Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çocukları öldürmeyin!

01 Ekim 2015 Perşembe

Anımsayın: Bedran Encü ve Çetin Encü 1999 Şırnak doğumluydular. Tepelerine bombalar yağdırıldığında 12 yaşındaydılar. Erkan Encü 13 yaşındaydı. Şivan Encü 14 yaşındaydı. Orhan, Aslan, Bilal, Celal, Savaş, Adem, Mehmet Encü 15 yaşındaydılar... Cihan, Vedat, Fadıl, Mahsun, Cemal, Şervan Encü 16...
Anımsayın: Liste böyle uzayıp gidiyordu... 35 kişiydiler. Çocuktular. Gençtiler. İçlerinden yirmisi 12 ile 18 yaşları arasında; on beşi ise 1827 yaşlarında.. Kardeştiler, yeğendiler, akrabaydılar... Cep harçlığı için, okul araç gereçleri için, kardeşlere bakmak için, aileyi geçindirmek için, her zaman yaptıklarını yapıyorlardı. Kaçakçılık. Yoldaşları 50 kadar katırdı. Yükleri tütün ve benzindi. Her katırın iki yanında altmışar litrelik bidonlar...
Anımsayın: Tarih 28 Aralık 2011’di. Anımsayın: Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyündeydi. Anımsayın, saat 21.39 ila 22.24 arasındaydı.
İşte tam o saatlerde F16 savaş uçakları bomba yağdırmaya başladı... Çocuklar, gençler kayaların arasında yanarak can verdiler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu, kendi çocuklarını, kendi vatandaşlarını bombalıyordu. Sonra... Sonra...
Aileler çocuklarının cesetlerine ulaşabilmek için amansız bir mücadele verdi. Zifiri karanlığı delen haykırışlar, karı eriten ağıtlar... Sonra... Sonra...
Hiçbir yere sığdıramadığımız acı ve utanç... Sonra...
Biliyorsunuz işte.
“Kaçınılmaz hata” dendi... Uzatmayın artık dendi... Takipsizlik kararı verildi... Oldu bitti...
Günlerdir Kemal Göktaş’ın gazetemizdeki yazılarını okuyorum. Katliama yargının da göz yummasını... Akıl almaz, vicdana, insanlığa sığmaz yanlışları, yalanları, dolanları... Soruşturmanın, daha doğrusu soruşturmamanın sefaletini... Baştan sona ihmalleri, kasıtları, göz yummaları... Haksızlığı ve adaletsizliği...
İşte yaşadığımız ülke böyle bir ülke...
Biliyorum bu ne ilk ne de son katliam. O çocuklar geri gelmeyecek.
Biliyorum, şimdi de neden o çocukları yazıyorsun da PKK’nin öldürdüğü çocukları yazmıyorsun diye öfkeli mektuplar yağacak. Ölü çocuklar üzerinden de ayrımcılık yapılacak; kin, nefret, intikam naraları atılacak.
Nasıl anlatmalı ki, öldürülen çocukların rengi, ırkı, dini, dili, etnik kökeni, inancı yoktur. Hele hele ölü yıkamayı bilmelerine hiç gerek yoktur.
Öldürülen çocukların geride bıraktıkları boşluk vardır. Hiç azalmayacak olan korkunç acı vardır. Anaların genzini sonsuza dek yakacak olan mis kokuları vardır. Ana yüreğini hiç terk etmeyecek bir bakışı, bir gülümseyişi vardır.
İşte, zaten bunları anlatamadığım için, galiba artık yazı yazmak istemiyorum...
Sadece çocukları öldürmeyin demek istiyorum. Hepsi bu...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları