Haber alma özgürlüğümüz var mı yok mu?

14 Temmuz 2022 Perşembe

Önceki akşam Bodrum Dibeklihan’da, kalabalık bir dinleyici kitlesi önünde “Bodrum Gündemi” dergisini eşi Çiçek’le birlikte çıkaran Fatih Bozoğlu’nun sorularını yanıtlarken yeniden ve yeniden kendimi sorguluyordum: 

Gazetecilik, haber alma özgürlüğü, hakikat, bu uğurda harcanan çaba, işgücü, bunun karşılığında alınan “ödül”, karşılığında ödenen “bedel”, değer mi, değmez mi? 

GAZETECİLİK KÜLTÜR VE SANAT

Sohbetin başlığı “Gazetecilik, Kültür ve Sanat”tı... Bu ülkede hiçbir zaman tam bir basın özgürlüğü olmadı ama bugünkü kadar korkunç duruma da hiç düşülmemişti. Dünyada Türkiye’nin adı, “en büyük gazeteci hapishanesi” diye geçiyor. Hapishaneler dolup taştıkça, yeni hapishaneler inşa ediliyor. Hapishanelerden gelen mektuplar korkunç!. (Ki elime ulaşan mektuplar, ulaşamayanların yanında çok küçük kalır!) 

Bu arada korkmak ya da korkmak? İnsan mantığı olan bir tehlikeden korkar! Bizde uygulanan yasakların, baskının mantığı yok ki korkasın... Adaletin olmadığı bir ülkede, suç olmadan sanık ilan edilen bir ortamda korku ne ki? Olsa olsa çocukların , sevdiklerin üzülecek diye korkarsın! Bakınız: Hapisteki emekli generaller, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve diğerleri...

Neyse ki sohbette, gazetecilikten sonra sanata, Halikarnas Balıkçısı, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Joan Baez, Ruhi Su’lara, İzmir’in özgürlüğüne, Bodrum’un sanatla coşmasına geçtik, zenginleştik, gönlümüz açıldı. 

DİBEKLİHAN FARKI

Dibeklihan, Bodrum’da başlı başına bir kültür merkezi. Sergiler, sohbetler, resital ve konserlerle, türler arası, geniş bir yelpazeye yayılan zengin bir programı var. 

Sanat tutkunu Cenap Tezer ve eşi Mimar Gülay Tezer’in tırnaklarıyla kazıyarak gerçekleştirdikleri “Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü”nü, temellerinin atıldığı 2008’den beri izliyorum. Bu “köy”, tasarımından mimarisine, tüm ayrıntılarına Anadolu kültürünün izlerini, ezgilerini, renklerini taşıyor. Bodrum Yarımadası için sanat etkinlikleriyle gerçek bir kazanç! Cenap Tezer, 2019’da sonsuzluğa göçünceye dek burayı yönetti. Şimdi oğlu Uluç Tezer yönetiyor.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLÜ

Gazetecilikle başladık, öyle bitirelim: Yandaş gazetelerin yer vermediği bir haberi herkesin bilmesi gerek. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) basın özgürlüğünün önemini vurgulamak için 1989’dan beri “Basın Özgürlüğü Ödülü” verir. Biri bireysel gazetecilik, biri kurumsal gazetecilik dalında.

Aralarında benim de bulunduğum ödül jürisi, birkaç gün önce bu yılın bireysel gazetecilik ödülünü Diyarbakır’da tutuklanan 16 Kürt gazeteciye verdi.

Kurumsal ödülü ise “Sansür Yasasına Karşı Direniş ve Dayanışma” hareketine verdik. Kayda geçmesi için gerekçeyi de paylaşıyorum:

“Siyasette seçim söylemlerinin yaklaştığı bir dönemde yurttaşların haber alma hakkını engellemek, tek tip gazeteci, tek tip haber yaratma amacıyla tutuklanan 16 Kürt  gazeteci; Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Suat Doğuhan ile Zeynel Abidin Bulutun şahsında mesleklerini yapmaları engellenen tüm gazetecilerle, tutuklu gazetecilere; iktidarın TBMM gündemine getirdiği; sansürü ve oto sansürü daha da derinleştirecek, basınla birlikte toplumsal muhalefeti de susturmayı, korkutmayı ve hapsetmeyi hedefleyen yasa teklifinin geri çekilerek 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ertelenmesini sağlayan Sansür Yasasına Karşı Direniş ve Dayanışma’ya ödül verilmesi kararlaştırıldı.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları