş iskemle’ demek yasak...

Çin’de ‘boş iskemle’ demek yasak...

31.08.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Malmö’deyim. İsveç’te. Dört PEN merkezinin düzenlediği bir konferansta. Bu merkezler: Bağımsız Çinli Yazarları, Uygur, Tibet ve İsveç PEN’leri. Hep Türkiye’deki ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü sorgulanacak değil ya, bu kez sorgulanan Çin’deki durum... (Şu son cümle hakaret mi yoksa teselli mi, artık ona siz karar verin.)
Konferansın, toplantının ana teması şu başlığı taşıyor: “Ortak Paydada Buluşabilmek- Düşmansız, Nefretsiz”...
“Benim düşmanım da yok; nefretim de yok”...
Geçen ay hapisteyken ölen Çinli muhalif yazar Liu Xiabo’nun sözleri bunlar... Bağımsız Çin Yazarları PEN Merkezi’nin kurucularından olan, başkanlığını da yapan, Nobel Ödüllü yazar 11 yıllık hapis cezasına çarptırıldığından ödülünü almaya gidememişti ama hücresinden yazmaya ve insan hakları savunuculuğuna devam etmişti.
Toplantının ona adanmasının nedeni, ideallerini bu dört merkezin de paylaşması. Anladınız herhalde: İki gündür tartışılan, konuşulan Çin’de edebiyata uygulanmakta olan totaliter sansür, Uygur, Tibet ve Moğolistan edebiyatlarına ve sanatlarına yönelik baskılar...
Ne yazık ki, küreselleşme olsun, ekonominin liberalleşmesi olsun, bunlar düşüncenin de liberalleşmesine yol açmıyor. Kara para, ak para, sermaye, rant ve silah sınır tanımazken, pasaportsuz, izinsiz serbest dolaşımdan yararlanırken, düşünce ve ifade özgürlüğü aynı serbestlikten faydalanamıyor! Dönelim Çin’e!
Düşünce ve ifade özgürlüğünü yok sayan her ülkede olduğu gibi Çin’de de muhalif her görüş baskı altında tutuluyor ve cezalandırılıyor. Bu bilinmedik bir şey değil. Ama doğrusu Çin’de internette “boş iskemle” sözünün kesinlikle yasak olduğunu bilmiyordum. Yasağın nedeni: Dünya edebiyat arenasında her toplantıda aramızda bulunamayan hapisteki yazarlar için sahneye bir boş iskemle konması artık gelenek haline dönüştü… En bol boş iskemle hangi ülkeler için var artık ben söylemeyeyim. Nasılsa siz biliyorsunuz.
İsveç PEN Başkanı Elizabeth Asbrink toplantının açış konuşmasında bu ayrıntıyı Çin’deki boş iskemle yasağını söyleyince, dinleyenleri tuttu mu bir gülme… Ben herkesten daha çok güldüm. Ve elbet bizde de “kahraman” sözcüğünün İngilizcesinin yasak olduğunu kimselere söylemedim… Hem zaten bu toplantıda Türkiye PEN Merkezi gözlemci durumundaydı…
Üç gün boyunca Uygur, Tibet, Moğol yazarların deneyimlerini ve tanıklıklarını paylaştık. Özgün edebiyatlarını ve uygarlıklarını tanımaya çalıştık. Suçlamalar, yakınmalar, tartışmalar birbirini izlerken, benim içimden geçen duygu, “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş”ti.
Toplantının onur konuğu, İranlı Nobel ödülü sahibi yazar avukat Şirin Ebadi, tüm konuşmalarında “Düşmansız, nefretsiz” sözünü sorguladı...
“Düşmansız evet... Ama nefret etme hakkım var; nefretin şiddete dönüşmesini engelleme yollarını aramak bulmak sorumluluğum var” diyerek önemli bir noktayı vurguladı.
Şirin Ebadi, işlerine gelince, çıkarları uğruna her türlü kötülüğe ve baskıya göz yuman Batı dünyasını da eleştirmekten geri kalmadı.
“O, Liu Xiabo öldü. Ama dünyanın birçok yerinde hapiste sayısız yazar ve gazeteci var. Onların ölmesine izin vermeyin... Diktatörlere karşı kalemlerinizle savaşın” diyerek konuşmalarını sonlandırdı.
Bir toplantı daha sona erdi. Üç günde elbet hiçbir sorun çözülemedi, bir sonuç alınamadı. Ama hiç olmazsa yalnız değiliz duygusu paylaşıldı, sessizlerin sesinin duyulması için bir adım daha atıldı.

Yazarın Son Yazıları

Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı

Korkunç yoğun bir trafikte iki saat gitmeyi ve iki saat de dönmeyi göze alırsanız orada bulunduğunuz sürece müthiş keyiflenir ve “Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı” diye haykırabilirsiniz.

Devamını Oku
18.12.2025
Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025