Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Don Kişot kadınlardan biri...
35. yılını kutlayan Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu, yöneticisi, emekçisi, ağır işçisi Rabia Çapa
\n\n\n\n\nAnımsıyorum: Yıl 1976’ydı… “İstanbul’da yeni bir galeri açılıyor, Maçka’da” sözü nicedir biz sanatla uğraşan gazetecileri tatlı bir telaşa sürüklemişti. O zamanlar sanat olayları tüm gazetelerin meselesiydi ve henüz “magazin haberleri”yle iç içe yoğrulmamıştı; dedikodu faslı değil, eleştiri, yorum ve değerlendirme ağır basardı…
\nAnımsıyorum: O galeriyi ilk gördüğümde önce mimarisine vurulmuştum. Mimar Mehmet Konuralp’in elinden çıkmaydı. Bahçeye, sokağa açılan minicik mekân, içinde yeni dünyalara açılma gücünü, işlevselliği, bölünebilmeyi, çoğalabilmeyi içeriyordu. Ama aynı zamanda bir ev-yuva sıcaklığını barındırıyordu. Galerinin o gün bugün simgesine dönüşecek olan logosu Mengü Ertel’in yüreğinden kopmuştu. Galerinin ışık tasarımı ise Şazi Sirel’e aitti.
\nAnımsıyorum: İlk sergi, sanat eleştirmeni Sezer Tansuğ’nun “Beş Gerçekçi Türk Ressamı” kitabının izini sürüyordu. Açılış sergisi, ustalarlaydı: Turgut Zaim, Nuri İyem, Cihat Burak, Neşet Günal ve Nedim Günsür…
\nGaleriyi açan iki genç, güzel, dinamik kız kardeşti: Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu!
\nDünden Bugüne…
\nAradan tam 35 yıl geçti. Maçka Sanat Galerisi, sanat dünyamızın öncü galerilerinden biri oldu. Galeri olmak için yola çıkmıştı, galeri olarak kaldı. Farklı işlevler yüklendi. En yeni sanat akımlarına kucak açtığı gibi, kavramsal sanatın sözcülüğünü de yaptı.
\nMaçka Sanat Galerisi şu sıralar 35. yıldönümünü görkemli etkinliklerle, gençlerle buluşmalarla kutluyor. (Bu etkinliklerin ayrıntılarını bu sayfalarda okuyorsunuz, tekrarlamayacağım. Onun yerine dünden bugüne uzanan anılar labirentinde dolaşacağım…)
\nRabia Çapa, Bedri Rahmi Eyüboğlu’yla resim çalışmıştı Güzel Sanatlar Akademisi’nde. Resim yapmayı değil, resme yönelenlere bir platform kazandırmaya yöneldiğinde ne denli güç bir işe giriştiğini ne denli biliyordu doğrusu pek emin değilim. Ama kesin bildiğim şu: Çok çalışkandı, inatçıydı, azimliydi. Tuttuğunu koparacaktı…
\nÖmer Uluç’tan Mehmet Güleryüz’e; Füreya’dan Mengü Ertel’e; Komet’ten Gülsüm Karamustafa’ya nice sanatçının en önemli sergilerini burada izledim… Araştırmaya, denemeye her zaman açık, toplumsal yaşamımızla iç içe geçmiş sergileri de öyle (Serhad Kiraz, Su Yücel). Bugüne dek 136 kişisel sergi, 30 karma sergi düzenlendi burada. Hangi birini ansam ki… Kavramsal Sanatın hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki gelişiminin sıkı bir takipçisi oldu Maçka Sanat Galerisi. Öncü bir işlev benimsedi.
\nHer sergiye eşlik eden bilgilendirici ve özenli broşürleri; her açılışta serginin “ruhuna” uygun giysileriyle konukları karşılayan Rabia Çapa ve akşamüstleri sanat konuşulduğu, sanat tartışıldığı toplantılar; gençlere yönelik konferanslar… Bunlar eksilmez parçaları oldu galerinin.
\n35. yılda düşler gerçekler
\nRabia Çapa, benim için Adalet Cimcoz, Melda Kaptana gibi kahraman, Don Kişot kadınlardan biri. Yola birlikte çıktığı kız kardeşinin erken aramızdan ayrılışı, ardından eşini kaybetmesi, bir süre galeriyi kapatmasına neden olduysa da yoluna devam etti. Öncülüğünden, niteliği savunmasından, ilkelerinden hiç ödün vermeden… Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu, yöneticisi, emekçisi, ağır işçisi, kısaca her şeyi oldu. 35 yıldönümünde neler hissettiğini sorduğumda şöyle yanıtladı:
\n“İnsan sevdiği, heyecanlandığı bir işi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Zaten sanatla uğraşmak yalnız zamanı değil, bugün dünyada ve etrafımızda olan bütün pislikleri de örtüyor. Ben de iyi ki sanat var ve iyi ki sanatla uğraşıyorum, diyorum. Bu 35 yıl içinde hem çok güzel geçen günlerim hem çok üzüldüğüm günlerim oldu. Hepsini yaşamış olmaktan mutluyum. Çok güzel ve özel insanlar tanıdım. Onlarla dost, onlarla arkadaş oldum. Onlar, galerimin ve benim bir parçam oldular. Beni çok zenginleştirdiler. Ve onlar hâlâ benim içimde, benim galerimde, benimle beraber yaşıyorlar.”
\nİleride bu özel dostlarla söyleşilerini, anılarını bir kitaba dönüştürecek Rabia Çapa.
\nPeki düşlerini gerçekleştirebildi mi?
\n“Düşlerin sonu yok ve iyi ki de yok. Benim hep büyük düşlerim oldu. Büyük düşleri ayağa kaldırmak zor, kimini gerçekleştirdim, kimini fikir hırsızlarına kaptırdım, kimini de kıskançların duvarına çarptırdım. Ama geçen 35 yılın sergilerine göz atılırsa MSG’nin bir yığın ilke imza atmış ve çok güzel sergiler açmış bir galeri olduğu görülür. Benim daha bir sürü düşüm var ve hepsini sırayla gerçekleştireceğim.”
\nHiç kuşkum yok gerçekleştirecektir. Kutluyorum ve 35 yıl için teşekkür ediyorum.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği